Çin'in önde gelen özel otomobil üreticilerinden Cherry, Mayıs ayında tam 8 bin 53 adet otomobil ihraç etti. Geçtiğimiz yılın aynı ayına göre satışları yüzde 259 artan Chery, bu yılın ilk beş ayında toplam 30 bin 100 adet otomobil ihraç etmiş oldu. Chery Otomobil Genel Müdür Yardımcısı Jin Yibo, firmanın amacının otomobil ihracatını arttırmak yerine üretimi diğer ülkelere kaydırmak olduğunu söylüyor. 2009 yılı sonunda şirketin Çin dışında 12 ayrı üretim merkezi bulunuyor. Bu yıl içerisinde 3 yeni üretim merkezinin daha Çin dışında faaliyete geçmesi bekleniyor.
Bu haber "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Çin ekonomisine ilişkin önemli haberler, alıntılar ve Özgür Gürbüz'ün Çin Uluslararası Radyosu'nda hazırladığı eski programların metinlerine buradan ulaşabilirsiniz. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
30 Haziran 2010 Çarşamba
29 Haziran 2010 Salı
Yuan ABD Doları karşısında değer kazandı
Çin'in para birimi Renminbi ABD Doları karşısında 2005 Temmuz ayından bu yana en yüksek değerine ulaştı. Çin Merkez Bankası'nın Renminbi'nin kur oluşum mekanizmasında reforma gideceğini açıklamasıyla birikte artışa geçen yuan, geçtiğimiz cuma günü (25 Haziran), bir önceki güne göre yüzde 0,3 oranında arttı. Cuma günkü değerlere göre 1 ABD Doları 6,78 yuana denk düşüyor. 1 Türk Lirası karşılığı ise yaklaşık 4,3 yuan alınabiliyor.
Bu haber "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Bu haber "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
27 Haziran 2010 Pazar
Selin maddi zararı 12 milyar doları geçti
Uzun bir süredir Güney Çin'i etkisi altına alan sel ve yağışların neden olduğu maddi kaybın 82 milyar 400 milyon yuan, yani 12 milyar ABD Doları'nı geçtiği belirtildi. Aşırı yağışlar sonucu 379 kişi öldü, 141 kişiden ise hala haber alınamıyor. Sellerden 22 eyalette 70 milyona yakın insan etkilendi. Sel altında kalan ekili alanın büyüklüğü 4 milyon 400 bin hektar olarak açıklanıyor.
Bu haber "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Bu haber "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
22 Haziran 2010 Salı
Dünya Kupası’nın ekonomisi
Fark etmemiş olmanız sanıyorum biraz zor. Futbolu sevin ya da sevmeyin, Güney Afrika’daki Dünya Kupası’nın başladığından haberdar olmamak günümüzde artık çok zor. Mağazalarda Dünya Kupası’yla ilgili ürünler satışa sunuluyor, gazeteler ve televizyonlar turnuva boyunca Dünya Kupası haberleriyle dolup taşıyor. Dört yılda bir gerçekleşen ve milyonlarca futbolseveri stad ve ekran başına toplayan Dünya Kupası, iş dünyası için de yoğun ve farklı bir ayın başlaması anlamına geliyor. Adeta her dört yılda bir, yaşam ömrü birkaç ay süren yeni bir sektör yaratılıyor. Bu yıl Çin Dünya Kupası finallerinde yer almıyor ancak turnuvanın heyecanı tüm Çin’i sarmış durumda. Dünya Kupası ekonomisi de tüm ülkede kendini hissettiriyor.
Barlar, sokaklar büyük ekran doldu
Dünya Kupası’nın etkisini anlatmak için öncelikle küçük işletmelerden işe başlayalım. Çin’de her gün oynanan üç maçın en sonuncusu, saat farkı nedeniyle sabah 02:30 saatlerinde ekranlara geliyor. Bir önceki maç ise akşam 10’da başlayıp geceyarısına doğru sona eriyor. Bu nedenle birçok restaurant, bar ve hatta sokak satıcıları bile fazla mesai yapmaya başladı. Yapılan araştırmalara göre barda Dünya Kupası maçı izleyen bir Çinli ortalama 50 ile 100 arasında para harcıyor. Bu paranın büyük bir bölümünün bira tüketimine gittiğini söylemeye gerek yok sanırım. Düz ekran televizyon satışlarında da geçen yıla göre 1,5 katlık bir artış var. Satışları artan küçük üreticiler arasında futbolseverlerin maç izlerken giydiği aksesuarların üreticileri de yer alıyor. Peruklardan bayraklara kadar birçok ürüne olan talep arttı. Yiwu kentindeki küçük bayrak üreticisi Li Xiaomei, en çok talebin Brezilya bayraklarına olduğunu söylüyor.
Büyük ekranda, final maçını izlemek isteyenler şimdiden barlarda yerlerini ayırtmaya başladılar. Bar sahipleri Hong Kong’da, halka açık yayın yapmak için aylık 4 bin Hong Kong doları ödemekten çekinmiyor. Hong Kong’daki restaurant ve barların Dünya Kupası boyunca 600 milyon Hong Kong doları kazanması bekleniyor.
Vuvuzela'lar Çin'den üflemesi sizden
Vuvuzela’dan bahsetmeden herhalde bu dünya kupasından bahsetmek olmaz. Açıkçası benim maç izlerken keyfimi kaçıran bu borozan vari şeyler, bu işten para kazanmak isteyenleri o kadar rahatsız etmiyor. Çin’deki en büyük sanal dükkanlardan biri olan Taobao’da en çok satın alınan ürünlerden biri Vuvuzela. Maliyeti 0,65 yuan ile 2,5 yuan arasında değişen bu borozanlar internette 10 yuan fiyatla alıcı buluyor. Yaklaşık 2,5 liralık bir satış fiyatı. Dükkanlarda ise 12 Türk Lirası’na kadar satılıyor. Ne diyelim, cebe değil kulağa zarar veren bu borozonlar umarım gelecek dünya kupalarında da sahne almaz. Çin’in dünyada üretilen Vuvuzela’ların yüzde 90’ını ürettiğini ve bu borozanların 127 desibel ses çıkardığını da anımsatalım. Elektrikli süpürgenin çıkardığı ses 70, yoğun bir şehir trafiği ise 90 desibel ses çıkarıyor.
Önce futbol sonra iş
Gelelim işin bir başka boyutuna. Dünya Kupası boyunca çalışanlar maçlara konsantre oldukça, işverenlerin derdi de artıyor. Bir insan kaynakları şirketi tarafından yapılan bir araştırma, çalışanların yüzde 45’inin Dünya Kupası boyunca futbolu işin önüne koyduğunu gösteriyor. 2357 kişiyle yapılan araştırmanın sonuçları hayli ilginç. Ankete yanıt verenlerin üçte biri maçları izlemeye niyetli olduklarını belirtirken, çalışanların yüzde 24’e yakınının, Dünya Kupası sırasında tatile çıkmayı planladığı da ortaya çıktı. Daha da ilginci, ankete yanıt verenlerin yüzde 3’ü, Dünya Kupası’nı izlemek için işlerini bırakmaya bile hazır olduklarını söyledi.
Bu haber "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Barlar, sokaklar büyük ekran doldu
Dünya Kupası’nın etkisini anlatmak için öncelikle küçük işletmelerden işe başlayalım. Çin’de her gün oynanan üç maçın en sonuncusu, saat farkı nedeniyle sabah 02:30 saatlerinde ekranlara geliyor. Bir önceki maç ise akşam 10’da başlayıp geceyarısına doğru sona eriyor. Bu nedenle birçok restaurant, bar ve hatta sokak satıcıları bile fazla mesai yapmaya başladı. Yapılan araştırmalara göre barda Dünya Kupası maçı izleyen bir Çinli ortalama 50 ile 100 arasında para harcıyor. Bu paranın büyük bir bölümünün bira tüketimine gittiğini söylemeye gerek yok sanırım. Düz ekran televizyon satışlarında da geçen yıla göre 1,5 katlık bir artış var. Satışları artan küçük üreticiler arasında futbolseverlerin maç izlerken giydiği aksesuarların üreticileri de yer alıyor. Peruklardan bayraklara kadar birçok ürüne olan talep arttı. Yiwu kentindeki küçük bayrak üreticisi Li Xiaomei, en çok talebin Brezilya bayraklarına olduğunu söylüyor.
Büyük ekranda, final maçını izlemek isteyenler şimdiden barlarda yerlerini ayırtmaya başladılar. Bar sahipleri Hong Kong’da, halka açık yayın yapmak için aylık 4 bin Hong Kong doları ödemekten çekinmiyor. Hong Kong’daki restaurant ve barların Dünya Kupası boyunca 600 milyon Hong Kong doları kazanması bekleniyor.
Vuvuzela'lar Çin'den üflemesi sizden
Vuvuzela’dan bahsetmeden herhalde bu dünya kupasından bahsetmek olmaz. Açıkçası benim maç izlerken keyfimi kaçıran bu borozan vari şeyler, bu işten para kazanmak isteyenleri o kadar rahatsız etmiyor. Çin’deki en büyük sanal dükkanlardan biri olan Taobao’da en çok satın alınan ürünlerden biri Vuvuzela. Maliyeti 0,65 yuan ile 2,5 yuan arasında değişen bu borozanlar internette 10 yuan fiyatla alıcı buluyor. Yaklaşık 2,5 liralık bir satış fiyatı. Dükkanlarda ise 12 Türk Lirası’na kadar satılıyor. Ne diyelim, cebe değil kulağa zarar veren bu borozonlar umarım gelecek dünya kupalarında da sahne almaz. Çin’in dünyada üretilen Vuvuzela’ların yüzde 90’ını ürettiğini ve bu borozanların 127 desibel ses çıkardığını da anımsatalım. Elektrikli süpürgenin çıkardığı ses 70, yoğun bir şehir trafiği ise 90 desibel ses çıkarıyor.
Önce futbol sonra iş
Gelelim işin bir başka boyutuna. Dünya Kupası boyunca çalışanlar maçlara konsantre oldukça, işverenlerin derdi de artıyor. Bir insan kaynakları şirketi tarafından yapılan bir araştırma, çalışanların yüzde 45’inin Dünya Kupası boyunca futbolu işin önüne koyduğunu gösteriyor. 2357 kişiyle yapılan araştırmanın sonuçları hayli ilginç. Ankete yanıt verenlerin üçte biri maçları izlemeye niyetli olduklarını belirtirken, çalışanların yüzde 24’e yakınının, Dünya Kupası sırasında tatile çıkmayı planladığı da ortaya çıktı. Daha da ilginci, ankete yanıt verenlerin yüzde 3’ü, Dünya Kupası’nı izlemek için işlerini bırakmaya bile hazır olduklarını söyledi.
Bu haber "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
İnternet bağımlısı Çinli sayısı artıyor
Çin Sosyal Bilimler Akademisi’nin yaptığı araştırmaya göre, ülkede internet bağımlısı kabul edilen gençlerin sayısı 33 milyon civarında. 236 milyon internet kullanıcısından yaşları 29’un altında olan yüzde 14’lik dilim, her gün iş dışında 90 dakika veya daha fazla süre internette kalıyor. 33 milyon genç Çinli internet kullanıcısının yaklaşık üçte biri, her gün ortalama 135 dakika internete girerek “ciddi bağımlı” kategorisinde yer alıyor. Rapora göre iş harici, 90 dakikadan fazla bir süreyi internette harcayanlar bağımlı olarak kabul ediliyor.
Bu haber "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Bu haber "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
10 bin sahte ürüne el kondu
Futbol’da Dünya Kupası’nın başlamasıyla birlikte yeşil sahalar futbolcularla, tezgahlar ise sahte forma, şapka ve sırt çantası gibi futbol fanatiklerini hedef alan ürünlerle doldu. Çin’in Yiwu kentinde, gümrük yetkilileri 10 bin adet telif haklarını ihlal eden ürüne el koydu. Değeri 1 milyon yuanı geçen ürünler arasında şapkalar, t-shirtler, sırt çantaları ve çocuk eşyaları başta geliyor.
Bu haber "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Bu haber "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Dünya Bankası Çin’in 2011 büyüme hızı tahminin düşürdü
Dünya Bankası tarafından geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada, Çin’in 2011 yılına ait Gayri Safi Yurt İçi Hasıla oranındaki artışın yüzde 8,7 değil yüzde 8,5 oranında gerçekleşeceği tahmininde bulunuldu. Büyüme hızının çok az da olsa düşeceği tahmininin ardında, Çin’in emlak piyasasındaki hızlı yükselişi kontrol etmek için aldığı önlemler hatırı sayılır bir paya sahip. Dünya Bankası tarafından yapılan tahmine göre, ülkelerin büyüme hızının göstergesi olarak da tahmin edilen Gayri Safi Yurt İçi Hasıla artış oranı, 2011’den sonra da düşmeye devam edecek ancak yine de hatırı sayılır büyüme oranları korunacak. Dünya Bankası, 2010 yılı için Çin’in yüzde 9,5 oranında büyüyeceğini tahmin ediyor.
Bu haber "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Bu haber "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
2 Haziran 2010 Çarşamba
25 yıl bedava eğitim
Çin'in Guandong eyaletine bağlı Dongguan kentinin Shipai kasabası sakinleri 25 yıl bedava eğitim alabilecek. Gelişmiş bir kasaba olan Shipai, geçtiğimiz yıl da 64 üniversite öğrencisine 320 bin yuan değerinde harçlık vermişti. Bu sefer kasabada eğitime ayrılan bütçe 10 milyon yuan, yaklaşık 2 milyon Türk Lirası. Yaılan hesaba göre 42 bin kişi bedava eğitimden yararlanabilecek. Bu mucizevi gelişmeyi yerinde görmek için Shipai'e giden ekonomist Mao Yushi, eğitim için ayrılan paranın kasabanın vergi gelirlerinden geldiğini bu yüzden de kasabanın eğitim konusundaki idarecilerinin bu tercihinin kabul edilebilir olduğunu söylüyor. Yerel yetkililer, kasabalarının Çin'in eğitim reformu için önemli bir örnek teşkil ettiğini söylüyor.
Bu haber "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Bu haber "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Çin-ABD Stratejik ve Ekonomik Diyalog toplantısı
Özgür Gürbüz-CRI Türkçe Servisi/1 Haziran 2010
Çin-ABD Stratejik ve Ekonomik Diyalog toplantılarının ikincisi 24-25 Mayıs tarihleri arasında Beijing'de yapıldı. İki gün süren toplantı boyunca iki ülkeyi ilgilendiren stratejik ve uzun vadeli sorunlar üzerinde görüş alışverişinde bulunuldu ve yedi adet işbirliği belgesi imzalandı. Görüşmeler Çin Cumhurbaşkanı Hu Jintao ve Başbakan Wen Jiabao'nun toplantı için Amerika'dan gelen konukları kabuluyle başladı. Cumhurbaşkanı Hu Jintao, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile Maliye Bakanı Timothy Geithner'i kabul etti.
Hu Jintao görüşmede, iki tarafın, diyalog toplantısının ikinci turundan alınan sonuçları ciddiyetle hayata geçirerek, mekanizmayı daha verimli hale getirmesini ve ikili ilişkilerin gelişmesinde daha büyük rol oynamasını beklediklerini söyledi. Amerikalı konuklarla bir görüşme yapan Başbakan Wen Jiabao da benzer temennilerde bulunarak, Çin ve ABD arasındaki temasları yoğunlaştıran önemli bir yol ve ikili işbirliğini geliştiren bir platform niteliği taşıyan diyaloğun, ikili ilişkilerin sağlıklı ve istikrarlı gelişmesi için yararlı olduğu gibi dünyada barış ve refahın sağlanmasına da katkısı olduğunu belirtti. Toplantı sonunda Clinton ve Geithner tarafından yapılan açıklamalara bakılırsa, toplantı ikili ilişkilerin gelişmesi bakımından amacına ulaşmış gibi görünüyor. ABD'nin iki bakanı yaptıkları açıklamada, diyalog toplantısında Çin-ABD ilişkileri ile her iki tarafı ilgilendiren sorunlar üzerinde derinliğine fikir alışverişinde bulunduğunu, diyaloğun, karşılıklı anlayışı arttırmanın yanı sıra işbirliğini de derinleştirdiğini belirtti. Konuk bakanlar Çin'le birlikte her alanı kapsayan diyalog ve temasları güçlendirerek, ikili ilişkilerin ilerlemesi için çabalarını sürdüreceklerini kaydetti.
Detaylara bakacak olursak son zamanlarda sık sık gündeme gelen bazı tartışmalı konularda da fikir alışverişinin arttığı gözlemleniyor. Örneğin, Çin Ticaret Bakanı Chen Deming, ABD'nin ihracat kontrol sisteminde reform yapmasını olumlu karşıladıklarını söyledi. Toplantının ilk günü bir açıklama yapan Chen, toplantıda Çin'in ihracatına karşı alınan önlemlerin ve uygulanan kontrolün ortadan kaldırılması ve yüksek teknoloji ürünlerinin Çin'e ihraç edilmesi konusunun ele alındığını belirtti. Chen bunun, Çin ve ABD arasındaki ticaret dengesinin anahtarı olduğunu vurguladı. ABD'nin ihracat kontrol sistemini tekrar gözden geçirdiğini ve sistemde köklü reform yapmak istediğini ifade eden Chen, bunu olumlu karşıladıklarını ve ABD'nin Çin'e karşı ayrımcı politikalardan vazgeçerek, özel ihracat kontrol uygulamalarını kaldırmasını beklediklerini kaydetti.
ABD tarafında da yüzlerin güldüğü bazı konular vardı. Çin'in resmi para birimi Renminbi'nin değerinin düşük tutulduğunu öne süren ABD, Çin Maliye Bakan Yardımcısı Zhu Guangyao'nun son gün yaptığı konuşma sonucu sorunun diyalogla çözülebileceği sinyalini aldı. Zhu, yaptığı açıklamada, Çin ve ABD'nin, Çin'in döviz kuru reformu konusunda kararları bağımsızca ve kendi çıkarları doğrultusunda ancak bunula beraber dünyadaki ekonomik durumu ve Çin'in kalkınma eğilimini de göze alarak vereceği konusunda konsensusa varıldığını açıkladı. Buradan şu anlam çıkarılabilir; Çin, döviz kuru reformundan bahsederek bu alanda gelişmeler olacağını söylüyor, ABD'de baskı yapmayı denemek yerine Çin'i bu konuda kendi kararını almak için serbest bırakması gerektiğini anlıyor.
Görüşmeleri değerlendiren Çin Modern Uluslararası İlişkiler Araştırma Enstitüsü ABD Araştırma Merkezi Başkanı Yuan Peng, Çin ve ABD'nin son görüşmelerle güçlü bir işbirliği sinyali verdiğini belirtiyor. Yuan, “Ülkeler arasında bazı çelişkiler ve fikir ayrılıkları bulunuyor, ancak iki ülkenin dünya için üstlendiği ortak sorumluluklar bundan etkilenmez. Böyle bir sorumluluk ve işbirliği bilinci de, dünyaya verilmiş olan güçlü sinyallerdir” diyor.
Dilerseniz, Başbakan Yardımcısı Wang Qishan'ın değerlendirmesiyle programımızın dosya bölümünü noktalayalım. Başbakan Yardımcısı Wang, “Taraflar dünya ekonomisindeki son gelişmeler, ekonomik büyüme tarzının değiştirilmesi, ekonomik ve ticari işbirliğinin güçlendirilmesi, ekonomi yönetiminde küresel reform yapılması gibi her iki tarafı ilgilendiren sorunları ele alarak, geniş fikir birliğine vardı. Bu, her iki ülkenin ekonomilerinde görülen canlanma eğiliminin korunması, dünya ekonomisinin güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümesinin hızlandırılması için son derece büyük önem taşıyor” sözleriyle ikinci Çin-ABD Stratejik ve Ekonomik Diyalog toplantısını özetliyor.
Çin-ABD Stratejik ve Ekonomik Diyalog toplantılarının ikincisi 24-25 Mayıs tarihleri arasında Beijing'de yapıldı. İki gün süren toplantı boyunca iki ülkeyi ilgilendiren stratejik ve uzun vadeli sorunlar üzerinde görüş alışverişinde bulunuldu ve yedi adet işbirliği belgesi imzalandı. Görüşmeler Çin Cumhurbaşkanı Hu Jintao ve Başbakan Wen Jiabao'nun toplantı için Amerika'dan gelen konukları kabuluyle başladı. Cumhurbaşkanı Hu Jintao, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile Maliye Bakanı Timothy Geithner'i kabul etti.
Hu Jintao görüşmede, iki tarafın, diyalog toplantısının ikinci turundan alınan sonuçları ciddiyetle hayata geçirerek, mekanizmayı daha verimli hale getirmesini ve ikili ilişkilerin gelişmesinde daha büyük rol oynamasını beklediklerini söyledi. Amerikalı konuklarla bir görüşme yapan Başbakan Wen Jiabao da benzer temennilerde bulunarak, Çin ve ABD arasındaki temasları yoğunlaştıran önemli bir yol ve ikili işbirliğini geliştiren bir platform niteliği taşıyan diyaloğun, ikili ilişkilerin sağlıklı ve istikrarlı gelişmesi için yararlı olduğu gibi dünyada barış ve refahın sağlanmasına da katkısı olduğunu belirtti. Toplantı sonunda Clinton ve Geithner tarafından yapılan açıklamalara bakılırsa, toplantı ikili ilişkilerin gelişmesi bakımından amacına ulaşmış gibi görünüyor. ABD'nin iki bakanı yaptıkları açıklamada, diyalog toplantısında Çin-ABD ilişkileri ile her iki tarafı ilgilendiren sorunlar üzerinde derinliğine fikir alışverişinde bulunduğunu, diyaloğun, karşılıklı anlayışı arttırmanın yanı sıra işbirliğini de derinleştirdiğini belirtti. Konuk bakanlar Çin'le birlikte her alanı kapsayan diyalog ve temasları güçlendirerek, ikili ilişkilerin ilerlemesi için çabalarını sürdüreceklerini kaydetti.
Detaylara bakacak olursak son zamanlarda sık sık gündeme gelen bazı tartışmalı konularda da fikir alışverişinin arttığı gözlemleniyor. Örneğin, Çin Ticaret Bakanı Chen Deming, ABD'nin ihracat kontrol sisteminde reform yapmasını olumlu karşıladıklarını söyledi. Toplantının ilk günü bir açıklama yapan Chen, toplantıda Çin'in ihracatına karşı alınan önlemlerin ve uygulanan kontrolün ortadan kaldırılması ve yüksek teknoloji ürünlerinin Çin'e ihraç edilmesi konusunun ele alındığını belirtti. Chen bunun, Çin ve ABD arasındaki ticaret dengesinin anahtarı olduğunu vurguladı. ABD'nin ihracat kontrol sistemini tekrar gözden geçirdiğini ve sistemde köklü reform yapmak istediğini ifade eden Chen, bunu olumlu karşıladıklarını ve ABD'nin Çin'e karşı ayrımcı politikalardan vazgeçerek, özel ihracat kontrol uygulamalarını kaldırmasını beklediklerini kaydetti.
ABD tarafında da yüzlerin güldüğü bazı konular vardı. Çin'in resmi para birimi Renminbi'nin değerinin düşük tutulduğunu öne süren ABD, Çin Maliye Bakan Yardımcısı Zhu Guangyao'nun son gün yaptığı konuşma sonucu sorunun diyalogla çözülebileceği sinyalini aldı. Zhu, yaptığı açıklamada, Çin ve ABD'nin, Çin'in döviz kuru reformu konusunda kararları bağımsızca ve kendi çıkarları doğrultusunda ancak bunula beraber dünyadaki ekonomik durumu ve Çin'in kalkınma eğilimini de göze alarak vereceği konusunda konsensusa varıldığını açıkladı. Buradan şu anlam çıkarılabilir; Çin, döviz kuru reformundan bahsederek bu alanda gelişmeler olacağını söylüyor, ABD'de baskı yapmayı denemek yerine Çin'i bu konuda kendi kararını almak için serbest bırakması gerektiğini anlıyor.
Görüşmeleri değerlendiren Çin Modern Uluslararası İlişkiler Araştırma Enstitüsü ABD Araştırma Merkezi Başkanı Yuan Peng, Çin ve ABD'nin son görüşmelerle güçlü bir işbirliği sinyali verdiğini belirtiyor. Yuan, “Ülkeler arasında bazı çelişkiler ve fikir ayrılıkları bulunuyor, ancak iki ülkenin dünya için üstlendiği ortak sorumluluklar bundan etkilenmez. Böyle bir sorumluluk ve işbirliği bilinci de, dünyaya verilmiş olan güçlü sinyallerdir” diyor.
Dilerseniz, Başbakan Yardımcısı Wang Qishan'ın değerlendirmesiyle programımızın dosya bölümünü noktalayalım. Başbakan Yardımcısı Wang, “Taraflar dünya ekonomisindeki son gelişmeler, ekonomik büyüme tarzının değiştirilmesi, ekonomik ve ticari işbirliğinin güçlendirilmesi, ekonomi yönetiminde küresel reform yapılması gibi her iki tarafı ilgilendiren sorunları ele alarak, geniş fikir birliğine vardı. Bu, her iki ülkenin ekonomilerinde görülen canlanma eğiliminin korunması, dünya ekonomisinin güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümesinin hızlandırılması için son derece büyük önem taşıyor” sözleriyle ikinci Çin-ABD Stratejik ve Ekonomik Diyalog toplantısını özetliyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)