Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin, yılın ilk üç çeyreğinde yüzde 9.4 büyüdü. Yaratılan gayri safi yurtiçi hasıla 30 trilyon 340 milyar yuan oldu. Cari döviz kuruyla ifade etmek gerekirse, üç çeyrekte 4 trilyon 770 milyar dolar katma değer yaratıldı. Mevcut ortalama büyüme hızı esas alınırsa, 2011 yılında, Çin ekonomisi 6.4 trilyon dolara genişleyecek ve 2015'te 10 trilyon dolar barajını aşacak. Geçen yıl 14 trilyon dolar hasıla üreten ABD ise, 2015 yılında 17 trilyon dolarlık büyüklüğe erişecek. Mevcut şartlar altında, Çin en geç 20 yıl içinde Amerikan ekonomisini yakalayacak.
Çin, son 10 yılda, tarihinin en hızlı büyüme oranlarını yakaladı. Ekonomi, 2000'li yıllarda ortalama yüzde 10.4 büyüdü. Dünyanın en kalabalık ülkesi, 1993 yılında yalnızca 500 milyon dolarlık bir ekonomiye sahipti. Deng Xiaoping'in ünlü Güney Turu ile ivme kazanan dışa açılma ve reform süreci, ekonomiyi önce 1998'de ikiye katlayarak 1 trilyon dolara çıkardı. Sonrası malum, dünyanın ekonomik mucize olarak adlandırdığı şekliyle, ekonomi 10 senede 5 kat büyüdü. Dört nala koşan Çin ekonomisi, 2004 ile 2010 arasında Fransa, İngiltere, Almanya ve Japonya'yı birer birer geçti. Uluslararası yatırım kuruluşu Goldman Sachs'a göre, 2050 yılında Amerikan ekonomisinin büyüklüğü 40 trilyon dolara, Çin'inki ise 70 milyar dolara yükselecek.
Büyüme rakamı Shanghay Borsası'nı tatmin etmedi
Öte yandan, geçmişi ve geleceğe yönelik projeksiyonları bir kenara bırakıp, cari büyüme rakamlarının neden endişe yarattığına bakalım. Ekonomi, yılın birinci çeyreğinde yüzde 9.7 büyümüştü. Oran, ikinci çeyrekte yüzde 9.5'e düştü. Hükümetin uyguladığı nispeten sıkı para politikası, kontrollü bir yavaşlama getirdi. Ancak, yavaşlama üçüncü çeyrekte, öngörülenden şiddetli gerçekleşti. Ekonomi yüzde 9.1 büyüdü. Nitekim, büyüme açıklamasını takip eden üç günde Shanghay borsası yüzde 5 değer kaybederek, son 2 yılın dibine demirledi.
Piyasada büyüme endişeleriyle bozulan moraller, dün kritik bir veriyle düzeldi. Ekonominin nabzını tutan HSBC öncü satın alma yöneticileri endeksi, imalat faaliyetlerinin içinde bulunduğumuz Ekim ayında genişlediğine işaret etti. Oysa, Eylül ayında, endeks, ekonomide daralma göstermişti.
HSBC endeksinin önemine ayrıca parantez açılması gerekir. Aslında önemsiz gibi görünen ve kesinliği bulunmayan veri, ekonominin önüne ışık tutan bir araç vazifesi görüyor. Dolayısıyla, piyasalarda yön arayan yatırımcılar, öncü göstergeye dikkat ediyor. Nitekim, dün, endeksin açıklandığı sırada yeni bir rekor dip yapan Shanghai borsası, iyimser haberle dakikalar içinde toparlanarak günü yüzde 2.4 yükselişle kapadı. Bankacılık hisselerinin yanı sıra, imalat aktivitesiyle yakın korelasyon içindeki emtia hisseleri, borsanın başını çekti.
Bu arada, ekonomi verilerini toplayan Çin Ulusal İstatistik Bürosu, verileri nasıl değerlendirdi. Kurum sözcüsü Sheng Laiyun'e kulak verelim: "Geride bıraktığımız 3 çeyrekteki ana göstergelere baktığımızda, Çin istikrarlı büyüme sürecinde. Enflasyon yüksek düzeylerinden geriledi. İstihdam istikrarlı biçimde artıyor. Verimlilik giderek yükseliyor. Bunlar, yaşam koşullarını iyileştiren etkenler. Bazı ana göstergelerdeki kısmi düşüşe rağmen, ekonominin genel gidişatı istikrarlı büyüme eğilimini sürdürüyor. Gari safi yurtiçi hasıla, yılın birinci çeyreğinde yüzde 9.7, ikinci çeyreğinde yüzde 9.5, üçüncü çeyreğinde yüzde 9.1 büyüdü. Son çeyrekte, büyüme yüzde 9'un üstünde kalacak."
Ekonomik büyümedeki genel yavaşlamaya rağmen, iki kritik veri oldukça pozitif geldi. Büyümenin dayandığı payandalardan sabit yatırımlar, yılın birinci çeyreğinde yüzde 26.6 arttı. Büyüme hızında yavaşlamaya karşın, yatırımlar direncini korudu. Yılın üçüncü çeyreğinde, kısmi bir gerilemeyle yüzde 24.9'a tutundu.
Perakende harcamaları ise çok daha fazla direnç gösterdi. İç tüketimin ana göstergesi perakende satışları, yılın ilk çeyreğinde yüzde 16.3 genişlemişti. Oysa, ekonomik yavaşlama dinlemeyen iç tüketim, perakende harcamalarını üçüncü çeyrekte yüzde 17.3 büyüttü.
İşte bu noktada, ulusal politika haline gelen büyüme modelinin değiştirilmesi sürecinin adım adım ilerlediği görülebilir. Zira, Çin liderleri, ekonomik büyümenin dış ticaret yerine, iç tüketime dayalı hale gelmesini hedefliyor.
Dış ticaret demişken, rakamların hiç de kötü olmadığına dikkat çekilmeli. Çin, üçüncü çeyrekte yüzde 20'nin üstünde ithalat ve ihracat artışı sağladı. Ülkenin en büyük ticaret ortağı Avrupa Birliği borç krizinin ortasında. ABD'de durgunluk endişeleri dinmedi. Yerküre, ikinci bir durgunluk riskiyle yüzleşiyor. Oysa, Çin'in ihracatı böyle bir dönemde beşte bir genişledi.
İhracatın en önemli sorunu ne?
Peki, ihracat bu ölçekte bir yükseliş eğilimini koruyabilir mi? İhracatın önündeki en önemli sorun ne? Halkın Günlüğü gazetesi, bunların yanıtını Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu Araştırma Enstütüsü'nün Dış Ekonomik Araştırmalar Merkezi Başkanı Zhang Yansheng'e sordu.
Soru: Bu yılın üçüncü çeyreğindeki dış ticaret hacmi, 2008 yılını geride bırakarak yüzde 24.6 olarak gerçekleşti. Artış hızı ve çapına bakıldığında, Çin'in dış ticaretinin küresel gelişmelerden çok fazla etkilenmediğini düşünenlerin sayısı az değil. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zhang Yansheng: Küresel krizden ciddi anlamda olumsuz etkilenmeyen ülkelerin sayısı son derece az. Buna karşın, Çin'in küresel ekonomik gelişmelerden oldukça fazla etkilendiğini düşünüyorum. Dünya dış ticareti, küresel işbölünün meyvesi. Bir ay ya da çeyrek verilerine bakarak, bu konuda hüküm vermek doğru olmaz. Mevcut duruma bakıldığında, Çin'in dış ticaretinin olumsuz etkilendiği çok belirgin. Küresel siparişler azaldı, işletme maliyetleri yükseldi. Noel ve yeni yıl yaklaşıyor. Dolayısıyla, ihracatta olumlu hava iki ay daha sürecektir. Ancak, daha sonra durum kötüleşebilir.
Soru: Çinli ihracatçıların karşısındaki başlıca sorun nedir? İşletmeler bundan nasıl etkilenir?
Zhang Yansheng: Sorunları 4 ana başlık altında sayabiliriz: Dış talep zayıflıyor. Maliyetler yükseliyor. Nakit sermaye sıkıntıları baş gösteriyor. Renminbi dolar karşısında değerleniyor.
Daha somut ifade etmek gerekirse, Çinli ihracatçılar temel olarak imalat ve mal ticareti alanlarında faaliyet gösteriyor. İmalat dış ticaretin belkemiği. Şimdi bu yapı üzerinde Avrupa ve Amerika'nın olumsuz etkileri büyük. Alım-satım yapan ticaret işletmeleri ise daha çok iç piyasada faaliyet gösteriyor. Bu işletmelerin maliyetleri yükseliyor. Nakit darlığının olumsuz etkisi çok. Bu durumda, işletmelerin maliyetlerini düşürmek ve verimliliklerini arttırmaktan başka çareleri yok.
Kaynak: China Radio International |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder