Her hızlı büyüyen ekonomi gibi Çin’de de tüketici tercihleri hızla değişiyor. Yeni teknolojiler, artan seçenekler ve internet gibi alışveriş yaptığımız kanalları değiştiren tüm bu gelişmeler, tüketici tercihlerini de değiştiriyor. İşte size Çinli tüketicilerin 2010 yılı tercihlerinden birkaç örnek.
İnanç turizmi
İnanç turizmi 2010 yılına damgasını vuran yeni tüketici eğilimlerinden biriydi. Örneğin Shaolin Tapınağı. Çin kungfusunun ortaya çıktığı bu mistik yer hem kungfu hem de dinsel içeriğiyle binlerce ziyaretçiyi kendisine çekiyor. Çin’de inanç turizmine hitap eden 130 bin turistik nokta her yıl hem ibadet hem de ziyaret amacıyla yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor. 2007 yılında Beijing merkezli Horizon Araştırma Danışmanlık şirketi tarafından yapılan araştırma Çinlilerin yüzde 85’inin bir çeşit dinsel inanca sahip olduğu veya dinsel ibadette bulunduğunu ortaya koymuştu. Çin’de halk dini budizm ve islam gibi kurumsal dinlere göre daha önde geliyor; örneğin feng shui. Yine de Budizme olan ilgi artıyor. Araştırmaya yanıt verenlerin yüzde 18’i bu dine inandıklarını belirtiyor. Tüm bunlar, turizm şirketlerinin Wudang Dağı ve Tibet gibi dinsel turizm açısından ciddi potansiyele sahip bölgelere düzenledikleri turların sayısının artmasına neden oluyor. Hangzhou’daki Lingyin Tapınağı’nın 2001’de 70 milyon yuan olan gelirinin bugünlerde 1 milyar yuanı geçmiş olabileceği uzmanlar tarafından dile getiriliyor.
Evde hayvan beslemek moda
Çinli tüketiciler arasında giderek yaygınlaşan bir başka eğilim ise evde hayvan beslemek. Bugün hayvan dükkanlarında, köpek şampuanından, kediler için dikilmiş t-shirtlere kadar 5 bin civarında ürün bulmak mümkün. Beijing sokaklarında bırakın kazak giydirilmiş köpekleri, özel ayakkabılarıyla yürüyüşe çıkanlarına bile rastlamak olası. Araştırmalar her 15 Çinliden birinin hayvan beslediğini ve bu hayvanın bakım masraflarının ortalama 500 yuan civarında olduğunu ortaya koyuyor. Pazarın büyüklüğü hakkında fikir vermek için bir Bengal kedisine, Shanghai’daki hayvan fuarında 200 bin yuan, yaklaşık 42 bin lira, değer biçildiğini ancak sahibinin satmaya yanaşmadığını belirtmekle yetinelim. İşin garibi, Çin’de avcılığa gösterilen ilgi de giderek artıyor. Kimileri seviyor, kimileri ise vuruyor anlayacağınız.
Öğrenciler bıçak altına yatıyor
Çin’de giderek daha çok kişinin ilgi gösterdiği bir başka alan ise plastik cerrahi. Özellikle de öğrenciler. Bu yıl Beijing’deki plastik cerrahların müşterilerinin yüzde 80’ini, iş bulmada şanslarını arttırmak isteyen Çinli öğrenciler oluşturdu. Genelde yaz aylarında bıçak altına yatan öğrencilerin çoğu göz kapakları ve burunlarını değiştirmeye çalışsa da, göğüs büyütme ve lazer tedavisi isteyenlerin sayısı da giderek artıyor.
Lüks mallara akın
Lüks tüketime ilgi duyan Çinli tüketici sayısı da giderek fazlalaşıyor. Lüks mobilyalar 2010 yılında gözdeydi. Çin’de dünyanın en lüks mobilya imalatçılarının ürünlerini bulmak hiç zor değil. Zengin Çin vatandaşları için “Made in Italy” mobilyada ilk tercih olarak öne çıkıyor. Bunların ucuz olduğunu söylemek de zor. Paolo Gucci tarafından dizayn edilmiş bir yatak odası takımı için yarım milyon yuandan fazla bir parayı gözden çıkarmak gerekiyor.
Kredi kartına taksit
Aldığınız malın fiyatı arttıkça, tüketici eğilimleri de ona göre değişiyor. 2010 yılının Şubat ayında Zhang Hongqi, kredi kartına taksit uygulamasını Çin’de kullanan ilk tüketici olarak tarihe geçti. Beijing Bankası’nın Tüketici Finansmanı Şirketi’nin ilk müşterisi olan Zhang, 5 bin 880 yuana (861 Abd Doları) satın aldığı iphone’u için yıllık yüzde 11,32 faizle toplam 6200 yuan civarında bir para ödeyecek. Zhang, “Aylık gelirim 3 bin 650 yuan. Telefonu hemen şimdi ve peşin olarak alsaydım elimde hiçbir şey kalmayacaktı. Taksitlendirme yöntemiyle hem telefonu hemen alabildim hem de ödemeyi bir yıla yaydım” diyerek bu uygulamadan ne kadar memnun olduğunu anlatıyor.
Bu haber çeşitli Kaynaklardan derlenmiştir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder