29 Kasım 2010 Pazartesi

Çinli öğrenciler Amerika yolcusu

Amerikan üniversiteleri her yıl binlerce yabancı öğrenciyi kabul ediyor. 2009-2010 eğitim döneminde Amerika'da okuyan yabancı öğrencilerin çoğunluğunu Çinden giden gençler oluşturdu. Böylece Çin, Amerika'ya en çok öğrenci gönderen ülke oldu ve Hindistan'ı geride bıraktı. Çin'in ekonomik gelişmesi ve orta sınıfın ekonomik gücünün artması bu gelişmenin başlıca nedenleri arasında gösteriliyor.

2009-2010 eğitim döneminde ABD'de okuyan Çinli öğrenci sayısı bir yıl öncesine göre yüzde 30 oranında arttı ve 128 bine ulaştı. Şu anda ABD'de okuyan yabancı öğrencilerin yüzde 18,3'ünü Çinli öğrenciler oluşturuyor. Hindistanlı öğrencilerin sayısı ise sadece yüzde 2 oranında artarak 105 binde kaldı. Bu da, öğrenci sayısının artışındaki etkenin sadece nüfus artışıyla doğru orantılı olmadığını gösteriyor. İki ülkeden Amerikaya giden öğrencilerin eğitim tercihleri de farklı. Amerika'da okuyan Çinli öğrenciler daha çok işletme, mühendislik ve fen bilimleri alanlarını tercih ederken, Hindistan'dan ABD'ya giden öğrenciler mühendislik, matematik ve bilgisayar üzerine eğitim almayı tercih ediyorlar.

Öğrencilerden ABD ekonomisine 20 milyar dolar
ABD Ticaret Bakanlığı'na göre yabancı öğrenciler Amerikan ekonomisine 2009 yılında 20 milyar ABD Doları tutarında katkıda bulundular. Yabancı öğrencilerin üçte ikisi, okul ve konaklama ücretlerini kendi olanaklarıyla ya da ailelerinin yardımıyla ödedi. Eğitim için ABD'ye giden Çinli öğrencilerin birçoğu yüksek lisans programlarını tercih ediyor. Lisans eğitimi için ABD'ye giden Çinli öğrenci sayısı da giderek artıyor. Geçen yıl üniversite eğitimini ABD'de almak isteyen Çinli öğrencilerin sayısı yüzde 50 oranında artarak 40 bine çıktı. Üniversiteyi yurt dışında okumak haliyle sadece yüksek lisans yapmaktan ekonomik olarak daha zor. Daha fazla para ve zaman ihtiyaç duyuluyor. Buna rağmen, her geçen yıl giderek daha çok öğrenci üniversite diplomasını ABD'den almak için ülkedeki üniversitelere başvuruda bulunuyor. Uluslararası Eğitim Enstitüsü Başkan Yardımcısı Peggy Blumenthal, “Çin ekonomisi hızla büyüyor. Ekonomik gücü artan orta sınıf, çocuklarını yurt dışında okumaya göndermek için gün geçtikçe daha fazla maddi olanağa sahip oluyor. Birçok ailenin tek çocuğa sahip olması da tüm imkanların bu çocuk için seferber edilmesine yarıyor” açıklamasını yapıyor.

Bir Çinli öğrencinin ABD'de eğitim görmesinin yıllık masrafı 250 bin yuan, yaklaşık 37 bin ABD Doları. Doların değer kaybetmesi bu faturayı biraz daha azaltsa da, Çin'deki birçok aile için böyle bir faturanın ödenmesi ciddi fedakarlık gerektiriyor. Yine de dolardaki değer kaybını ve ABD'nin Çinli öğrencilere daha esnek bir vize prosüdürü uygulamasını artan talebin nedenleri arasında sıralamak doğru olur.

Beyin göçü tersine mi dönüyor?
Eğitim ücreti aileleri, beyin göçü de Çin hükümetini düşündürüyor. Ya da düşündürüyordu demek lazım. Geçmiş veriler ABD'deki bir üniversiteden mezun olan öğrencilerin sadece dörtte birinin Çin'e geri döndüğünü gösteriyor. Özellikle fen bilimleri alanında doktora yapan öğrenciler Çin'e geri dönme konusunda hiç aceleci davranmıyorlar. Bu öğrencilerin yüzde 90'ı mezun olduktan sonra en az 5 yıl daha ABD'de kalıyor ve çalışıyor. 2008'deki ekonomik krizden sonra beyin göçünün tersine dönmeye başladığını da söylemeliyiz. Krizden sonra birçok yetişmiş eleman ABD'den ülkesine doğru yola çıktı. Aralarında bu ülkeye okumaya gitmiş ve oraya yerleşmiş Hintli ve Çinli öğrenciler de var. Yapılan araştırmalar, geri dönüş nedenlerini de daha iyi kariyer fırsatları, ailevi nedenler ve yaşam kalitesi olarak gösteriyor. Aslında sadece beyin göçü değil eğitim alanında da farklı eğilimler var. Çin'de okuyan yabancı öğrenci sayısı da buna bir örnek. 2008-2009 yıllarında Çin'de 238 bin yabancı öğrenci eğitim gördü. Bu öğrencilerin çoğu Kore Cumhuriyeti, ABD ve Japonya'dan geldi. 1996 yılında Çin'de sadece 1400 ABD'li öğrenci eğitim görürken bu rakam 2009'da 14 bine yaklaştı. Çin'den ABD'ye giden öğrenci sayısı daha hızlı bir artış gösterse de, ABD'den Çin'e okumak için gelen öğrenci sayısının düzenli bir şekilde arttığı da son 15 yıllık rakamlara bakıldığında net bir şekilde görülebiliyor.

Bu yazı, çeşitli kaynaklardan derlenerek Özgür Gürbüz tarafından hazırlanmıştır.

28 Kasım 2010 Pazar

Artan gıda fiyatlarına yerel önlem

Çin Devlet Konseyi, yerel yönetimlerden artan gıda fiyatlarını aşağıya çekmek için yeni önlemler almalarını istedi. Üretimin arttırılmasını, spekülatif fiyat artışlarının önlenmesini isteyen merkezi hükümet, 1 Aralık'tan itibaren otoyolları kullanan ve taze tarımsal gıda ürünleri taşıyan araçlardan ücret alınmasını da yasaklıyor. 1 Aralık’tan itibaren sebze, meyve, su ve süt ürünleri, et, tatlı patates, patates ve mısır taşıyan araçlar otoyol ücreti ödemeyecek. Ekim ayı sonunda Çin'de enflasyon son 25 ayın en yüksek noktasına ulaşmış, yıllık enflasyon yüzde 4,4 olmuştu.

Kaynak: China Daily

27 Kasım 2010 Cumartesi

Çin'de loto satışları 80 milyar yuanı geçti

Refah Lotosu Dağıtım ve Yönetim Merkezi tarafından açıklanan verilere göre Çin'de loto satışları, 9 Kasım itibariyle 80 milyar yuanı geçti. Yaklaşık 12 milyar doları bulan satışlar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26 artışı gösteriyor. Loto, satışlardan gelen 80 milyar yuanın yaklaşık 55 milyarını ödül olarak geri verirken kalan 25 milyar yuandan fazla bir miktarı ise ülkedeki sosyal yardım projelerine aktardı. Bu projeler arasında yaşlılar için yeni evlerin inşası, öksüzler için okul ve evsizler için barınma yerleri yapılması yer alıyor.

Kaynak: China Daily

26 Kasım 2010 Cuma

Çin'de bankaların zorunlu karşılık oranı arttırıldı

Çin Merkez Bankası olan Halk Bankası, bankaların zorunlu karşılık oranlarını yüzde 0,5 oranında arttırdı. Çin'de enflasyonun yüzde 4,4'leri bulması nedeniyle alınan bu karar 29 Kasım'dan itibaren uygulanmaya başlanacak. Böylece, bankaların vereceği kredi miktarının düşürülmesi ve piyasadaki nakit para miktarının 350 milyar yuan civarında azaltılması bekleniyor. Çin en son 10 Kasım tarihinde, bankaların ellerinde bulundurdukları mevduatlara karşılık olarak merkez bankasında tutmak zorunda oldukları miktarı belirleyen bu oranı yine yüzde 0,5 oranında arttırmıştı. Çin geçen ay gösterge faiz oranlarını da 2007 yılından sonra ilk kez yükseltmişti.

Kaynak: China Daily

25 Kasım 2010 Perşembe

Çin'in altın tüketimi bu yıl 430 tonu bulacak

Çin'de altın tüketiminin bir yıl öncesine göre yüzde 4 oranında artması bekleniyor. Çin'in en büyük altın üreticisi Çin Ulusal Altın Şirketi'nin Genel Müdürü Sun Zhaoxue, bu yıl ülkedeki altın tüketiminin 430 tona çıkacağını, artan yerli üretim sayesinde ithalatın düşeceğini söylüyor. Altın konusunda çalışan birçok uzman ise Sun'ın bu düşüncesine katılmıyor. Bu uzmanlar, Çin'de altın tüketiminin ve buna paralel olarak ithalatın artacağını savunuyor. Çin, yılda yaklaşık 100 ton altın ithal ediyor. 2010 yılının ilk sekiz ayındaki altın üretimi de 217 tonu geçti. Böyle giderse yıl sonunda altın üretimi 327 tonu bulacak.

Kaynak: China Daily

22 Kasım 2010 Pazartesi

Konut fiyatlarındaki artış yavaşladı

Çin'in belli başlı 70 kentinde ev fiyatları bir yıl öncesine göre yüzde 8,6 oranında arttı. Ulusal İstatistik Bürosu tarafından Ekim ayında açıklanan rakamlar, enflasyon oranının üstündeki artışa rağmen konut fiyatlarının artış hızının yavaşladığını gösteriyor. Hükümetin artan fiyatları kontrol altına almak için aldığı tedbirler, Nisan ayından bu yana ev fiyatlarındaki artışı yavaşlattı ve yıllık ortalamayı aşağıya çekti. Nisan ayında ev fiyatlarındaki bir yıllık artış yüzde 12,8'di. Ekim sonunda bu oran yüzde 8,6'ya kadar geriledi.

Kaynak: China Daily

Çin'in dış ticaret fazlası 150 milyar dolara yaklaştı

Çin'in ihracatı Ekim ayında bir yıl öncesine göre yüzde 22,9, ithalatı ise yüzde 25,3 oranında arttı. Ekim ayında Çin'in dış ticaret fazlası da 27 milyar ABD Doları'nı geçti. Ekim ayı, Temmuz ayından sonra Çin'in en fazla dış ticaret fazlası verdiği ay oldu, ticaret fazlasını tutarı tekrar 20 milyar dolar sınırını geçerek 30 milyar dolara yaklaştı. Aylık verileri bir kenera bırakıp yıllık verilere bakacak olursak benzer bir tabloyla karşılaşıyoruz. Bu yılın ilk 10 ayında Çin'in dış ticaret fazlası 147 milyar dolara ulaştı ancak geçen yıla göre yüzde 6,7 oranında azalmış oldu.

Kaynak: China Daily

21 Kasım 2010 Pazar

Çin’de gıda güvenliği konusunda yeni önlemler

Aralarında Çin Sağlık Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Kalite Kontrol Dairesi'nin de bulunduğu birçok resmi kurum ve kuruluş, vatandaşlara gıda güvenliği konusunda daha fazla bilgi verilmesi için gerekli adımların atılması çağrısında bulunarak, aldıkları yeni önlemleri açıkladı. Yeni önlemler arasında halkın gıda güvenliği hakkında bilgilendirilmesini rutinleştiren ve riskler hakkında bilgi almalarını sağlayan yeni kurallar yer alıyor. Bir yıldan daha uzun bir süre önce hayata geçirilen ve tüketicilere gıda güvenliği hakkında yasal haklar tanıyan Gıda Güvenliği Yasası'ndan sonra alınan bu yeni önlemler, hükümet içinde farklı birimlerin birlikte, olası sağlık sorunlara karşı çabuk hareket etmelerini sağlamayı amaçlıyor.

Kaynak: China Daily

20 Kasım 2010 Cumartesi

Mekke Hafif Raylı Sistemi açıldı

Bir Çin firması tarafından inşa edilen Suudi Arabistan’ın ilk çift yönlü hafif raylı ulaşım sistemi, Mekke’de geçtiğimiz cumartesi günü açıldı. 18 kilometre uzunluğundaki demiryolu projesi saatte 72 bin yolcu taşıma kapasitesine sahip ve Mekke’yi Mina ve Arafat gibi müslümanlar için kutsal sayılan mekanlara bağlıyor. Hac boyunca artan talebi karşılamaya çalışan hafif raylı sistem şu anda yüzde 35 kapasiteyle çalışıyor, sistemin 2011 yılında ise tamamen devreye girmesi bekleniyor. Bir milyar 800 milyon ABD Doları değerindeki Mekke Hafif Raylı Sistemi, Çin ile Suudi Arabistan arasında ortaklaşa yürütülen ilk proje olma özelliğini taşıyor.

Kaynak: China Daily

15 Kasım 2010 Pazartesi

Kentleşme için 24 trilyon yuan

Çin'de kentleşme tüm hızıyla sürerken, beraberinde yepyeni sorunlar da getiriyor. Bazı uzmanlar hızlı kentleşmenin yeterli altyapının olmadığı durumlarda kentliler için sıkıntılı anlar yaratığına dikkat çekiyor. Yine, kentlerin tarım arazilerinin kar amaçlı satın alınması ve emlak piyasasında yüksek kar sağlamanın bir aracı olması da dikkat edilmesi gereken bir konu. Çin Komunist Partisi Merkez Komitesi Parti Okulu'nun ekonomi profesörü Xu Xianglin, bunun gerçek kentleşme olmadığı ve sosyal dengeyi zedeleyebileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Bir araştırmaya göre Çin hükümeti, 2020 yılına kadar nüfusu hızla artan kentlerindeki altyapı ihtiyacını karşılamak için 24 trilyon yuanlık, yani 3 trilyon 600 milyar dolarlık yatırım yapmak zorunda kalacak. 2008 yılında yapılan bir araştırma kentleşme yatırımlarının yüzde 32'sinin hükümet, yüzde 30'unun da bankalar, kalanın ise ilgili işletmeler tarafından karşılandığını belirtiyor.

Kaynak: China Daily

14 Kasım 2010 Pazar

Dünya Bankası: Çin yüzde 10 büyüyecek

Dünya Bankası Çin'in büyüme hızıyla ilgili tahminini değiştirdi. 2010 yılında Çin'in yüzde 9,5 oranında büyüyeceğini tahmin eden Dünya Bankası, geçtiğimiz hafta bu rakamı yüzde 10'a çıkardı. Dünya Bankası'nca açıklanan raporda küresel likidite durumunun Çin'in mali politikalarını etkileyebileceğine dikkat çekildi ancak olası bir sorunla başetmenin Çin için diğer ülkelerden daha kolay olacağı ifadesi de raporda yer aldı.

Kaynak: Global Times

13 Kasım 2010 Cumartesi

15 yılda 400 milyon Çinli daha kentli olacak

Önümüzdeki 15 yıl içinde 400 milyon insan daha Çin'in hızlı kalkınmasını sürdürebilmek için ülkenin kırsal alanlarından kentlere yerleşecek. Uzmanlar, gelecek beş yıl boyunca her yıl 10 milyon kişinin Çin'in kentlerine yerleşeceğini, bunun da ekonomiye kişi başına 100 bin yuanı bulan bir katkı yapacağını söylüyor. 15 bin dolar civarındaki bu ekonomik katkının büyük bir kısmı da emlak piyasasından sağlanacak. 2009 yılında, yaklaşık 1 milyar 320 milyon nüfusa sahip Çin'in kentte yaşayan vatandaşlarının sayısının 600 milyonu geçtiği tahmin ediliyor. 2015'de ülke nüfusunun 1 milyar 400 milyona, kentli nüfusun da 700 milyona ulaşması bekleniyor. 2020'de ise kentli nüfusun, tüm nüfusa oranının yüzde 65'e kadar çıkmasını öngören raporlar var.

Kaynak: China Daily

12 Kasım 2010 Cuma

Çin nükleer kapasitesini arttırıyor

Ulusal Kakınma ve Reform Komitesi kaynaklı bilgilere göre Çin ülkedeki nükleer enerji kapasitesini arttırmayı planlıyor. 2020 yılına kadar 70 bin megavat (MW) kurulu güce ulaşması planlanan nükleer gücün, planlarda yapılan değişiklik sonucu 112 bin MW'a çıkarılması hedefleniyor. Bu hedef gerçekleşirse 2020 yılında ülke elektriğinin yüzde 7'si nükleer santrallerden üretilecek.

Kaynak: China Daily

10 Kasım 2010 Çarşamba

Nadir elementler azalıyor, ticari baskı artıyor

Nadir elementler terimi, periyodik tablodaki 17 elementi, Skandiyum, İtriyum ve 15 lantaniti tarif ediyor. Kimyayla arası iyi olmayanlar için bu nadir elementlerin imalat sanayinde çok önemli bir rol oynadığını, elektrikli araçların akülerinden cep telefonlarına, düz ekran televizyonlardan rüzgar türbinlerine kadar birçok karmaşık ve gelişmiş ürünün üretiminde kritik role sahip olduğunu belirtelim.

1948'lere kadar bu nadir elementlerin kaynağı Hindistan ve Brezilya'ydı. 1950'den sonra Güney Afrika pazara girerek iddialı bir üretici oldu. Günümüzde ise dünyadaki nadir elementlerin üretiminin yüzde 97'si Çin'de gerçekleştiriliyor. Çin, dünyadaki kaynakların yüzde 37'sine sahip olsa da üretim konusunda liderliği eline geçirmiş durumda. Çin'deki üretimin büyük bir bölümü de İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nde yapılıyor.

Kaynaklar azalıyor, fiyatlar artıyor
Bu elementlerin yeni teknolojik ürünler için giderek daha fazla önem kazanması, Çin'i hamadde stoğu konusunda önlem almaya itiyor. En geç önümüzdeki yıl nadir elementlerin ihracat kotasını yüzde 30 oranında azaltmayı planlayan Çin, bu yılın ikinci yarısında da kotayı yüzde 76 oranında aşağı çekmişti. Kota böylece 24 bin 281 tona kadar gerilemişti. Bunun ardında yatan neden, Çin'in sahip olduğu nadir element kaynaklarının, yapılan hesaplamalara göre 15-20 yıl içerisinde tükenecek olması. Çin'in elindeki keşfedilmiş rezerv miktarı 2009 yılı sonunda 27 milyon tona kadar geriledi. Bu rakam dünyadaki keşfedilmiş nadir element rezervinin yüzde 30'una denk düşüyor. Ağır nadir elementlerin maddi değeri de hafiflere göre daha fazla. Bu, hafif olanları çok da “ucuz” yapmıyor. Hafif elementler arasında yer alan Neodinyum'un ton fiyatının Ağustos ayında 32 bin dolara yükseldiğini, bir yıl öncesine göre yüzde 60 oranında arttığını belirtmekte fayda var. Nadir elementlerin fiyatlarında yaşanan bu hızlı artış, İç Moğolistan Baotou Çelik Nadir Element Yüksek Teknoloji Şirketi gibi firmaları mutlu ediyor. Bu yılın ilk yarısında Baotou Çelik'in net karı bir yıl öncesine göre yüzde 626 oranında artış gösterdi. Rakamla söylersek firmanın ilk altı aydaki net karı 354 milyonu, geliri ise 2 milyar 330 milyon yuani buldu.

Çin tek üretici konumunda
Artan fiyatlar, birkaç ükedeki büyük rezervler ve Çin'in pazarda neredeyse tek üretici olması gibi faktörler yanyana gelince, nadir elementler üzerinde bir ticaret savaşının fitili de ateşlenmiş oldu. Gelişmiş ülkeler fiyat artışından ve Çin'in kotayı daraltmasından şikayet ediyor ancak öte yandan kendi rezervlerini geliştirip dünya pazarına tedarikçi olarak çıkma konusunda da neredeyse hiç çaba harcamıyor. Örneğin ABD, dünya rezervlerinin yüzde 24'üne sahip olmasına rağmen son 10 yıl içinde hemen hemen hiç üretim yapmayarak, talebin karşılanması yönünde hiçbir katkıda bulunmadı. Buna rağmen Çin'e üretim ve ihracatı arttırma yönünde baskı yapmak için ABD, Japonya, İngiltere, Almanya, Fransa ve Güney Kore'nin Çin'deki büyükelçilerinin biraraya geldiği haberleri de Japon basınında yer aldı.

Nadir elementlerin üretiminde Çin neredeyse tek başına. Buna rağmen Çin hükümeti, nadir elementlerin ticaretinin Dünya Ticaret Örgütü çerçevesinde belirlenen kurallar çerçevesinde yapılacağını ve bu madenlerin bir pazarlık aracı olarak kullanılmayacağı konusunda garanti veriyor. Çin Başbakanı Wen Jiabao, Avrupa'ya yaptığı son ziyerette, Çin'in bu madenler üzerinde kontrol ve yasal düzenleme hakkını kullanmasının gerekli olduğunu, Çin'in aynı zamanda dünyanın ihtiyaçlarını da gözönünde bulunduracağını belirtti.

Bu yazı Çin'deki çeşitli kaynaklardan yazarın yorumyla derlenmiştir.

7 Kasım 2010 Pazar

Hem elektrik üretiyor hem turist çekiyor

Sanxia, Üç Boğaz Barajı'nda su seviyesi planlanan 175 metreye ulaştı. Su seviyesinin 175 metreye ulaşmasıyla dünyanın en büyük baraj projesi için de önemli bir dönüm noktası geçilmiş oldu. Elektrik üretimi ve sulama gibi işlevlerinin yanısıra, dünyanın en büyük barajının artık turizm ve diğer ticari faaliyetlere de kapılarını açtığını söylemek sanırım yanlış olmaz.

Baraj gölünde üç saatlik tur 13 dolar
Sanxia, Türkçe'de üç boğaz demek. Bu yüzden de baraj Türkçe’de Üç Boğaz Barajı adıyla anılıyor. Çin Üç Boğaz Şirketi Genel Müdürü Shi Jianguo, baraj gölünde tutulan suyun istenilen seviyeye ulaşmasıyla birlikte ulaşım ve turizm alanlarında yeni fırsatların ortaya çıkacağını söylüyor. Shi'nin firmasının baraj gölü ve çevresinde düzenlediği turlara Haziran ayı boyunca 10 bin turist katılmış. Barajı yakından gören ve üç saat süren bir tura katılmanın bedeli 90 yuan, sadece 13 dolar.

1 Ekimden itibaren dünyanın en büyük barajını görmeye gelen turist sayısı yaklaşık 6 bini buluyor. Geçen yılın aynı dönemine göre ziyaretçi sayısı yüzde 25 oranında arttı ve gelenlerin büyük bir çoğunluğu yabancı turist.

5 bin tonluk kargo gemilerine yeşil ışık
Yangtze nehri üzerine inşa edilen Sanxia Barajı'ndaki su seviyesi gelecek yılın başına kadar 175 metrede tutulacak. Daha sonra sel baskınlarını kontrol amacıyla su bırakılmaya başlanacak ve Haziran 10 itibariyle barajdaki su seviyesi 145 metreye kadar düşürülecek. 22 milyar metreküp su bu işlem sırasında boşaltılacak. Su seviyesinin yükselmesi sadece turizm, selle mücadele ve elektrik üretimini değil aynı zamanda ticareti de olumlu etkiliyor. Chongqhing ve Yichang arasında mal taşıyan gemilerin seyahat süresi altı günden dörde iniyor. Su seviyesinin yükselmesi, Yangzte nehrinin kolu Daning nehrine 5 bin tonluk kargo gemilerinin de suya indirilmesine olanak sağlıyor.

Su seviyesinin yükselmesinin neden olduğu bazı sorunlarda var. Örneğin Wanxian Köprüsü. 1997'de yapılan bu köprü suyun 140 metreden fazla yükseldiği durumlarda su altında kalıyor. Bu da gemiler için bir tehlike oluşturuyor. Şu anda köprünün en yüksek noktası suyun 30 metre altında. Yine baraj gölünde biriken ve bazı yerlerde yüksekliği 26 metreyi bulan balçıkta bir başka problem. Tsinghua Üniversitesi'nde su kaynakları üzerine çalışan Prof. Wang Guixian, yüksek su seviyesinin sel kontrolü için yararlı olduğunu ama aynı zamanda suda daha fazla balçık birikimine yol açtığını söylüyor.

Bu yıl 84 milyar kws elektrik üretilecek
Sanxia veya Türkçe adıyla Üç Boğaz Barajı, ülkenin elektirik enerjisi ihtiyacının karşılanmasında hatırı sayılır bir rol oynuyor. 175 metreyi bulan su seviyesinden sonra yapılan hesaplar, 2011 yılında üretilecek elektriğin 84 milyar 700 milyon kilovatsaat olacağını söylüyor. Bu getirinin de bir bedeli var haliyle. Sanxia Projesi'nin toplam yatırım bedeli 23 milyar ABD Doları. Barajların yapımı sırasında başka bölgelere yerleştirilen insan sayısı da 1 milyon 300 bin. Barajın sel ve taşkınları önleme kapasitesi 22 milyar metreküp. 2020 yılına kadar proje kapsamında yer alan barajların sahip olacağı kurulu güç de 18 bin megavatı bulacak.

Bu yazı Çin'deki çeşitli kaynaklardan yazarın yorumyla derlenmiştir.

6 Kasım 2010 Cumartesi

Çin'in dış ticaret fazlası 180 milyar doları geçecek

Çin'in Ticaret Bakanı Chen Deming, Guangzhou'daki bir fuarda yaptığı konuşmada bu yıl Çin'in ticaret fazlasının 2010 sonunda 180 milyar ABD Dolarını geçeceğini söyledi. Çin'in bu yılın dokuz ayında verdiği ticaret fazlası 120 milyar 600 milyon ABD Dolarını buldu. Çin’in dış ticaret fazlası her ay yaklaşık 20 milyar dolar daha artıyor. Bakan Chen, finansal kriz için alınan önlemlerin yıl sonunda sona ereceğini anımsatarak, dış ticaretteki olumlu gidişatın korunmasının Çin için önemli olduğuna dikkat çekti. Yapılan tahminler, Çin'in 2015 yılındaki dış ticaret hacminin 4 trilyon doları geçeceğini belirtiyor.

Kaynak: China Daily

5 Kasım 2010 Cuma

ICBC sigorta sektöründe büyüyor

Dünyanın piyasa değeri bakımından bir numaralı bankası olan Çin Sanayi ve Ticaret Bankası (ICBC), Paris merkezli AXA sigorta şirketinin sahip olduğu Çin’deki hayat sigortası girişiminin yüzde 60’lık hissesini satın alıyor. ICBC’nin başkanı Yang Kaishang, bankasının Shanghai merkezli AXA Minmetals’in yüzde 60’lık hissesi için 1 milyon 200 bin yuan ödeyeceğini açıkladı. Fransız şirket, Çin’in en büyük madencilik şirketi Çin Minmetals ile birlikte kurduğu hayat sigortası şirketindeki hisselerinin yüzde 23,5’unu ICBC’ye devredecek. Devirden sonra AXA-Minmetals’de, Fransız şirketin payı yüzde 27,5, Minmetals’in payı yüzde 17,5 ve ICBC’nin payı da yüzde 60 olacak.

Kaynak:China Daily

4 Kasım 2010 Perşembe

Lenovo’dan yeni bir üretim üssü

Çin’in en büyük bilgisayar firması Lenovo, Sichuan eyaletinde yeni bir iş merkezi açacağını bildirdi. Artan talep ve Çin’in iç bölgelerine yayılma planı kapsamında yapılacak yeni yatırım için 100 milyon ABD Doları harcayacağını belirten Lenovo, Sichuan’daki üssün yeni bir fabrika ve araştırma merkezinden oluşacağını açıkladı. Dünyanın dördüncü en büyük bireysel bilgisayar üreticisi Chengdu’da kurulacak yeni merkez sayesinde Çin’in batı kısımlarına ulaşabilecek. Geçen ay Dell firması da Chengdu’da yeni bir merkez açacağını duyurmuştu.

Kaynak: China Daily

2 Kasım 2010 Salı

Kent: “Çin kur sorununda doğru yönde ilerliyor”

Çin Merkez Bankası danışmanı Li Daokui, Çin’in para birimi Renminbi’nin yılda yüzde 3 ila 5 oranında değer artışı yaşamasının sorun olmayacağını söyledi. ABD Senatosu’nun ticari yaptırımlarla ilgili karar alması halinde bu artışın daha hızlı gerçekleşmesi olasılığından duyduğu kaygıyı dile getirdi. Geçmişteki deneyimler ışığında Çin için yuanın yılda yüzde 3 ila 5 oranında değer kazanmasının başedilebilir olduğunu belirten Li Daokui, yuanın değer artışının dışarıdan gelecek baskılarla değil iç faktörler neticesinde gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Li Daokui ile aynı forumda söz alan Çin-ABD İşadamları Konseyi Başkanı Muhtar Kent de, “Çin kur sorununda doğru yönde ilerliyor ve sorunun çözümü için pozitif bir tutum almış durumda. İkili ilişkileri ilgilendiren bu konularda daha fazla diyaloğa ihtiyacımız var” dedi.

Kaynak: China Daily

Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde ekonomik gelişme sürüyor

Çin'in kuzeybatı bölgesinde yer alan Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi, merkezi hükümetin bölge ekonomisini canlandırmak için açıkladığı 10 yıllık plandan sonra büyük bir atılım hazırlığında.

2009 yılı rakamlarına bakacak olursak bölgenin Gayri Safi Hasılası 427,7 milyar yuanı (64,33 milyar ABD Doları) buluyor. Batı bölgelerinin kalkınması için hazırlanan özel programın yürürlüğü girdiği 1999'la kıyaslanırsa, gayri safi hasıla 1,6 kat artmış durumda. Bu da yılda yüzde 10'un üzerinde bir büyümeye denk düşüyor. Kişi başına düşen gelire bakıldığında ise bu artış, 1999'a göre 1,2 kat artarak 19 bin 942 yuanı bulmuş. Bölgedeki ekonomik faaliyetlerin artmasıyla da bölgede elde edilen ekonomik gelir 2009'da 38 milyar yuanı geçmiş. Bu da 1999'a göre 4,5 kat artışa işaret ediyor. Kısacası, Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde başta tarm ve hayvancılık olmak üzere yaşanan ekonomik gelişme artık rakamlara da yansımış durumda.

Dış ticaret artıyor
Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin kalkınmasında tek unsur bölge ekonomisindeki canlanma değil. Çin'in büyük bir sınır eyaleti olması nedeniyle dış ticaret fırsatları da bölgeye avantaj sağlıyor. 2009 yılı sonunda özerk bölge, 167 bölge ve ülkeyle ekonomi, ticaret, bilim, teknoloji ve kültürel alanda işbirliği kurmuş durumda. Bölgenin dış ticaret hacmi 13 milyar 800 milyon ABD Doları'nı geçiyor. 1999'a göre yaklaşık 7 kat artan dış ticaret hacmi her yıl yüzde 22 oranında artmaya devam ediyor. Kazakistan Xinjian'ın en büyük ticaret ortağı. Kazakistan'ın gümrük vergilerini kısa bir süre önce yükseltmiş olması Xinjianglı tüccarların işlerini biraz daha zorlaştırsa da başta tekstil ürünleri olmak üzere iki taraf arasındaki ticaretin ilerleyeceği düşünülüyor. Xinjiang'ın sınır komşularıyla yaptığı ticaretin büyüklüğü de bu yılın dokuz ayında 6 milyar 250 milyon ABD Doları'nı geçmiş durumda.

Yerel hükümet, bölgede iki dilli eğitimi destelemeye devam ediyor ve bir yandan da emeklilik sigortası gibi bazı sosyal güvenlik mekanizmalarını da yaygınlaştırmaya çalışıyor. Xinjiang merkezi hükümetten politika desteği aldığı gibi Çin'deki 19 eyalet ve belediyeden de destek alıyor. Şu anda bölgede yatırım tutarı 3 milyar 650 milyon yuanı bulan 99 pilot projenin inşası sürüyor.

Kashgar'da turizm hamlesi
Ekonomik kalkınmada dış ticaretin, iç yatırımların olduğu kadar turizmin de önemli bir rolü var. Kashgar kenti buna güzel bir örnek. Kentte turizm sadece bir gelir kapısı değil aynı zamanda istihdam yaratmanın da bir aracı olarak görülüyor. Dört milyonluk kentin geçim kaynağı aslında tarım. Tarıma uygun toprakların çöl kenarında parça parça yer alması ise Kashgar'daki dört milyon kişinin işini kolaylaştırmıyor. Halihazırda sadece 15 bin kişi doğrudan turizm sektöründe göre alıyor olsa da, yerel yönetim bu sayıyı arttırmayı planlıyor. Kashgar'da turizme uygun 131 noktadan sadece 36'sı bu amaçla işletiliyor. Zepu'daki Jinhuyang Dğal Yaşam Parkı, turizmin kent ekonomisine yapabileceği katkılara sadece bir örnek. 2000 yılında bu parkta çalışan Uygurlu köylülerin yıllık geliri sadece 700 yuandı. 2009 ylında ise aynı yerde çalışanlar yılda 5 bin 300 yuan, 779 ABD Doları, kazanmaya başladılar. Kashgar'a gelen turist sayısı 2009'da 1 ilyon 530 bindi. Bu yılın ilk yedi ayında bu rakam 1 milyon 700 bini geçti ama kentte turizmin gelişmesi için daha yapılacak çok şey var. Otel sayısını arttırmak gibi.

Altyapı yatırımları da hızlandı
Bölgede göze çarpan bir başka değişim de altyapı yatırımlarıyla ilgili. Ticaretin yaygınlaştırılması için olmazsa olmaz bir faktör ulaşım. Xinjiang'da 2008 yılında 2 bin 925 kilometreyi bulan demiryolu hattının uzunluğu 2009 sonu itibariyle 3180 kilometreyi geçti. 1776 kilometre uzunluğundaki Urumqi-Lanzhou hattının inşasına da bu yıl başlandı. 2013 yılında bitirilmesi planlanan 21 milyar ABD Doları tutarındaki proje, Xinjiang ile Gansu eyaletleri arasında 250 kilometre hızla seyahat edilmesine olanak sağlayacak. Beijing'den Urumqi'ye trenle gitmek isteyenler için de mesafeyi 40 saatten 12 saate kadar indirecek. Demiryolu taşımacılığı sadece yolcu değil, mal taşımacılığı için de önemli. Sadece bu yıl, Xinjiang'dan doğu bölgelere 30 milyon ton kömürün demiryoluyla nakledilmesi bekleniyor.

1 Kasım 2010 Pazartesi

Çin'de işsizlik oranı yüzde 4,1

Çin'de kentsel işsizlik oranı Eylül ayı sonu itibariyle yüzde 4,1 oldu. Kentlerde yaşayan nüfus arasında kayıtlı işsizlerin sayısı da 9 milyon 50 bin olarak açıklandı. İnsan Kaynakları ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sözcüsü Yin Chengji, bu yılın ikinci yarısında bu oranın yüzde 4,2 olduğunu, Eylül sonu itibariyle 0,1 puanlık bir gerileme yaşandığını belirtti. 2010 yılının ilk dokuz ayında kentlerde 9 milyon 310 bin kişiye iş yaratıldı. Böylece yılın ilk dokuz ayında 2010 yılının 9 milyon kişiye iş yaratma hedefi geçilmiş oldu. Çin hükümeti, 2010 yılında kentsel işsizlik oranını yüzde 4,6'ının altında tutmayı planlamıştı.

Çin hükümeti yeni iş olanakları yaratmanın yanı sıra, üniversite mezunlarına ve kırsal kesimden gelen göçmen işçilere de iş bulma ve kurma konusunda yardımcı olmaya çalışıyor. Bu yılın ilk dokuz ayında hükümetin desteklediği mesleki eğitim programlarına 12,5 ilyon kişi katıldı. Bunların 4 milyon 700 bini göçmen işçilerdi. Yine 390 bin üniversite mezunu bu programlara katılırken, 790 bin öğrenci ise kendi işini kurmak için kursa gitti.

Kaynak: China Daily