Ağustos böceği ile karıncanın öyküsünü bilmeyen yoktur. Günümüzde ön plana çıkan yaşam biçiminin daha çok karıncanınkine benzeyen, kötü günler için biriktiren, harcamaktan çok çalışmayı düşünen bir anlayışa sahip olduğunu söylemek zor. Kredi kartı diye bir şey var sonuçta, borçlanmak ve harcamak herhalde hiç bu kadar kolay olmamıştı. Kentli Çinli kadınlar üzerinde yapılan bir anket, onların bu yeni yaşam tarzından çok da uzak olmadığını gösteriyor. “Women of China-Çin’in Kadınları” adlı dergi tarafından yapılan ankete göre kentli Çinli kadınlar tasarruf yapmaktansa harcamayı seviyor.
Anketin en çarpıcı sonuçlarından biri, kentli kadınların 2009 yılında aylık gelirlerinin yüzde 63’ünü, kozmetikten kıyafete, tüketim mallarına yatırıyor olmaları. Ellerine geçen paranın sadece yüzde 24’ü ise karınca misali bir kenera koyuluyor. Bir yıl önce bu oran yüzde 32, 2006’da ise yüzde 55’di. Yine 2006’da, kentli Çinli kadınların parfüm, çanta, cep telefonu gibi tüketim mallarına gelirlerinden ayırdıkları pay da sadece yüzde 30’du. Üç yıl içinde bu oran iki katına çıktı, tassarruf edilen miktar da iki katından fazla bir oranda azaldı.
Çin'in büyük kentlerinde yaşayan kadınların ilgisi sadece alışverişle sınırlı değil. Anket kapsamında sorulan bir başka soru da seyahat talebinin arttığını gösteriyor. 2010 yılı içerisinde satın almak istedikleri şeyler sorulan kadınların yüzde 75'den fazlası bir tatil paketi satın almak istediklerini söylüyor. Tatil isteğini, elbise, aksesuar, kozmetik ve cep telefonu izliyor.
Araştırma Beijing, Shanghai gibi mega kentlerde yaşayan 1074 kadınla yapıldığı için ciddi genellemeler yapmak yanlış olur ancak gözle görülen bir eğilimi yansıtmadığı da söylenemez. Yaşam düzeyi yükseldikçe, birçok ülkede olduğu gibi Çin'de de tasarruf ve tüketim tercihlerinin değiştiği ortada. Değişen tercihler, Çin'deki pazarın da yeniden şekillenmesine neden oluyor. Yabancı, lüks markalar Çin'e hücüm ederken, Çinli üreticiler de kendi markalarını yaratarak, bu yeni pazardan pay almaya çalışıyorlar. Ünlü milyarder Warren Buffet, “Çin Malı” etiketinin ileride sadece ucuz ürünleri değil, “şık” ürünleri de çağrıştıracağını öne sürenlerden. Warren Buffet, Bil Gates ve kendisinin Çinli çanta üreticisi “Trands”ın tutkunlarından olduğunu da gizlemiyor. Çinli üreticlerin özellikle de Avrupalı lüks mal üreticileriyle kısa zamanda yarışması zor olsa da uzun vadede bu pazarda da Çinli markaların görüleceği konusunda hemen hemen herkes hemfikir. Çin'in büyüyen lüks tüketim malları pazarı bunun belki de bir garantisi. 2009 yılında yüzde 12 oranında büyüyen lüks tüketim malları pazarı 10 milyar ABD Doları'nı bulan bir büyüklüğe ulaştı. İç pazarın büyümesi, yabancı markalar kadar Çinli üreticiler için de yeni fırsatlar doğuruyor.
Beijing'in yabancılar tarafından en iyi bilinen alışveriş ve eğlence merkezlerinden biri olan San Li Tun'da, dünyaca ünlü markalara rastlamak artık kimseyi şaşırtmıyor. Sun Li Tun alışveriş köyüne batıdan girerseniz sizi lüks bir BMW marka otomobilin vitrinde sergilendiği bir mağaza, güneye bakan girişi tercih edersenizse, Adidas ve Japonların tekstil markası Uniclo karşılıyor. Kısa bir süre içerisinde Beijing'de dünyanın en lüks markalarının yüzde 40'ının mağaza açmış olacağı belirtiliyor. 280 birinci sınıf uluslararası markanın 101'i halihazırda Beijing'de şube açmış durumda. Özellikle genç tüketicileri hedef alan H&M mağazalarının Halkla İlişkiler Müdürü Wu Shuang, Çin'deki 27 mağazalarında geçen yıl gerçekleştirilen satışın 219 milyon ABD Doları'na ulaştığını söylüyor. 2009 yılında Beijing'de yapılan perakende satışların toplamı 531 milyar yuan. Bu rakamın yaklaşık 200 milyar yuanlık kısmı San Li Tun'un da yer aldığı Chaoyang bölgesiyle, elektronik aletler satan birçok gökdelenden oluşan Haidian bölgesinde gerçekleşti.
Boston Danışmanlık Grubu tarafından Ocak'ta yapılan bir araştırma, Çin'in önümüzdeki 5-7 yıl içerisinde dünyanın en büyük lüks tüketim ürünleri pazarı olacağını söylüyor. Kadınların tüketim alışkanlıklarını değiştirmesinin bu duruma katkı sağladığı kesin ancak özellikle otomobil ve elektronik eşya konusunda lüks malları tercih eden Çinli erkekleri de göz ardı etmemek gerekir.
Çeşitli kaynaklardan derlenmiştir.
Çin ekonomisine ilişkin önemli haberler, alıntılar ve Özgür Gürbüz'ün Çin Uluslararası Radyosu'nda hazırladığı eski programların metinlerine buradan ulaşabilirsiniz. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
29 Eylül 2010 Çarşamba
27 Eylül 2010 Pazartesi
Shanxi'de temiz enerjiye 450 milyar yuan
Çin'in merkezden yönetilen dört kamu şirketi, Shanxi yerel hükümetiyle anlaşma imzalayarak birçok yerel projenin geliştirilmesi için kolları sıvadı. Projelerin birçoğu temiz enerji alanında olacak ve dört firma önümüzdeki beş yıl içinde bu projelere 450 milyar yuan kadar para aktarabilecek. Çin Kaynakları Holding’i (China Resources Holding), aralarında kömür, fotovoltaik ve rüzgar enerjisinin de bulunduğu 7 farklı projeye 150 milyar yuan yatıracak. Çin Ulusal Açık Deniz Petrol Şirketi (CNOOC), Çin Enerji Yatırım Grubu (CPI) ve Çin Datang Şirketi ise Shanxi'ye yatırım yapacak diğer üç firma.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
25 Eylül 2010 Cumartesi
Çin Temmuz'da ABD devlet tahvilinde alışa geçti
Mayıs ve Haziran aylarında elindeki ABD devlet tahvillerini satan Çin, Temmuz'da yeniden alışa geçti ve Temmuz sonu itibariyle Çin'in elindeki ABD tahvili miktarı 846 milyar 700 milyon dolara ulaştı. Haziran'da bu rakam 844 milyar dolardı. Yaklaşık 3 milyar dolarlık artış çok olmasa da ekonomistler bu alımların, Çin'in ABD devlet tahvili alımından vazgeçmediğini bir göstergesi olarak yorumluyor. Bu yılın ilk yedi ayında Çin'in ABD'ye ithalatı yüzde 21, ABD'nin Çin'e ithalatı ise yüzde 36 oranında artmıştı. Uzmanlar iki ekonominin giderek birbirlerine daha bağımlı hale geldiğine dikkat çekiyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
23 Eylül 2010 Perşembe
Çin’in çevre kirliliği hedefleri
Çin Çevre Bakanlığı, 2010 yılı için belirlenen hava ve su kirliliğiyle ilgili hedeflere ulaşılacağını açıkladı. Çin, hava kirliliğinin ana etkeni olan sülfür dioksit oranlarını 2010 yılına kadar 2005’in yüzde 10 altına çekmeyi hedeflemişti. 2009 yıl sonu itibariyle havadaki sülfür dioksit oranı yüzde 9,6 oranında azaltıldı.
Çevre Koruma Bakanı Zhou Shengxian, yaptığı açıklamada 2011-2015 yılları için iki kirletici ögenin daha kontrol listesine dahil edileceğini söyledi. Bunlardan biri asit yağmurlarına da neden olan azotoksitler. Önümüzdeki beş yıl içinde havadaki azotoksit oranının da azaltılması için bir hedef belirlenecek ancak henüz bu hedefin miktarı konusunda görüşmeler sürüyor. Çin’deki azotoksit emisyonlarının ana kaynağı yüzde 45’e varan oranla kömür santralleri. Azotoksit salımında dünyada birinci sırada bulunan Çin'in 2008 yılında atmosfere bıraktığı azotoksit emisyonu miktarı 20 milyon tondu.
Kaynak: China Daily
Çevre Koruma Bakanı Zhou Shengxian, yaptığı açıklamada 2011-2015 yılları için iki kirletici ögenin daha kontrol listesine dahil edileceğini söyledi. Bunlardan biri asit yağmurlarına da neden olan azotoksitler. Önümüzdeki beş yıl içinde havadaki azotoksit oranının da azaltılması için bir hedef belirlenecek ancak henüz bu hedefin miktarı konusunda görüşmeler sürüyor. Çin’deki azotoksit emisyonlarının ana kaynağı yüzde 45’e varan oranla kömür santralleri. Azotoksit salımında dünyada birinci sırada bulunan Çin'in 2008 yılında atmosfere bıraktığı azotoksit emisyonu miktarı 20 milyon tondu.
Kaynak: China Daily
21 Eylül 2010 Salı
Çin ekonomisinde işler tıkırında
Ağustos ayında açıklanan ekonomik veriler Çin ekonomisinde işlerin yolunda gittiğini gösteriyor. Endüstriyel üretimdeki katma değer artışından, kullanılan kredi miktarı ve enflasyona kadar birçok kritik ekonomik veri, Çin ekonomisinin ekonomik krizden sonra yakaladığı büyüme eğilimini koruduğuna işaret ediyor. Hükümetin ev fiyatlarının artış hızını kesmek için aldığı önlemler gibi birçok etkene rağmen ekonomi treninin rayında gitmesi Çin’de yüzleri güldürdü.
2010 yılı Ağustos ayında açıklanan verilere göre, beklenenden daha fazla artan sabit varlık yatırımları, endüstriyel üretim, perakende satışları ve verilen yeni kredi miktarı, Çin ekonomisinin daha da güçlendiğini gösteriyor. Çin’in endüstriyel katma değer artışı geçtiğimiz yılın Ağustos ayına göre yüzde 13,9 oranında arttı. Perakende satışlarındaki artış da Ağustos’ta yüzde 18,4’e yükseldi. Kentlerdeki sabit varlık yatırımları da yılın ilk sekiz ayında güçlü bir yükselişe sahne oldu ve geçen yıla göre yüzde 24,8 oranında arttı.
Çin’in yurtiçi ekonomik rakamları kadar yurtdışı bağlantılı veriler de olumlu sinyaller veriyor. İç talebin güçlü olması nedeniyle ithalat artarken, ihracat da Temmuz ayına göre biraz düşse de yıl bazında yükselişini korudu. Çin’in ihracatı bir yıl öncesine göre yüzde 34,4, ithalat da yüzde 35,2 oranında arttı. Devlet Konseyi Kalkınma Araştırma Merkezi’nden Zhang Liqun, yatırım, tüketim ve ihracat rakamlarının iyi olduğunu ve Çin’in ekonomik büyüme rakamlarına etki etmeyeceğini düşünüyor.
Çin ekonomisinden umutlu olanlar sadece uzmanlar değil. Çin vatandaşları da ekonomik büyüme konusunda emin olmalılar ki, bankalardan kredi almaya devam ediyorlar. Ağırlığı Renminbi cinisinden olan ve Ağustos ayında verilen kredi tutarı 545 milyar yuanı buldu. ABD doları cinsinden söylersek 80 milyar doları geçti. Temmuz ayında verilen kredi miktarıysa 532 milyar yuandı.
Söz konusu ekonomi olunca, sorunları da gelişmeyi de en iyi rakamlar anlatır. Çin’in büyüme hızı da tüm bu gelişmelere paralel olarak yüzde 10-11’lerde seyrediyor. Yılın ilk yarısında, geçen yılın aynı dönemine kıyasla Çin’in yıllık büyüme hızı yüzde 11,1 olarak hesaplandı. İlk çeyreğe göre ikinci çeyrekte büyüme hızı yavaşladı. Üçüncü çeyrek sonrası bu konuda daha net konuşmak mümkün olacak ancak, son veriler ışığında yıl sonunda büyüme oranının hükümetin hedeflerine yakın olacağını söylemek pek de zor değil.
Ağustos ayı verileri arasında ekonomistleri düşündüren rakamlar da yok değil. Ağustos’ta son 22 ayın en hızlı enflasyon artışı yaşandı. Aylık artış yüzde 0,6 olarak belirlendi. Yıllık enflasyon rakamı yüzde 3,5’a ulaştı. Yıllık enflasyon, son iki aydır hükümetin yıl sonu için öngördüğü enflasyon rakamı olan yüzde 3’ün üzerinde seyrediyor. Ağustos’taki artışın nedeni gıda fiyatlarına bağlanıyor ve bu nedenle çoğu uzman için tüketici fiyatlarındaki artış büyük bir sorun teşkil etmiyor. Yine de gıda fiyatlarında devam eden artışa yakından bakmakta fayda var. Haziran’da yüzde 5,7, Temmuz’da yüzde 6,8 artan gıda fiyatları, Ağustos’ta daha da hızlanarak yüzde 7,5’a kadar çıktı.
Ulusal Ekonomi Araştırma Enstitüsü Başkanı Fan Gang, gıda fiyatlarının yılın ikinci yarısında normal bir seyir izleyeceğini, fazla kapasiteye sahip imalat sektörünün de enflasyona neden olmayacağını söylüyor ve bu nedenle ciddi bir enflasyon tehlikesinin olmadığını belirtiyor. Fan, uluslararası gıda fiyatlarındaki düzgün seyrin, Çin’in altı yıl üstüste rekor kıran tahıl üretiminin de enflasyon baskısını azaltan etkenler olacağına dikkat çekiyor. Fan, Yaşanan birçok doğal felaketin Çin’in bu yılki tahıl üretimine etkisinini de kabul edilebilir sınırlar içerisinde kalacağını söylüyor.
Kaynak: Çeşitli kaynaklardan derlenmiştir
2010 yılı Ağustos ayında açıklanan verilere göre, beklenenden daha fazla artan sabit varlık yatırımları, endüstriyel üretim, perakende satışları ve verilen yeni kredi miktarı, Çin ekonomisinin daha da güçlendiğini gösteriyor. Çin’in endüstriyel katma değer artışı geçtiğimiz yılın Ağustos ayına göre yüzde 13,9 oranında arttı. Perakende satışlarındaki artış da Ağustos’ta yüzde 18,4’e yükseldi. Kentlerdeki sabit varlık yatırımları da yılın ilk sekiz ayında güçlü bir yükselişe sahne oldu ve geçen yıla göre yüzde 24,8 oranında arttı.
Çin’in yurtiçi ekonomik rakamları kadar yurtdışı bağlantılı veriler de olumlu sinyaller veriyor. İç talebin güçlü olması nedeniyle ithalat artarken, ihracat da Temmuz ayına göre biraz düşse de yıl bazında yükselişini korudu. Çin’in ihracatı bir yıl öncesine göre yüzde 34,4, ithalat da yüzde 35,2 oranında arttı. Devlet Konseyi Kalkınma Araştırma Merkezi’nden Zhang Liqun, yatırım, tüketim ve ihracat rakamlarının iyi olduğunu ve Çin’in ekonomik büyüme rakamlarına etki etmeyeceğini düşünüyor.
Çin ekonomisinden umutlu olanlar sadece uzmanlar değil. Çin vatandaşları da ekonomik büyüme konusunda emin olmalılar ki, bankalardan kredi almaya devam ediyorlar. Ağırlığı Renminbi cinisinden olan ve Ağustos ayında verilen kredi tutarı 545 milyar yuanı buldu. ABD doları cinsinden söylersek 80 milyar doları geçti. Temmuz ayında verilen kredi miktarıysa 532 milyar yuandı.
Söz konusu ekonomi olunca, sorunları da gelişmeyi de en iyi rakamlar anlatır. Çin’in büyüme hızı da tüm bu gelişmelere paralel olarak yüzde 10-11’lerde seyrediyor. Yılın ilk yarısında, geçen yılın aynı dönemine kıyasla Çin’in yıllık büyüme hızı yüzde 11,1 olarak hesaplandı. İlk çeyreğe göre ikinci çeyrekte büyüme hızı yavaşladı. Üçüncü çeyrek sonrası bu konuda daha net konuşmak mümkün olacak ancak, son veriler ışığında yıl sonunda büyüme oranının hükümetin hedeflerine yakın olacağını söylemek pek de zor değil.
Ağustos ayı verileri arasında ekonomistleri düşündüren rakamlar da yok değil. Ağustos’ta son 22 ayın en hızlı enflasyon artışı yaşandı. Aylık artış yüzde 0,6 olarak belirlendi. Yıllık enflasyon rakamı yüzde 3,5’a ulaştı. Yıllık enflasyon, son iki aydır hükümetin yıl sonu için öngördüğü enflasyon rakamı olan yüzde 3’ün üzerinde seyrediyor. Ağustos’taki artışın nedeni gıda fiyatlarına bağlanıyor ve bu nedenle çoğu uzman için tüketici fiyatlarındaki artış büyük bir sorun teşkil etmiyor. Yine de gıda fiyatlarında devam eden artışa yakından bakmakta fayda var. Haziran’da yüzde 5,7, Temmuz’da yüzde 6,8 artan gıda fiyatları, Ağustos’ta daha da hızlanarak yüzde 7,5’a kadar çıktı.
Ulusal Ekonomi Araştırma Enstitüsü Başkanı Fan Gang, gıda fiyatlarının yılın ikinci yarısında normal bir seyir izleyeceğini, fazla kapasiteye sahip imalat sektörünün de enflasyona neden olmayacağını söylüyor ve bu nedenle ciddi bir enflasyon tehlikesinin olmadığını belirtiyor. Fan, uluslararası gıda fiyatlarındaki düzgün seyrin, Çin’in altı yıl üstüste rekor kıran tahıl üretiminin de enflasyon baskısını azaltan etkenler olacağına dikkat çekiyor. Fan, Yaşanan birçok doğal felaketin Çin’in bu yılki tahıl üretimine etkisinini de kabul edilebilir sınırlar içerisinde kalacağını söylüyor.
Kaynak: Çeşitli kaynaklardan derlenmiştir
20 Eylül 2010 Pazartesi
Sinopec’ten 9 milyar yuana LNG terminali
Çin’in en büyük rafineri işletmecisi Sinopec, Shandong eyaletinde 9 milyar 660 milyon yuanlık sıvılaştırılmış doğalgaz terminalinin inşasına başladı. 1,5 milyar dolarlık tesis, Sinopec’in iç pazarda doğalgaz pazarındaki payını arttıracağı gibi, Çin’in artan doğalgaz talebini karşılamasına da yardımcı olacak.
Qingdao ünitesi, Sinopec’in Çin’deki ilk LNG projesi. Yılda 3 milyon ton LNG alıp, 4 milyar metreküp doğalgaz dağıtımı yapabilecek. Gerekli sıvılaştırılmış doğalgaz, Exxon Mobil’in Papua Yeni Gine’deki tesislerinden karşılanacak. Sinopec, 2009 sonunda Exxon Mobil’le yılda 2 milyon ton sıvılaştırılmış doğalgaz alımı üzerine 20 yıllığına bir anlaşma yapmıştı. Rakamın daha sonra 6 milyon tona kadar çıkarılması planlanıyor. LNG terminalinin de 2013’te faaliyete geçmesi bekleniyor. Doğalgazın bölgeye ulaşmasıyla Shandong eyaletinin kömür ve petrole olan bağımlılığı bir ölçüde azalacak. Sinopec, halihazırda enerji tüketiminin yüzde 1’ini oluşturan gaz tüketiminin 2013’te 9 milyar metrekübe çıkmasını umuyor. Shandong eyaleti, 2005 yılında Çin’in en çok enerji tükeyen eyaleti olmuştu.
Kaynak: China Daily
Qingdao ünitesi, Sinopec’in Çin’deki ilk LNG projesi. Yılda 3 milyon ton LNG alıp, 4 milyar metreküp doğalgaz dağıtımı yapabilecek. Gerekli sıvılaştırılmış doğalgaz, Exxon Mobil’in Papua Yeni Gine’deki tesislerinden karşılanacak. Sinopec, 2009 sonunda Exxon Mobil’le yılda 2 milyon ton sıvılaştırılmış doğalgaz alımı üzerine 20 yıllığına bir anlaşma yapmıştı. Rakamın daha sonra 6 milyon tona kadar çıkarılması planlanıyor. LNG terminalinin de 2013’te faaliyete geçmesi bekleniyor. Doğalgazın bölgeye ulaşmasıyla Shandong eyaletinin kömür ve petrole olan bağımlılığı bir ölçüde azalacak. Sinopec, halihazırda enerji tüketiminin yüzde 1’ini oluşturan gaz tüketiminin 2013’te 9 milyar metrekübe çıkmasını umuyor. Shandong eyaleti, 2005 yılında Çin’in en çok enerji tükeyen eyaleti olmuştu.
Kaynak: China Daily
19 Eylül 2010 Pazar
Japon havacılık sektöründe Çinli yatırımcı
Japonya’nın All Nippon Havayolları ve Hong Kong kökenli First Eastern İnvestment Group aralarında bir mutabakat zaptı imzalayarak Japonya’nın ilk düşük fiyatlı havayolu şirketini kurmak üzere anlaşmaya vardı. Anlaşmayla ilk kez bir Çin firması da Japon havacılık sektörüne girmiş oldu. Yeni şirket Osaka merkezli olacak ve hisselerinin yüzde 39’u All Nippon Havayolları, yüzde 33’ü de First Eastern İnvestment Group tarafından kontrol edilecek.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
Çin’de internet üzerinden satışlar ikiye katlandı
Bu yılın ilk yarısında Çin’de internet üzerinden yapılan perakende satışlar geçen yılın aynı dönemine göre iki kattan daha fazla arttı ve satış hacmi 211 milyar yuana ulaştı. İnternet üzerinden yapılan perakende satışlar, 2007 ile 2009 arasında ise üçe katlandı.
Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre, Çin’de e-ticaretin toplam cirosu da geçen yıl 3 milyar 800 milyon yuanı buldu. Çin’in en büyük e-ticaret firması Alibaba’ya göre, Haziran ayı sonuna kadar 65 milyon Çinli birey ve 12 milyon girişimci firma sanal alemde dükkan açtı. Çin’in en büyük açık arttırma ve alışveriş sitesi Taabao, satıcılarının yüzde 70’inin yaşlarının 21 ile 30 arasında değiştiğini söylüyor. Sanal alemden alışveriş yapanların sayısı da Çin’de 142 milyona ulaştı ve dünyada ilk sırayı yer aldı.
Kaynak: China Daily
Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre, Çin’de e-ticaretin toplam cirosu da geçen yıl 3 milyar 800 milyon yuanı buldu. Çin’in en büyük e-ticaret firması Alibaba’ya göre, Haziran ayı sonuna kadar 65 milyon Çinli birey ve 12 milyon girişimci firma sanal alemde dükkan açtı. Çin’in en büyük açık arttırma ve alışveriş sitesi Taabao, satıcılarının yüzde 70’inin yaşlarının 21 ile 30 arasında değiştiğini söylüyor. Sanal alemden alışveriş yapanların sayısı da Çin’de 142 milyona ulaştı ve dünyada ilk sırayı yer aldı.
Kaynak: China Daily
16 Eylül 2010 Perşembe
Çin’de otomobil satışları arttı
Çin’de Mart ayından bu yana düşüşe geçen otomobil satışları Ağustos’ta yeniden yükselişe geçerek 1 milyon sınırını tekrar geçti. Satışların artmasında üreticilerin yaptıkları çeşitli promosyonlar ve çevreci, az yakıt harcayan araçlara ilginin artması önemli bir rol oynadı. Ağustos’taki artışla otomobil satışları da bir yıl öncesine göre yüzde 18,5 oranında artmış oldu.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
13 Eylül 2010 Pazartesi
“Çin malı” üretim; nereye kadar?
Futbol Dünya Kupası’na damgasını vuranlardan biri de Vuvuzelalar oldu. Çin yapımı bu borular, kimilerine futbolun heyecanlı atmosferini kimilerine de dayanılmaz bir gürültüyü anımsatıyor. Çin, Vuvuzela’dan otomobile, son yıllarda dünyanın üretim merkezi haline geldi. “Çin Malı” ibaresini taşıyan etiketler hayatımızın artık bir parçası. Bu doğru, ama nereye kadar?
Ucuz üretim, büyük işgücü potansiyeli ve aynı zamanda hızla büyüyen iç pazar Çin’i yabancı yatırımcılar için çok çekici kılıyor. Geçtiğimiz 10-20 yıl içerisinde birçok küçük ve büyük ölçekli firma, ülkelerindeki üretim tesislerini Çin’e taşıdı veya Çin’de yeni tesisler kurarak rekabet güçlerini yükseltti. Ancak bu eğilimin sürekli olmayacağını söyleyenler de var. Başta artan işçi ücretleri olmak üzere birçok faktör yeni yatırım kararlarını etkiliyor.
İmalat sanayindeki birçok firma, alışılagelmiş üretim merkezi olan Çin’in sahil kentleri yerine ülkenin iç kısımlarını yatırım için tercih ediyor hatta fabrikalarını bu bölgelere taşıyor. Dünyanın en büyük bilgisayar firmalarından Dell, üretim üssünüÇin’in doğusundaki sahil kenti Xiamen’den, batıya veya Çin’in orta kısımlarına taşımayı planlıyor. Bu kararın ardında doğu bölgelerinde işçi ücretlerinin artması yatıyor. Foxconn’da Shenzhen’deki üretim kapasitesinin büyük bir bölümünü Hebei eyaletindeki Langfang kentine taşımaya hazırlanıyor. Bu yıl sonuna kadar taşınma işleminin gerçekleştirilmesi ve işçi giderlerinin azaltılması amaçlanıyor. Yine dünyanın en büyük ilaç şirketlerinden Pfizer de yeni AR-GE ünitesini batıda, Wuhan kentinde kurmayı planlıyor.
Tüm bu örnekler de gösteriyor ki artan işçi ücretleri Çin’deki yatırımcıların kararını etkiliyor. Guandong eyaletinde imalat sektöründeki ortalama aylık ücret 1998 ile 2008 yılları arasında yüzde 144 oranında artış gösterdi. Hunan eyaletinde artış oranı yüzde 263, Guizhou’da yüzde 258 ve Guangxi’de ise yüzde 244’e ulaştı. Çin’de imalat sektöründe çalışan bir işçinin en çok ücret aldığı kent olan Shanghai’da da artış son 10 yılda yüzde 216’yı buldu ve yıllık ücret 42 bin yuana kadar ulaştı.
Tüm bu rakamlar, işletmelerin aldığı kararlar, Çin’de imalat sanayinin bir anda yok olacağı anlamına gelmiyor haliyle. Ekonomik analizleriyle tanınmış belli başlı kuruluşlar, imalat sanayinin, grevlere, artan işçi ücretlerine rağmen daha bir 100 yıl kadar Çin ekonomisinin önemli bir parçası olmaya devam edeceğini öne sürüyor. Halihazırda Çin’in Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın yüzde 47’si imalat sanayi kaynaklı. ABD’de ise bu oran yüzde 23.
Oxford Üniversitesi Çin Merkezi’nden Dr. Eric Thun, Çin’in tarihi boyunca karşılaştığı en büyük sorunun inovasyon temelli aktivite eksikliği olduğunu söylüyor. Bunun nedenini de Çin’deki işgücü miktarının fazla olmasıyla açıklıyor. Çin hükümetinin yüksek katma değeri olan yeni iş kolları yaratmak istediğine dikkat çeken Thun, kıyı bölgelerindeki geleneksel imalat merkezlerinin, daha yüksek teknoloji kullanan üretim biçimlerine ve sektörlere geçiş yaparak, düşük teknolojinin ve yoğun işçiliğin kullanıldığı imalat sanayinin Çin’in iç kısımlarına kaydırılmasının planlandığını söylüyor.
Otomasyon uzmanı Jim Pinto farklı bir görüşe sahip. İşçi ücretlerinin imalat maliyetlerine etki eden en büyük faktör olmadığını söyleyerek, Çinli imalatçıların ücret artışlarına sanıldığından daha fazla direnç gösterebileceklerine işaret ediyor. Düşük kar marjlarına rağmen Çinli firmaların hayatta kalabileceklerini belirten Pinto, bu etkenin Çin’i özel kıldığını söylüyor. Çin’de iphone telefonun 200 dolara imal edilip, Apple’a 220’ye satılabildiğini söyleyen Jim Pinto, Avrupa’da aynı malın Apple’a maliyetinin 360 dolar olacağını belirtiyor. Bu konuda düşük maliyetli kredilerin ve vergi avantajlarının Çinli imalatçılara yardımcı olduğunu da dikkat çekiyor.
Artan işçi ücretleri, yeni sektör ve teknoloji tercihleri Çin’deki yatırım ortamında kökten değişikliklere yol açsa da, tüm bu değişim sürecinin yatırım kararlarını etkilemeyeceğini söyleyen firmalar da var. General Motors’un Çin’deki yönetiminin İcra Kurulu Başkanı Kevin Wale, işçi sorunlarının tüm dünyada zaman zaman ortaya çıktığını söylüyor ve Çin’deki gelişmelerin firmasının yatırım iştahını azaltmayacağına dikkat çekiyor. Çin pazarının dev potansiyelinin işçi ücretlerinde meydana gelen artıştan daha önemli olduğunun altını çiziyor.
Buyazı çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Ucuz üretim, büyük işgücü potansiyeli ve aynı zamanda hızla büyüyen iç pazar Çin’i yabancı yatırımcılar için çok çekici kılıyor. Geçtiğimiz 10-20 yıl içerisinde birçok küçük ve büyük ölçekli firma, ülkelerindeki üretim tesislerini Çin’e taşıdı veya Çin’de yeni tesisler kurarak rekabet güçlerini yükseltti. Ancak bu eğilimin sürekli olmayacağını söyleyenler de var. Başta artan işçi ücretleri olmak üzere birçok faktör yeni yatırım kararlarını etkiliyor.
İmalat sanayindeki birçok firma, alışılagelmiş üretim merkezi olan Çin’in sahil kentleri yerine ülkenin iç kısımlarını yatırım için tercih ediyor hatta fabrikalarını bu bölgelere taşıyor. Dünyanın en büyük bilgisayar firmalarından Dell, üretim üssünüÇin’in doğusundaki sahil kenti Xiamen’den, batıya veya Çin’in orta kısımlarına taşımayı planlıyor. Bu kararın ardında doğu bölgelerinde işçi ücretlerinin artması yatıyor. Foxconn’da Shenzhen’deki üretim kapasitesinin büyük bir bölümünü Hebei eyaletindeki Langfang kentine taşımaya hazırlanıyor. Bu yıl sonuna kadar taşınma işleminin gerçekleştirilmesi ve işçi giderlerinin azaltılması amaçlanıyor. Yine dünyanın en büyük ilaç şirketlerinden Pfizer de yeni AR-GE ünitesini batıda, Wuhan kentinde kurmayı planlıyor.
Tüm bu örnekler de gösteriyor ki artan işçi ücretleri Çin’deki yatırımcıların kararını etkiliyor. Guandong eyaletinde imalat sektöründeki ortalama aylık ücret 1998 ile 2008 yılları arasında yüzde 144 oranında artış gösterdi. Hunan eyaletinde artış oranı yüzde 263, Guizhou’da yüzde 258 ve Guangxi’de ise yüzde 244’e ulaştı. Çin’de imalat sektöründe çalışan bir işçinin en çok ücret aldığı kent olan Shanghai’da da artış son 10 yılda yüzde 216’yı buldu ve yıllık ücret 42 bin yuana kadar ulaştı.
Tüm bu rakamlar, işletmelerin aldığı kararlar, Çin’de imalat sanayinin bir anda yok olacağı anlamına gelmiyor haliyle. Ekonomik analizleriyle tanınmış belli başlı kuruluşlar, imalat sanayinin, grevlere, artan işçi ücretlerine rağmen daha bir 100 yıl kadar Çin ekonomisinin önemli bir parçası olmaya devam edeceğini öne sürüyor. Halihazırda Çin’in Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın yüzde 47’si imalat sanayi kaynaklı. ABD’de ise bu oran yüzde 23.
Oxford Üniversitesi Çin Merkezi’nden Dr. Eric Thun, Çin’in tarihi boyunca karşılaştığı en büyük sorunun inovasyon temelli aktivite eksikliği olduğunu söylüyor. Bunun nedenini de Çin’deki işgücü miktarının fazla olmasıyla açıklıyor. Çin hükümetinin yüksek katma değeri olan yeni iş kolları yaratmak istediğine dikkat çeken Thun, kıyı bölgelerindeki geleneksel imalat merkezlerinin, daha yüksek teknoloji kullanan üretim biçimlerine ve sektörlere geçiş yaparak, düşük teknolojinin ve yoğun işçiliğin kullanıldığı imalat sanayinin Çin’in iç kısımlarına kaydırılmasının planlandığını söylüyor.
Otomasyon uzmanı Jim Pinto farklı bir görüşe sahip. İşçi ücretlerinin imalat maliyetlerine etki eden en büyük faktör olmadığını söyleyerek, Çinli imalatçıların ücret artışlarına sanıldığından daha fazla direnç gösterebileceklerine işaret ediyor. Düşük kar marjlarına rağmen Çinli firmaların hayatta kalabileceklerini belirten Pinto, bu etkenin Çin’i özel kıldığını söylüyor. Çin’de iphone telefonun 200 dolara imal edilip, Apple’a 220’ye satılabildiğini söyleyen Jim Pinto, Avrupa’da aynı malın Apple’a maliyetinin 360 dolar olacağını belirtiyor. Bu konuda düşük maliyetli kredilerin ve vergi avantajlarının Çinli imalatçılara yardımcı olduğunu da dikkat çekiyor.
Artan işçi ücretleri, yeni sektör ve teknoloji tercihleri Çin’deki yatırım ortamında kökten değişikliklere yol açsa da, tüm bu değişim sürecinin yatırım kararlarını etkilemeyeceğini söyleyen firmalar da var. General Motors’un Çin’deki yönetiminin İcra Kurulu Başkanı Kevin Wale, işçi sorunlarının tüm dünyada zaman zaman ortaya çıktığını söylüyor ve Çin’deki gelişmelerin firmasının yatırım iştahını azaltmayacağına dikkat çekiyor. Çin pazarının dev potansiyelinin işçi ücretlerinde meydana gelen artıştan daha önemli olduğunun altını çiziyor.
Buyazı çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
12 Eylül 2010 Pazar
Açık deniz rüzgar santraline 882 milyon dolarlık yatırım
Dafeng kentindeki açık deniz rüzgar santrali için ilk ölçüm direği başarıyla dikildi. Jiangsu eyaleti sınırları içerisindeki Dafeng’de kurulacak rüzgar santrali deniz üzerinde 127 kilometrekarelik bir alanı kaplayacak ve 300 MW kurulu güce sahip olacak. 882 milyon ABD Doları’na mal olacak proje tamamlandıktan sonra yılda 740 milyon kilovatsaat elektrik üretecek ve iklim değişikliğine yol açan 628 bin ton seragazı emisyonunun atmosfere salınmasının önüne geçecek.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
11 Eylül 2010 Cumartesi
Apple’ın yeni iPod’u 398 yuan fiyatla piyasada
Apple Çin’de yeni bir iPod ürünü piyasaya sürdü. iPod’un yeni modeli 2 gigabyte hafızaya sahip ve aralıksız 15 saat müzik çalabiliyor. Daha küçük, hafif ve ucuz olan bu modelin satış fiyatı 398 yuan olarak belirlendi.
Foxconn yılın ilk yarısında 142 milyon dolar zarar etti
Foxconn yılın ilk yarısında 142 milyon dolar zarar etti iPhone ve iPad’in dünyadaki en büyük imalatçısı Foxconn, yılın ilk altı ayında yüksek amortisman maliyeti ve telefon fiyatlarının düşmesi nedeniyle zarar açıkladı. Altı aylık zararı 142 milyonu geçen Foxconn firmasının satışlarıysa yüzde 2,2 oranında artarak 3 milyar 230 milyon doları geçti.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
10 Eylül 2010 Cuma
Çin’de cep telefonu numaraları isme kaydedilecek.
Çin’de cep telefonu almak isteyenler bundan sonra kimlik kartlarını da yanlarında götürmek zorunda. Çin hükümetinin cep telefonu yoluyla gönderilen istenmeyen mesajları önlemek, pornografiyle baş etmek için aldığı bu yeni karar sonucunda, bundan böyle cep telefonu almak isteyenlerin telefon numaraları adlarına kaydedilecek. Çin vatandaşları numara satın almak için kimlik kartlarını yanlarında götürürken, Çin’deki yabancılar da pasaportlarıyla kayıt yaptırabilecekler. Cep telefonu numaralarının isme kaydedilmesi zorunluluğu nedeniyle, bundan böyle gazete bayilerinden kontörlü telefon için SIM kartı satışı da yapılmayacak.
Çin’deki 800 milyon cep telefonu kullanıcısının 320 milyonunun kaydı bulunmuyor. İstatistiklere göre Çin’de ortalama bir cep telefonu kullanıcısı haftada ortalama 43 adet mesaj alıyor ve bunların 12 tanesi ise istenmeyen mesaj kategorisine giriyor.
Kaynak: China Daily
Çin’deki 800 milyon cep telefonu kullanıcısının 320 milyonunun kaydı bulunmuyor. İstatistiklere göre Çin’de ortalama bir cep telefonu kullanıcısı haftada ortalama 43 adet mesaj alıyor ve bunların 12 tanesi ise istenmeyen mesaj kategorisine giriyor.
Kaynak: China Daily
8 Eylül 2010 Çarşamba
Shenzen’de işçi ücretlerini düzenlemek için yeni yasa
Çin’in Shenzhen kenti, Özel Ekonomi Bölgesi’nde iş ve işçi ilişkilerini iyileştirmek amacıyla yeni bir işçi yasa tasarısı hazırladı. Shenzhen Özel Ekonomi Bölgesi Çin’in en önemli üretim merkezlerinden biri ve geçtiğimiz günlerde ücret artışı isteyen işçi eylemlerine sahne olmuştu. Toyota ve Honda fabrikalarındaki eylemler ve Foxconn’da çalışan 12 işçinin intiharı kamuoyunun dikkatini bölgeye çekmişti. iPhone ve iPad’in dünyadaki en büyük imalatçısı Foxconn’da, intihar olaylarından sonra montaj hattında çalışan bir işçinin 900 yuan olan aylık geliri 2 bin yuana çıkarılmıştı. Yeni yasa tasarısı, işçi ücretlerinin düzenli artışı için yapılacak görüşmeleri düzenliyor ve yılda en az bir kez bu tip bir görüşmenin yapılmasını öngörüyor. Yasa tasarısının Eylül ayında Yerel Halk Kongresi Daimi Komitesi tarafından gözden geçirilmesi bekleniyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
5 Eylül 2010 Pazar
Çin’in petrol ithalatı
Çin bu yıl petrol ihtiyacının yüzde 55'den fazlasını ithal edecek. Çin'in petrol talebi, hızlı gelişmesiyle birlikte artıyor ve uzmalar Çin'in petrol kaynaklarını çeşitlendirmesi, depolama kabiliyetini artırması ve enerji tasarrufuna daha fazla önem vermesi gerektiğini belirtiyor.
Çin'in ham petrol ithalatı 2007'de 163 milyon 200 bin, 2008'de 180 milyon, 2009'da ise 203 milyon 800 bin tondu. 2010'un ilk altı ayında ise 117 milyon ton ham petrol ithal edildi. Xiamen Üniversitesi Enerji Ekonomisi Araştırma Merkezi'nden Lin Boqiang, Çin'in enerji tasarrufu ve petrol ithalatını azaltma konusunda ABD'de geçmişte yaşanan gelişmeleri incelemesi gerektiğini söylüyor. İki ülke de petrol talebinin büyük bir bölümünü dışarıdan karşılıyor bu nedenle de sorunlar ve çözüm önerileri benzerlikler içeriyor. 1970'li yıllarda ABD'nin petrol talebinin büyük bir bölümü OPEC ülkelerince karşılanıyordu ve bu talep giderek artıyordu. 2008'e gelindiğinde ABD'nin ithal ettiği petrolün sadece yüzde 46'sı OPEC ülkelerinden karşılanır hale geldi. Halbuki 1977'de bu oran yüzde 70'di. Amerika bugün, acil durumda kullanılmak üzere en çok petrol stoğuna sahip ülke konumunda. 15 yıl önce net petrol ithalatçısı haline gelen Çin de, ilk dört stratejik petrol rezervinin inşasını bitirdi. Şu anda Çin'de 30 günlük ithalata denk düşen petrol rezervi bulunuyor. Ayrıca, Körfez ülkeleri ve Afrika'daki petrol sahibi ülkelerle çeşitli anlaşmalar yapılarak talebin düzenli olarak karşılanmasına çalışılıyor. Ülkenin artan petrol talebi düşünüldüğünde, uzmanlar daha yapılması gereken çok iş olduğu konusunda hemfikir.
2010 yılının ilk altı ayında Çin'in petrol tüketimi 220 milyon tona ulaştı. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 arttı. Yılın ilk yarısında tüketilen petrolün yüzde 55'i ithal edildi. Sadece Temmuz ayında 19 milyon ton ham petrol ithal edildi. Haziran ayında ise bu rakam tarihi bir rekor olan 22 milyon 270 bin tondu. Çin sadece ithalatı çeşitlendirme, petrol stoğu oluşturma ve enerji tasarrufu gibi önlemlerle ithalatı azaltmaya çalışmıyor. Petrol arama ve çıkarma faaliyetleri de hızla sürdürülüyor. Çin Sosyal Bilimler Akademisi'nin verdiği rakamlara göre, 2010 yılında Çin'in petrol üretiminin 177 ila 198 milyon tona ulaşması bekleniyor. 2015'te ise bu rakamın 182 ila 200 milyon ton arasında olacağı tahmin ediliyor. Sınırlı rezervler nedeniyle 2020 sonrası ise üretimin yeniden düşmesi bekleniyor. Bu da Çin'in işin haliyle zorlaştırıyor.
Doğalgazda da benzer bir durum söz konusu. 2008'e göre yüzde 7,7 artan gaz üretimi 2009'da 83 milyar metrekübe çıktı. Aynı yıl tüketim ise 87 milyar metrekübü geçti. 2000 yılında 25 milyar metreküplerde olan tüketim 2008'de 80 milyar metrekübe ulaştı. 21. yy'da doğalgaz talebinde ciddi bir artış görüldü. Petrolde olduğu gibi doğalgazda da Çin net ithalatçı konumuna geldi. Çin'in doğalgaz ve petrol rezervlerinin, ülkenin büyüklüğü ve artan talep göz önüne alındığında yeterli olduğunu söylemek zor. Uluslararası standartlar, bir ülkenin petrol ihtiyacının yüzde 50'sinden fazlasını dışarıdan karşılaması durumunda enerji güvenliğinin tehdit edildiğini belirtiyor. Kaynak sınırlı olunca yapılması gereken en iyi şey, tedarikçilerin sayısını arttırmak, enerji tasarrufu yapmak, enerjiyi verimli kullanmak olarak sıralanabilir. Çin'in Asya-Pasifik, Orta Doğu ve Afrika kaynaklı tedarikçilerinin sayısını arttırmaya çalışması uzmanların neredeyse hepsinin birleştiği ortak çözüm yolu gibi görünüyor.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Çin'in ham petrol ithalatı 2007'de 163 milyon 200 bin, 2008'de 180 milyon, 2009'da ise 203 milyon 800 bin tondu. 2010'un ilk altı ayında ise 117 milyon ton ham petrol ithal edildi. Xiamen Üniversitesi Enerji Ekonomisi Araştırma Merkezi'nden Lin Boqiang, Çin'in enerji tasarrufu ve petrol ithalatını azaltma konusunda ABD'de geçmişte yaşanan gelişmeleri incelemesi gerektiğini söylüyor. İki ülke de petrol talebinin büyük bir bölümünü dışarıdan karşılıyor bu nedenle de sorunlar ve çözüm önerileri benzerlikler içeriyor. 1970'li yıllarda ABD'nin petrol talebinin büyük bir bölümü OPEC ülkelerince karşılanıyordu ve bu talep giderek artıyordu. 2008'e gelindiğinde ABD'nin ithal ettiği petrolün sadece yüzde 46'sı OPEC ülkelerinden karşılanır hale geldi. Halbuki 1977'de bu oran yüzde 70'di. Amerika bugün, acil durumda kullanılmak üzere en çok petrol stoğuna sahip ülke konumunda. 15 yıl önce net petrol ithalatçısı haline gelen Çin de, ilk dört stratejik petrol rezervinin inşasını bitirdi. Şu anda Çin'de 30 günlük ithalata denk düşen petrol rezervi bulunuyor. Ayrıca, Körfez ülkeleri ve Afrika'daki petrol sahibi ülkelerle çeşitli anlaşmalar yapılarak talebin düzenli olarak karşılanmasına çalışılıyor. Ülkenin artan petrol talebi düşünüldüğünde, uzmanlar daha yapılması gereken çok iş olduğu konusunda hemfikir.
2010 yılının ilk altı ayında Çin'in petrol tüketimi 220 milyon tona ulaştı. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 arttı. Yılın ilk yarısında tüketilen petrolün yüzde 55'i ithal edildi. Sadece Temmuz ayında 19 milyon ton ham petrol ithal edildi. Haziran ayında ise bu rakam tarihi bir rekor olan 22 milyon 270 bin tondu. Çin sadece ithalatı çeşitlendirme, petrol stoğu oluşturma ve enerji tasarrufu gibi önlemlerle ithalatı azaltmaya çalışmıyor. Petrol arama ve çıkarma faaliyetleri de hızla sürdürülüyor. Çin Sosyal Bilimler Akademisi'nin verdiği rakamlara göre, 2010 yılında Çin'in petrol üretiminin 177 ila 198 milyon tona ulaşması bekleniyor. 2015'te ise bu rakamın 182 ila 200 milyon ton arasında olacağı tahmin ediliyor. Sınırlı rezervler nedeniyle 2020 sonrası ise üretimin yeniden düşmesi bekleniyor. Bu da Çin'in işin haliyle zorlaştırıyor.
Doğalgazda da benzer bir durum söz konusu. 2008'e göre yüzde 7,7 artan gaz üretimi 2009'da 83 milyar metrekübe çıktı. Aynı yıl tüketim ise 87 milyar metrekübü geçti. 2000 yılında 25 milyar metreküplerde olan tüketim 2008'de 80 milyar metrekübe ulaştı. 21. yy'da doğalgaz talebinde ciddi bir artış görüldü. Petrolde olduğu gibi doğalgazda da Çin net ithalatçı konumuna geldi. Çin'in doğalgaz ve petrol rezervlerinin, ülkenin büyüklüğü ve artan talep göz önüne alındığında yeterli olduğunu söylemek zor. Uluslararası standartlar, bir ülkenin petrol ihtiyacının yüzde 50'sinden fazlasını dışarıdan karşılaması durumunda enerji güvenliğinin tehdit edildiğini belirtiyor. Kaynak sınırlı olunca yapılması gereken en iyi şey, tedarikçilerin sayısını arttırmak, enerji tasarrufu yapmak, enerjiyi verimli kullanmak olarak sıralanabilir. Çin'in Asya-Pasifik, Orta Doğu ve Afrika kaynaklı tedarikçilerinin sayısını arttırmaya çalışması uzmanların neredeyse hepsinin birleştiği ortak çözüm yolu gibi görünüyor.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
4 Eylül 2010 Cumartesi
Haier’in 6 aylık net karı 1 milyar yuanı geçti
Çin’in ve dünyanın en büyük beyaz eşya ve elektrikli ev aletleri üreticisi Haier, yılın ilk yarısındaki net karının yüzde 51 arttığını açıkladı. Shanghai Menkul Kıymetler Borsası’na yapılan açıklamada firmanın ilk altı aylık net karının 1 milyar 80 milyon yuan, yani 160 milyon dolar olduğu açıklandı. Qingdao merkezli firmanın yurt içi ve yurt dışında 60 bin çalışanı bulunuyor ve ürünleri 100’den fazla ülkede satılıyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
2 Eylül 2010 Perşembe
Çin’de elektrikli otomobil aküleri için üç ulusal standart
Çin, elektrikli araçlarda kullanılan akülerle ilgili üç standartı tekrar gözden geçiriyor. Volkswagen Araştırma Labaratuvarı Müdürü Tobias Giebel, bu gelişmeyi, Çin hükümetinin elektrikli araçlara verdiği önemin bir parçası olarak görüyor. Çin’de elektrikli araç konusunda gerçekten de önemli gelişmeler yaşanıyor. Çinli otomobil üreticisi BYD’nin EV e6 modeli, Nisan ayından bu yana Zhenzhen kentinde taksi olarak kullanılmaya başlandı. Volkswagen sadece ucuz değil, güçlü elektrikli otomobiller üretmek için iki litrelik motora sahip elektrikli araçlar üzerinde çalışıyor. Zotye adlı otomobil firması da pahalı bir hibrid modeli finansal kiralama yöntemiyle bireysel tüketicilere satmaya hazırlanıyor. Sinopec, Çin Ulusal Petrol Şirketi gibi Çin’in enerji devleri de kent içlerinde elektrikli araç şarj istasyonları kurmak için girişimlerde bulunuyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)