13 Eylül 2010 Pazartesi

“Çin malı” üretim; nereye kadar?

Futbol Dünya Kupası’na damgasını vuranlardan biri de Vuvuzelalar oldu. Çin yapımı bu borular, kimilerine futbolun heyecanlı atmosferini kimilerine de dayanılmaz bir gürültüyü anımsatıyor. Çin, Vuvuzela’dan otomobile, son yıllarda dünyanın üretim merkezi haline geldi. “Çin Malı” ibaresini taşıyan etiketler hayatımızın artık bir parçası. Bu doğru, ama nereye kadar?

Ucuz üretim, büyük işgücü potansiyeli ve aynı zamanda hızla büyüyen iç pazar Çin’i yabancı yatırımcılar için çok çekici kılıyor. Geçtiğimiz 10-20 yıl içerisinde birçok küçük ve büyük ölçekli firma, ülkelerindeki üretim tesislerini Çin’e taşıdı veya Çin’de yeni tesisler kurarak rekabet güçlerini yükseltti. Ancak bu eğilimin sürekli olmayacağını söyleyenler de var. Başta artan işçi ücretleri olmak üzere birçok faktör yeni yatırım kararlarını etkiliyor.

İmalat sanayindeki birçok firma, alışılagelmiş üretim merkezi olan Çin’in sahil kentleri yerine ülkenin iç kısımlarını yatırım için tercih ediyor hatta fabrikalarını bu bölgelere taşıyor. Dünyanın en büyük bilgisayar firmalarından Dell, üretim üssünüÇin’in doğusundaki sahil kenti Xiamen’den, batıya veya Çin’in orta kısımlarına taşımayı planlıyor. Bu kararın ardında doğu bölgelerinde işçi ücretlerinin artması yatıyor. Foxconn’da Shenzhen’deki üretim kapasitesinin büyük bir bölümünü Hebei eyaletindeki Langfang kentine taşımaya hazırlanıyor. Bu yıl sonuna kadar taşınma işleminin gerçekleştirilmesi ve işçi giderlerinin azaltılması amaçlanıyor. Yine dünyanın en büyük ilaç şirketlerinden Pfizer de yeni AR-GE ünitesini batıda, Wuhan kentinde kurmayı planlıyor.

Tüm bu örnekler de gösteriyor ki artan işçi ücretleri Çin’deki yatırımcıların kararını etkiliyor. Guandong eyaletinde imalat sektöründeki ortalama aylık ücret 1998 ile 2008 yılları arasında yüzde 144 oranında artış gösterdi. Hunan eyaletinde artış oranı yüzde 263, Guizhou’da yüzde 258 ve Guangxi’de ise yüzde 244’e ulaştı. Çin’de imalat sektöründe çalışan bir işçinin en çok ücret aldığı kent olan Shanghai’da da artış son 10 yılda yüzde 216’yı buldu ve yıllık ücret 42 bin yuana kadar ulaştı.

Tüm bu rakamlar, işletmelerin aldığı kararlar, Çin’de imalat sanayinin bir anda yok olacağı anlamına gelmiyor haliyle. Ekonomik analizleriyle tanınmış belli başlı kuruluşlar, imalat sanayinin, grevlere, artan işçi ücretlerine rağmen daha bir 100 yıl kadar Çin ekonomisinin önemli bir parçası olmaya devam edeceğini öne sürüyor. Halihazırda Çin’in Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın yüzde 47’si imalat sanayi kaynaklı. ABD’de ise bu oran yüzde 23.

Oxford Üniversitesi Çin Merkezi’nden Dr. Eric Thun, Çin’in tarihi boyunca karşılaştığı en büyük sorunun inovasyon temelli aktivite eksikliği olduğunu söylüyor. Bunun nedenini de Çin’deki işgücü miktarının fazla olmasıyla açıklıyor. Çin hükümetinin yüksek katma değeri olan yeni iş kolları yaratmak istediğine dikkat çeken Thun, kıyı bölgelerindeki geleneksel imalat merkezlerinin, daha yüksek teknoloji kullanan üretim biçimlerine ve sektörlere geçiş yaparak, düşük teknolojinin ve yoğun işçiliğin kullanıldığı imalat sanayinin Çin’in iç kısımlarına kaydırılmasının planlandığını söylüyor.

Otomasyon uzmanı Jim Pinto farklı bir görüşe sahip. İşçi ücretlerinin imalat maliyetlerine etki eden en büyük faktör olmadığını söyleyerek, Çinli imalatçıların ücret artışlarına sanıldığından daha fazla direnç gösterebileceklerine işaret ediyor. Düşük kar marjlarına rağmen Çinli firmaların hayatta kalabileceklerini belirten Pinto, bu etkenin Çin’i özel kıldığını söylüyor. Çin’de iphone telefonun 200 dolara imal edilip, Apple’a 220’ye satılabildiğini söyleyen Jim Pinto, Avrupa’da aynı malın Apple’a maliyetinin 360 dolar olacağını belirtiyor. Bu konuda düşük maliyetli kredilerin ve vergi avantajlarının Çinli imalatçılara yardımcı olduğunu da dikkat çekiyor.

Artan işçi ücretleri, yeni sektör ve teknoloji tercihleri Çin’deki yatırım ortamında kökten değişikliklere yol açsa da, tüm bu değişim sürecinin yatırım kararlarını etkilemeyeceğini söyleyen firmalar da var. General Motors’un Çin’deki yönetiminin İcra Kurulu Başkanı Kevin Wale, işçi sorunlarının tüm dünyada zaman zaman ortaya çıktığını söylüyor ve Çin’deki gelişmelerin firmasının yatırım iştahını azaltmayacağına dikkat çekiyor. Çin pazarının dev potansiyelinin işçi ücretlerinde meydana gelen artıştan daha önemli olduğunun altını çiziyor.

Buyazı çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder