Çin’in Özel İdari Bölgesi Hong Kong’ta işsizlik oranı, Eylül-Kasım döneminde yüzde 4,1’e geriledi. Bir önceki Ağustos-Ekim döneminde bu oran yüzde 4,2 idi. İşsizlik oranın azalması, otelcilik, depo ve bunları destekleyen ulaşım ve temizlik faaliyetleri gibi alanlarda yeni istihdam olanaklarının açılması sayesinde gerçekleşti. 15-24 yaşları arasında işsizlik oranı yüzde 1,4 azalarak yüzde 12,5’e geriledi. Hong Kong Özel İdari Bölgesi’nde çalışan sayısı tüm zamanların en yüksek rakamı olan 3 milyon 541 bin 800’e ulaştı.
Kaynak: Global Times
Çin ekonomisine ilişkin önemli haberler, alıntılar ve Özgür Gürbüz'ün Çin Uluslararası Radyosu'nda hazırladığı eski programların metinlerine buradan ulaşabilirsiniz. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
29 Aralık 2010 Çarşamba
28 Aralık 2010 Salı
Çin'de emlak fiyatları 2011 yılında da artacak
Beijing merkezli Emlak Araştırmaları Enstitüsü, China Index Academy, 2011 yılında Çin’de emlak fiyatlarının artmaya devam edeceğini ancak bu artışın yüzde 10’un altında kalacağını tahmin etti. China Index Academy’nin tahminlerine göre hükümetin aldığı tedbirler, arz ve talebin dengelenmesi fiyat artışını yavaşlatacak ancak hızlı tren ve metro hatlarına yakın bölgelerdeki arsa fiyatları artmaya devam edecek. Ulusal İstatistik Bürosu’nun rakamlarına göre bu yılın ilk 11 ayında Çin’deki emlak satışlarının toplam tutarı 630 milyar ABD Doları’nı geçti.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
23 Aralık 2010 Perşembe
Çin’de elektrik tüketimi artıyor
Çin’de elektrik tüketimi Kasım ayında bir yıl öncesine göre yüzde 5,36 oranında artarak 346 milyar kilovatsaati buldu. Böylece bu yılın ilk 11 ayında Çin’in elektrik tüketimi 3 trilyon 830 milyar kilovatsaate ulaştı. Bu rakamın 470 milyar kilovatsaate yakını konutlarda tüketilirken, geri kalan kısmı sanayi için kullanıldı. Çin, bu yılın ilk 11 ayında, elektrik üretim kapasitesini arttırmak için mevcut santrallere 67 bin 300 megavatlık yeni kurulu güç ekledi. Bunun 13 bin megavatını hidroelektrik santraller oluşturdu.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
22 Aralık 2010 Çarşamba
Dünya Çin'e de Kaplan'a da yeter
Çin Başbakanı Wen Jiabao 15-17 Aralık günleri arasında Hindistan'ı ardından da Pakistan'ı ziyaret etti. İki ziyaret de hem stratejik açıdan hem de ekonomik ilişkiler yönünden önem taşıyor.
Çin, Hindistan'ın en büyük ticaret ortağı. Bu yıl iki ülke arasındaki ticaret hacminin 60 milyar ABD Doları'na ulaşması bekleniyor. Geçen yıl bu rakam 42 milyar dolardı. Hedef ise daha da büyük. 2015 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacminin 100 milyar ABD Doları'nı bulması kararlaştırıldı. Çin Başbakanı'nın, “Dostluk ve işbirliğimizi bu yüzyılda yeni bir seviyeye çıkarabileceğimizi ümit ediyorum” açıklamasına, Hindistan Başbakanı Manmohan Singh, “Çin ile Hindistan arasındaki güçlü işbirliği, Asya ve dünyadaki istikrar, barış, refah ve kalkınma çabalarına katkı sağlayacak” yanıtını verdi. İki lider ticaret hacmini 4 yıl içinde 100 milyar dolara çıkarmanın yanısıra, 2012 yılını Çin ve Hindistan'ın karşılıklı değiş-tokuş yılı ilan ettiler. Bu değişim yılının ana unsurunun ekonomi olacağını tahmin etmek zor değil ama kültür ve politika alanlarında da 2012'nin zengin ve renkli geçeceği bu açıklamadan anlaşılıyor.
Çin, Hindistan'ın en büyük ithalat kaynağı ve üçüncü büyük ihracat piyasası. Hindistan ise Çin'in 9. büyük ticaret ortağı. İki ülke arasında elektrik, haberleşme ve ulaşım gibi altyapı tesisleri alanlarındaki işbirliği sorunsuz olarak sürüyor. Yine de, Çin ile Hindistan arasındaki ticaret büyük rakamlara ulaşmış olsa da sorunsuz değil. Her şeyden önce Hindistan'ın Çin'e karşı verdiği ticaret açığı, 2008'de 16 milyar dolar civarına ulaştı. 2001'de bu rakam sadece 1 milyar dolardı. 2009'da ise Hindistan'ın Çin'den ithalatı 30 milyar doları geçti, Çin'in Hindistan'dan yaptığı ithalat ise 11 milyar 600 milyon dolarda kaldı. İki başbakanın buluşması sırasında açıklanan ortak bildiride, Çin lehine olan ticaret açığının azaltılması da yer aldı. İki ülke arsındaki sınır anlaşmazlığının da sabır ve içten davranışlarla çözülmesi önerildi. Çin ile Hindistan, 2 bin kilometre uzunluğunda bir sınırı paylaşıyor. Görüşmelerin en önemli noktalarından biri, Çin Başbakanı Wen Jiabao'nun iki ülkenin rakip olmadıklarına vurgu yaptığı ve dünyanın iki devlete yetecek kadar büyük olduğunu söylediği andı. Kısacası Çin Başbakanı, bu dünyada Ejderha ve Kaplan'ın birlikte, mutlu ve mesut yaşayabileceğine dikkat çekiyordu. Wen, “Biz dostuz ve hiçbir zaman düşman olmayacağız” dedi ve Hindistan'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde daha etkin bir rol oynama isteğine de olumlu baktıklarını belirtti.
Kuşkusuz iki ülkenin ticari ilişkilerinin dengeli gelişmesinde, iki başbakanın görüşmesi sırasında da sıkça gündeme gelen ve Hindistan’ın aleyhine gelişen ticaret açığı konusu oldukça önemli bir yer tutacağa benziyor. Çin'in Hindistan Büyükelçiliği'nde görev yapan ticaretten sorumlu yetkilisi Peng Gang, iki ülke arasındaki ticaret açığının, iddia edildiği gibi Çin'e mal satmak istenirken karşılaşılan yasal zorluklardan değil, iki ülkenin farklı ekonomik yapılarından kaynaklandığını söylüyor. Geçen 30 yıl içinde Çin daha çok altyapı inşaatları ve imalat sektöründe uzmanlaşırken, Hindistan bilgisayar yazılımları ve bilişim teknolojilerine yatırım yaptı. Peng, iki ülkenin bu farklı ekonomik yapılarının, rekabetçi olmaktan öte birbirlerini tamamlayıcı olduklarına dikkat çekiyor.
Dünya nüfusunun üçte birinden fazlasını oluşturan bu iki ülke, ekonomik ve kültürel ilişkiler açısından hatırı sayılır bir tarihi geçmişi paylaşıyorlar. Çin Başbakanı'nın son gezisi ve 30 civarındaki ticari anlaşma, çalışma vizesi ve sınır anlaşmazlıkları nedeniyle son yıllarda gerileyen ilişkileri yeniden canlandıracak mı, bunu zaman gösterecek.
Çin, Hindistan'ın en büyük ticaret ortağı. Bu yıl iki ülke arasındaki ticaret hacminin 60 milyar ABD Doları'na ulaşması bekleniyor. Geçen yıl bu rakam 42 milyar dolardı. Hedef ise daha da büyük. 2015 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacminin 100 milyar ABD Doları'nı bulması kararlaştırıldı. Çin Başbakanı'nın, “Dostluk ve işbirliğimizi bu yüzyılda yeni bir seviyeye çıkarabileceğimizi ümit ediyorum” açıklamasına, Hindistan Başbakanı Manmohan Singh, “Çin ile Hindistan arasındaki güçlü işbirliği, Asya ve dünyadaki istikrar, barış, refah ve kalkınma çabalarına katkı sağlayacak” yanıtını verdi. İki lider ticaret hacmini 4 yıl içinde 100 milyar dolara çıkarmanın yanısıra, 2012 yılını Çin ve Hindistan'ın karşılıklı değiş-tokuş yılı ilan ettiler. Bu değişim yılının ana unsurunun ekonomi olacağını tahmin etmek zor değil ama kültür ve politika alanlarında da 2012'nin zengin ve renkli geçeceği bu açıklamadan anlaşılıyor.
Çin, Hindistan'ın en büyük ithalat kaynağı ve üçüncü büyük ihracat piyasası. Hindistan ise Çin'in 9. büyük ticaret ortağı. İki ülke arasında elektrik, haberleşme ve ulaşım gibi altyapı tesisleri alanlarındaki işbirliği sorunsuz olarak sürüyor. Yine de, Çin ile Hindistan arasındaki ticaret büyük rakamlara ulaşmış olsa da sorunsuz değil. Her şeyden önce Hindistan'ın Çin'e karşı verdiği ticaret açığı, 2008'de 16 milyar dolar civarına ulaştı. 2001'de bu rakam sadece 1 milyar dolardı. 2009'da ise Hindistan'ın Çin'den ithalatı 30 milyar doları geçti, Çin'in Hindistan'dan yaptığı ithalat ise 11 milyar 600 milyon dolarda kaldı. İki başbakanın buluşması sırasında açıklanan ortak bildiride, Çin lehine olan ticaret açığının azaltılması da yer aldı. İki ülke arsındaki sınır anlaşmazlığının da sabır ve içten davranışlarla çözülmesi önerildi. Çin ile Hindistan, 2 bin kilometre uzunluğunda bir sınırı paylaşıyor. Görüşmelerin en önemli noktalarından biri, Çin Başbakanı Wen Jiabao'nun iki ülkenin rakip olmadıklarına vurgu yaptığı ve dünyanın iki devlete yetecek kadar büyük olduğunu söylediği andı. Kısacası Çin Başbakanı, bu dünyada Ejderha ve Kaplan'ın birlikte, mutlu ve mesut yaşayabileceğine dikkat çekiyordu. Wen, “Biz dostuz ve hiçbir zaman düşman olmayacağız” dedi ve Hindistan'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde daha etkin bir rol oynama isteğine de olumlu baktıklarını belirtti.
Kuşkusuz iki ülkenin ticari ilişkilerinin dengeli gelişmesinde, iki başbakanın görüşmesi sırasında da sıkça gündeme gelen ve Hindistan’ın aleyhine gelişen ticaret açığı konusu oldukça önemli bir yer tutacağa benziyor. Çin'in Hindistan Büyükelçiliği'nde görev yapan ticaretten sorumlu yetkilisi Peng Gang, iki ülke arasındaki ticaret açığının, iddia edildiği gibi Çin'e mal satmak istenirken karşılaşılan yasal zorluklardan değil, iki ülkenin farklı ekonomik yapılarından kaynaklandığını söylüyor. Geçen 30 yıl içinde Çin daha çok altyapı inşaatları ve imalat sektöründe uzmanlaşırken, Hindistan bilgisayar yazılımları ve bilişim teknolojilerine yatırım yaptı. Peng, iki ülkenin bu farklı ekonomik yapılarının, rekabetçi olmaktan öte birbirlerini tamamlayıcı olduklarına dikkat çekiyor.
Dünya nüfusunun üçte birinden fazlasını oluşturan bu iki ülke, ekonomik ve kültürel ilişkiler açısından hatırı sayılır bir tarihi geçmişi paylaşıyorlar. Çin Başbakanı'nın son gezisi ve 30 civarındaki ticari anlaşma, çalışma vizesi ve sınır anlaşmazlıkları nedeniyle son yıllarda gerileyen ilişkileri yeniden canlandıracak mı, bunu zaman gösterecek.
21 Aralık 2010 Salı
Asya olmazsa kriz de bitmez
Asya’daki gelişmekte olan ülkelerin ekonomik performansları finansal krizden çıkılmasına yardım ediyor. Sri Lanka Merkez Bankası Başkanı Ajith Nivard Cabraal, “Asya olmazsa kriz de bitmez” diyor ki, verilerde Cabraal’ın görüşünü destekliyor. Asya Kalkınma Bankası bölgesel gayri safi hasılanın 2010 yılında yüzde 8,2 olmasını bekliyor. 2009 yılında bölgede büyüme oranı yüzde 5,4’te kalmıştı. Dünya Bankası da Doğu Asya ve Pasifik bölgesinin büyüme oranının 2010 yılında yüzde 8,9’a ulaşacağını tahmin ediyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
19 Aralık 2010 Pazar
Mükemmel, abartısız ve kârlı
İnternet mi hayatımıza girdi, hayatımız mı interenete düştü, artık orası pek belli değil. Herhalde öldüğümüzde gözümüzün önünden bir film şeridi gibi geçeceği söylenen hayatımızın öyküsünü de artık internetten indirdikten sonra bilgisayardan izleyeceğiz. Belli olmayan ise, filmi hangi şirketin sitesinden izleyeceğimiz.
Sanal alemde sosyal iletişim ağlarının giderek büyüdüğü, belki bundan birkaç yıl önce bir eğlence aracı olarak görülen bu ve benzeri portalların günümüzün dev şirketleriyle rekabet içine girdiği görülüyor. Bunun son örneği, Çin’in youtube’u ve amazon’u olarak bilinen iki şirketin New York Borsası’na girer girmez gösterdikleri performans oldu.
Youtube’un Çin’deki versiyonu Youku, New York Borsası’ndaki ilk gününü 33,44 dolardan kapattı. Halka arz edildiği fiyatın yüzde 161 üstünden. Amazon’un muadili Dangdang’ın ilk günkü kapanış fiyatı da 29 doların ve halka arz fiyatının yüzde 87 oranında üzerinde gerçekleşti. Renaissance Capital firmasının analistlerinden Paul Bard, bu iki şirkete gösterilen ilgiyi kısaca, Çin’in geleceği büyük iki pazarda yer alan büyük potansiyele sahip iki firmadan kaynaklandığını söylüyor. Youku, Çince’de mükemmel ve abartısız anlamına geliyor. Yatırımcı için mükemmel olduğu kadar karlı da. 2005 yılında Çin’de google’ın rakibi Baidu, New York Borsası’nda halka açıldığı ilk gün yüzde 354 oranında prim yapmıştı. Youku’nun ilk günkü artışı 2005’den bu yana gerçekleşen en büyük üç basamaklı artış oldu.
Yatırımcıların Çinli teknoloji firmalarının hisselerine bu denli ilgi göstermesinin en önemli nedeni Çin’in giderek büyüyen internet pazarı. Bugün yaklaşık 100 milyon kişi Çin’de internet üzerinden alışveriş yapıyor ve bu sayının hızla daha da yukarılara çıkması bekleniyor. Bu yüzden de yabancı yatırımcılar, Batı’daki youtube, Amazon, Facebook gibi başarılı örneklerin Çin versiyonlarını yakından takip ediyor. Çinli firmalar için yabancı borsalarda halka açılarak sermaye toplamanın da aslında bu beklentinin gerçekleşmesine hizmet eden bir girişim olduğu söylenebilir. Youku’nun kurucusu ve İcra Kurulu Başkanı Victor Koo, New York Borsası’nda yer almanın marka değerini güçlendirdiği ve Çin pazarındaki yerlerini sağlamlaştırmak için önemli bir adım olduğunu söylüyor. Reuters’e göre bu yıl New York Borsası’nda görücüye çıkan Çinli firmalar, yatırımcılarına ortalama yüzde 30 kar getirmiş. İstisnalar da yok değil. Örneğin, Çinli sanal perakendecilerden Mecox Lane’in hisseleri halka arz edilen fiyatın yüzde 38 altında seyrediyor.
Biri karda diğeri değil
Youku ve Dangdang’ın borsadaki performanslarının geleceği ise daha umutlu görünüyor. Youku firması, geçen son iki yıl gelirlerini ortalama yüzde 1000 oranında arttırdı. 2010’un ilk dokuz ayında ise firmanın gelir artışı yüzde 135’i buldu. Buna rağmen firma kâra geçmiş değil, aynı dönemde firmanın zararı 167 milyon yuanı buldu. İnternet üzerinde kalıcı ve sürekli gelir elde etmenin kolay olmadığını da aslında Youku örneği bize bir kez daha hatırlatıyor. Dangdang ise kâr açısından daha iyi bir performans sergiledi. 2009’un ilk dokuz ayında 5 milyon yuanın üzerinde zarar etmişti ancak bu yılın ilk dokuz ayını 16 milyon yuan kârla kapadı. Aynı dönemde Dangdang’ın gelirleri ise yüzde 55,6 oranında arttı ve 1 milyar 600 milyon yuana ulaştı. Firma, internet üzerinden satışı yapılan kitap, müzik ve video materyalleri pazarında yüzde 50 paya sahip. 2010’un ilk dokuz ayında alınan sipariş sayısı 6 milyon 800 bin. 2009’un toplam rakamı 6 milyon şimdiden geçilmiş. Dangdang, bebek malzemelerinden, kozmetiğe ürün çeşidini de genişleterek bu rakamı daha da yukarılara çıkarmayı hedefliyor. Şirket, genelde Çin’in büyük kentlerinden sipariş alsa da, Çin içinde 750 kente siparişleri ulaştırabiliyor.
Rakamların büyüklüğü, potansiyel pazarın çekiciliği yabancı yatırımcıların ilgisini çekiyor. Firmalar kar etmekte zorlansa bile, hisseleri iyi fiyatlardan alıcı buluyor. Nitekim, Youku’nun bir hissesi 12,80 dolardan halka arz edildi. Şirket bu arzdan 203 milyon ABD Doları gelir elde etti. Halbuki ilk planda firmanın hedefi hisseleri 9 ila 11 dolar aralığında bir fiyattan satabilmekti. Bu da pazarın beklentisinin, Çin’in teknoloji firmalarının plan ve öngörülerinin bile üstüne çıktığı şeklinde değerlendirilebilir.
Sanal alemde sosyal iletişim ağlarının giderek büyüdüğü, belki bundan birkaç yıl önce bir eğlence aracı olarak görülen bu ve benzeri portalların günümüzün dev şirketleriyle rekabet içine girdiği görülüyor. Bunun son örneği, Çin’in youtube’u ve amazon’u olarak bilinen iki şirketin New York Borsası’na girer girmez gösterdikleri performans oldu.
Youtube’un Çin’deki versiyonu Youku, New York Borsası’ndaki ilk gününü 33,44 dolardan kapattı. Halka arz edildiği fiyatın yüzde 161 üstünden. Amazon’un muadili Dangdang’ın ilk günkü kapanış fiyatı da 29 doların ve halka arz fiyatının yüzde 87 oranında üzerinde gerçekleşti. Renaissance Capital firmasının analistlerinden Paul Bard, bu iki şirkete gösterilen ilgiyi kısaca, Çin’in geleceği büyük iki pazarda yer alan büyük potansiyele sahip iki firmadan kaynaklandığını söylüyor. Youku, Çince’de mükemmel ve abartısız anlamına geliyor. Yatırımcı için mükemmel olduğu kadar karlı da. 2005 yılında Çin’de google’ın rakibi Baidu, New York Borsası’nda halka açıldığı ilk gün yüzde 354 oranında prim yapmıştı. Youku’nun ilk günkü artışı 2005’den bu yana gerçekleşen en büyük üç basamaklı artış oldu.
Yatırımcıların Çinli teknoloji firmalarının hisselerine bu denli ilgi göstermesinin en önemli nedeni Çin’in giderek büyüyen internet pazarı. Bugün yaklaşık 100 milyon kişi Çin’de internet üzerinden alışveriş yapıyor ve bu sayının hızla daha da yukarılara çıkması bekleniyor. Bu yüzden de yabancı yatırımcılar, Batı’daki youtube, Amazon, Facebook gibi başarılı örneklerin Çin versiyonlarını yakından takip ediyor. Çinli firmalar için yabancı borsalarda halka açılarak sermaye toplamanın da aslında bu beklentinin gerçekleşmesine hizmet eden bir girişim olduğu söylenebilir. Youku’nun kurucusu ve İcra Kurulu Başkanı Victor Koo, New York Borsası’nda yer almanın marka değerini güçlendirdiği ve Çin pazarındaki yerlerini sağlamlaştırmak için önemli bir adım olduğunu söylüyor. Reuters’e göre bu yıl New York Borsası’nda görücüye çıkan Çinli firmalar, yatırımcılarına ortalama yüzde 30 kar getirmiş. İstisnalar da yok değil. Örneğin, Çinli sanal perakendecilerden Mecox Lane’in hisseleri halka arz edilen fiyatın yüzde 38 altında seyrediyor.
Biri karda diğeri değil
Youku ve Dangdang’ın borsadaki performanslarının geleceği ise daha umutlu görünüyor. Youku firması, geçen son iki yıl gelirlerini ortalama yüzde 1000 oranında arttırdı. 2010’un ilk dokuz ayında ise firmanın gelir artışı yüzde 135’i buldu. Buna rağmen firma kâra geçmiş değil, aynı dönemde firmanın zararı 167 milyon yuanı buldu. İnternet üzerinde kalıcı ve sürekli gelir elde etmenin kolay olmadığını da aslında Youku örneği bize bir kez daha hatırlatıyor. Dangdang ise kâr açısından daha iyi bir performans sergiledi. 2009’un ilk dokuz ayında 5 milyon yuanın üzerinde zarar etmişti ancak bu yılın ilk dokuz ayını 16 milyon yuan kârla kapadı. Aynı dönemde Dangdang’ın gelirleri ise yüzde 55,6 oranında arttı ve 1 milyar 600 milyon yuana ulaştı. Firma, internet üzerinden satışı yapılan kitap, müzik ve video materyalleri pazarında yüzde 50 paya sahip. 2010’un ilk dokuz ayında alınan sipariş sayısı 6 milyon 800 bin. 2009’un toplam rakamı 6 milyon şimdiden geçilmiş. Dangdang, bebek malzemelerinden, kozmetiğe ürün çeşidini de genişleterek bu rakamı daha da yukarılara çıkarmayı hedefliyor. Şirket, genelde Çin’in büyük kentlerinden sipariş alsa da, Çin içinde 750 kente siparişleri ulaştırabiliyor.
Rakamların büyüklüğü, potansiyel pazarın çekiciliği yabancı yatırımcıların ilgisini çekiyor. Firmalar kar etmekte zorlansa bile, hisseleri iyi fiyatlardan alıcı buluyor. Nitekim, Youku’nun bir hissesi 12,80 dolardan halka arz edildi. Şirket bu arzdan 203 milyon ABD Doları gelir elde etti. Halbuki ilk planda firmanın hedefi hisseleri 9 ila 11 dolar aralığında bir fiyattan satabilmekti. Bu da pazarın beklentisinin, Çin’in teknoloji firmalarının plan ve öngörülerinin bile üstüne çıktığı şeklinde değerlendirilebilir.
17 Aralık 2010 Cuma
Sinopec 2,45 milyar dolara Arjantin’de şirket satın aldı
Çin Petrol ve Kimyasallar Anonim Şirketi (Sinopec), Amerikan Occidental Petroleum Şirketi’nin Arjantin’deki petrol ve gaz faaliyetlerinin tümünü 2 milyar 450 milyon ABD Doları karşılığında almak için söz konusu firmayla anlaştı. Asya’nın en büyük petrol rafineri kapasitesine sahip Sinopec yurtdışındaki yatırımlarını da her geçen gün arttırıyor. Sinopec’in yurt dışındaki aktif varlığı, toplam aktif varlığının yüzde 23’ünü, yurtdışı gelirleri de toplam gelirlerinin yüzde 27’sini oluşturuyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
16 Aralık 2010 Perşembe
Çin'de etanol üretimi 6 milyon kişiye iş sağlayacak
Çin’de biyoetanol üretimi 2020 yılında yılda 10 milyon tona ulaşacak ve böylece petrol ithalatının yüzde 10 oranında azalmasına neden olacak. Çin’in en büyük hububat, bitkisel yağ ve gıda maddesi üretici ve ithalatçısı Cofco, bu öngörüsünü hükümetin son yıllarda biyoetanol üretimine verdiği desteğe bağlıyor. Cofco, Çin Petrol ve Kimyasallar Anonim Şirketi Sinopec ile birlikte de selülozik etanol üretimi için çalışıyor. Çalışmalar sonuç verirse 2020 yılında Çin’de 31 milyon ton petrol yerine biyoetanol kaynaklı biyoyakıt kullanılacak. Endüstri çoğu taşrada olmak üzere 6 milyon kişiye yeni iş olanağı yaratacak, ülke ekonomisine 32 milyar yuan katkıda bulunacak.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
15 Aralık 2010 Çarşamba
Beijing’de trafik sorununu çözmek için yeni önlemler geliyor
Beijing Çin’in trafik sorunlarıyla en çok boğuşan kentlerinden biri. Yakın bir zamanda yerel yönetimin sorunları çözmek için yeni düzenlemeler üzerinde çalıştığı haberi basına sızdı ancak henüz bu konuda yetkililerden bir açıklama gelmedi. Onaylanmayan önlemler arasında, tek-çift plaka uygulamasına devam edilmesi, araç alacaklardan önce park izni almalarının istenmesi ve hatta her ev başına bir araca izin verilmesi gibi oldukça tartışmalı maddeler yer alıyor. Çin Devlet Konseyi’nin planları onayladığı haberinin de duyulmasıyla Beijing’de araç satışları adeta patladı. Aralık ayının sadece ilk haftasında Beijing’de 20 bin araç satıldı, geçen yılın aynı döneminde bu rakam 9 bindi.
14 Aralık 2010 Salı
Çin’de enflasyon yüzde 5’i geçti
Çin’de Tüketici Fiyatları Endeksi’ndeki (TÜFE) artış Kasım ayında yüzde 5,1 oldu. Böylece, son 28 ayın en yüksek değerine ulaşıldı. Ekim sonunda yüzde 4,4 olan TÜFE’deki artış 0,6 puan daha artarak 5 puanın üzerine çıktı. Üretici Fiyatları Endeksi’ndeki yıllık artış da yüzde 6,1’e yükseldi.
Enflasyon artışının temel nedeni yüzde 11,7 oranında artan gıda fiyatları oldu. Çin’de enflasyon hesaplarında değerlendirmeye alınan ürün sepetinin üçte birini gıda ürünleri oluşturuyor. Çin’de uzmanlar yıl sonuna doğru enflasyonun inişe geçeceğini belirtse de, uzmanların 3,2 ile 4 arasında değişen tahminleri, enflasyonun hükümetin hedefi olan yüzde 3’ün üzerinde kalabileceğinin sinyallerini veriyor.
Kaynak: China Daily
Enflasyon artışının temel nedeni yüzde 11,7 oranında artan gıda fiyatları oldu. Çin’de enflasyon hesaplarında değerlendirmeye alınan ürün sepetinin üçte birini gıda ürünleri oluşturuyor. Çin’de uzmanlar yıl sonuna doğru enflasyonun inişe geçeceğini belirtse de, uzmanların 3,2 ile 4 arasında değişen tahminleri, enflasyonun hükümetin hedefi olan yüzde 3’ün üzerinde kalabileceğinin sinyallerini veriyor.
Kaynak: China Daily
7 Aralık 2010 Salı
Artan gıda fiyatlarını önlemek için stoklar boşaltılıyor
Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu, 8 milyon 500 bin tonluk hububat ve yemeklik yağı devlet stoklarından piyasaya sürdü. Artan gıda fiyatlarını kontrol etmek için Ekim ayı sonundan bu güne piyasaya sürülen hububat ve yağ miktarı böylece 25,5 milyon tonu buldu.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
6 Aralık 2010 Pazartesi
Dünyanın en büyük incisi Çin’de sergileniyor
Çin'in Hainan eyaletinin Wenchang kentinde dünyanın en büyük incisi sergileniyor. Altı ton ağırlığında, 1 metre 60 santimetre çapındaki gece incisinin değeri 2 milyar 200 milyon yuan, Türk parasıyla yaklaşık 450 milyon TL. İç Moğolistan Özerk Bölgesi’nde bulunan ve dünyanın bulunan en büyük incisi olarak tanıtılan bu dev top, turkuaz ve yeşil karışımı bir renge sahip ve geceleri de parlıyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
5 Aralık 2010 Pazar
Çin'de dizel sıkıntısı Aralık’ta sona erebilir.
Çin’de dizel yakıt sıkıntısı Aralık ayında son bulabilir. Çin’in rafineri çıkışlı petrol ürünleri rezervi Ağustos ayından bu yana ciddi bir düşüş yaşadı. Ekim sonunda rafineri çıkışlı petrol ürünleri rezervi 14 milyon tona kadar geriledi ki normalde bu rakamın 17 milyon tonlarda olması gerekiyordu. Çin Ulusal Petrol Şirketi (CNPC) dizel yakıt sıkıntısının yaşanmasıyla birlikte üretimi arttırarak, günlük üretim miktarını 400 bin ton gibi rekor bir seviyeye çıkardı. Çin’in bir diğer dev petrol şirketi Sinopec’in Genel Müdür Yardımcısı Xia Shixiang, iki firmanın çok yakında 1 milyon ton dizel yakıtı pazara sürecekleri müjdesini verdi. Xia, petrol fiyatlarında bir yükselme görülmezse dizel yakıt sıkıntısının Aralık ayında sona ermesinin beklendiğini söyledi.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
1 Aralık 2010 Çarşamba
Çin çevre koruma çalışmalarına 3 trilyon yuan harcayacak
Çevre Bakan Yardımcısı Wu Xiaoqing, Çin’in 12. Beş Yıllık Kalkınma Planı çerçevesinde, çevre koruma çalışmalarına 3 trilyon yuan (450 milyar ABD Doları) harcayacağını açıkladı. Wu, Çin’in çevre koruma çalışmalarını kapsayan pazarın dünyanın en büyüğü olacağını ve yılda yüzde 15 ila 20 oranında büyüyeceğini söyledi.
Çin Devlet Konseyi, enerji tasarrufu ve çevre koruma çalışmalarına ilişkin beş yıllık planı 25 Kasım’da onayladı. Plan enerji tasarrufu, çevre koruma ve kaynak geri dönüşümüyle ilgili endüstrileri kapsıyor. Plana göre enerji tasarrufu sağlayan ve çevre koruma amaçlı ekipmanların geliştirilmesi en yüksek önceliğe sahip kalemler arasında yer alıyor. Merkezi hükümet de bütçesinden 210 milyar yuanlık bir bölümü, enerji tasarrufu, emisyon azaltımı, geri dönüşüm ve ekolojik inşaatlar için ayırdı.
Kaynak: China Daily
Çin Devlet Konseyi, enerji tasarrufu ve çevre koruma çalışmalarına ilişkin beş yıllık planı 25 Kasım’da onayladı. Plan enerji tasarrufu, çevre koruma ve kaynak geri dönüşümüyle ilgili endüstrileri kapsıyor. Plana göre enerji tasarrufu sağlayan ve çevre koruma amaçlı ekipmanların geliştirilmesi en yüksek önceliğe sahip kalemler arasında yer alıyor. Merkezi hükümet de bütçesinden 210 milyar yuanlık bir bölümü, enerji tasarrufu, emisyon azaltımı, geri dönüşüm ve ekolojik inşaatlar için ayırdı.
Kaynak: China Daily
29 Kasım 2010 Pazartesi
Çinli öğrenciler Amerika yolcusu
Amerikan üniversiteleri her yıl binlerce yabancı öğrenciyi kabul ediyor. 2009-2010 eğitim döneminde Amerika'da okuyan yabancı öğrencilerin çoğunluğunu Çinden giden gençler oluşturdu. Böylece Çin, Amerika'ya en çok öğrenci gönderen ülke oldu ve Hindistan'ı geride bıraktı. Çin'in ekonomik gelişmesi ve orta sınıfın ekonomik gücünün artması bu gelişmenin başlıca nedenleri arasında gösteriliyor.
2009-2010 eğitim döneminde ABD'de okuyan Çinli öğrenci sayısı bir yıl öncesine göre yüzde 30 oranında arttı ve 128 bine ulaştı. Şu anda ABD'de okuyan yabancı öğrencilerin yüzde 18,3'ünü Çinli öğrenciler oluşturuyor. Hindistanlı öğrencilerin sayısı ise sadece yüzde 2 oranında artarak 105 binde kaldı. Bu da, öğrenci sayısının artışındaki etkenin sadece nüfus artışıyla doğru orantılı olmadığını gösteriyor. İki ülkeden Amerikaya giden öğrencilerin eğitim tercihleri de farklı. Amerika'da okuyan Çinli öğrenciler daha çok işletme, mühendislik ve fen bilimleri alanlarını tercih ederken, Hindistan'dan ABD'ya giden öğrenciler mühendislik, matematik ve bilgisayar üzerine eğitim almayı tercih ediyorlar.
Öğrencilerden ABD ekonomisine 20 milyar dolar
ABD Ticaret Bakanlığı'na göre yabancı öğrenciler Amerikan ekonomisine 2009 yılında 20 milyar ABD Doları tutarında katkıda bulundular. Yabancı öğrencilerin üçte ikisi, okul ve konaklama ücretlerini kendi olanaklarıyla ya da ailelerinin yardımıyla ödedi. Eğitim için ABD'ye giden Çinli öğrencilerin birçoğu yüksek lisans programlarını tercih ediyor. Lisans eğitimi için ABD'ye giden Çinli öğrenci sayısı da giderek artıyor. Geçen yıl üniversite eğitimini ABD'de almak isteyen Çinli öğrencilerin sayısı yüzde 50 oranında artarak 40 bine çıktı. Üniversiteyi yurt dışında okumak haliyle sadece yüksek lisans yapmaktan ekonomik olarak daha zor. Daha fazla para ve zaman ihtiyaç duyuluyor. Buna rağmen, her geçen yıl giderek daha çok öğrenci üniversite diplomasını ABD'den almak için ülkedeki üniversitelere başvuruda bulunuyor. Uluslararası Eğitim Enstitüsü Başkan Yardımcısı Peggy Blumenthal, “Çin ekonomisi hızla büyüyor. Ekonomik gücü artan orta sınıf, çocuklarını yurt dışında okumaya göndermek için gün geçtikçe daha fazla maddi olanağa sahip oluyor. Birçok ailenin tek çocuğa sahip olması da tüm imkanların bu çocuk için seferber edilmesine yarıyor” açıklamasını yapıyor.
Bir Çinli öğrencinin ABD'de eğitim görmesinin yıllık masrafı 250 bin yuan, yaklaşık 37 bin ABD Doları. Doların değer kaybetmesi bu faturayı biraz daha azaltsa da, Çin'deki birçok aile için böyle bir faturanın ödenmesi ciddi fedakarlık gerektiriyor. Yine de dolardaki değer kaybını ve ABD'nin Çinli öğrencilere daha esnek bir vize prosüdürü uygulamasını artan talebin nedenleri arasında sıralamak doğru olur.
Beyin göçü tersine mi dönüyor?
Eğitim ücreti aileleri, beyin göçü de Çin hükümetini düşündürüyor. Ya da düşündürüyordu demek lazım. Geçmiş veriler ABD'deki bir üniversiteden mezun olan öğrencilerin sadece dörtte birinin Çin'e geri döndüğünü gösteriyor. Özellikle fen bilimleri alanında doktora yapan öğrenciler Çin'e geri dönme konusunda hiç aceleci davranmıyorlar. Bu öğrencilerin yüzde 90'ı mezun olduktan sonra en az 5 yıl daha ABD'de kalıyor ve çalışıyor. 2008'deki ekonomik krizden sonra beyin göçünün tersine dönmeye başladığını da söylemeliyiz. Krizden sonra birçok yetişmiş eleman ABD'den ülkesine doğru yola çıktı. Aralarında bu ülkeye okumaya gitmiş ve oraya yerleşmiş Hintli ve Çinli öğrenciler de var. Yapılan araştırmalar, geri dönüş nedenlerini de daha iyi kariyer fırsatları, ailevi nedenler ve yaşam kalitesi olarak gösteriyor. Aslında sadece beyin göçü değil eğitim alanında da farklı eğilimler var. Çin'de okuyan yabancı öğrenci sayısı da buna bir örnek. 2008-2009 yıllarında Çin'de 238 bin yabancı öğrenci eğitim gördü. Bu öğrencilerin çoğu Kore Cumhuriyeti, ABD ve Japonya'dan geldi. 1996 yılında Çin'de sadece 1400 ABD'li öğrenci eğitim görürken bu rakam 2009'da 14 bine yaklaştı. Çin'den ABD'ye giden öğrenci sayısı daha hızlı bir artış gösterse de, ABD'den Çin'e okumak için gelen öğrenci sayısının düzenli bir şekilde arttığı da son 15 yıllık rakamlara bakıldığında net bir şekilde görülebiliyor.
Bu yazı, çeşitli kaynaklardan derlenerek Özgür Gürbüz tarafından hazırlanmıştır.
2009-2010 eğitim döneminde ABD'de okuyan Çinli öğrenci sayısı bir yıl öncesine göre yüzde 30 oranında arttı ve 128 bine ulaştı. Şu anda ABD'de okuyan yabancı öğrencilerin yüzde 18,3'ünü Çinli öğrenciler oluşturuyor. Hindistanlı öğrencilerin sayısı ise sadece yüzde 2 oranında artarak 105 binde kaldı. Bu da, öğrenci sayısının artışındaki etkenin sadece nüfus artışıyla doğru orantılı olmadığını gösteriyor. İki ülkeden Amerikaya giden öğrencilerin eğitim tercihleri de farklı. Amerika'da okuyan Çinli öğrenciler daha çok işletme, mühendislik ve fen bilimleri alanlarını tercih ederken, Hindistan'dan ABD'ya giden öğrenciler mühendislik, matematik ve bilgisayar üzerine eğitim almayı tercih ediyorlar.
Öğrencilerden ABD ekonomisine 20 milyar dolar
ABD Ticaret Bakanlığı'na göre yabancı öğrenciler Amerikan ekonomisine 2009 yılında 20 milyar ABD Doları tutarında katkıda bulundular. Yabancı öğrencilerin üçte ikisi, okul ve konaklama ücretlerini kendi olanaklarıyla ya da ailelerinin yardımıyla ödedi. Eğitim için ABD'ye giden Çinli öğrencilerin birçoğu yüksek lisans programlarını tercih ediyor. Lisans eğitimi için ABD'ye giden Çinli öğrenci sayısı da giderek artıyor. Geçen yıl üniversite eğitimini ABD'de almak isteyen Çinli öğrencilerin sayısı yüzde 50 oranında artarak 40 bine çıktı. Üniversiteyi yurt dışında okumak haliyle sadece yüksek lisans yapmaktan ekonomik olarak daha zor. Daha fazla para ve zaman ihtiyaç duyuluyor. Buna rağmen, her geçen yıl giderek daha çok öğrenci üniversite diplomasını ABD'den almak için ülkedeki üniversitelere başvuruda bulunuyor. Uluslararası Eğitim Enstitüsü Başkan Yardımcısı Peggy Blumenthal, “Çin ekonomisi hızla büyüyor. Ekonomik gücü artan orta sınıf, çocuklarını yurt dışında okumaya göndermek için gün geçtikçe daha fazla maddi olanağa sahip oluyor. Birçok ailenin tek çocuğa sahip olması da tüm imkanların bu çocuk için seferber edilmesine yarıyor” açıklamasını yapıyor.
Bir Çinli öğrencinin ABD'de eğitim görmesinin yıllık masrafı 250 bin yuan, yaklaşık 37 bin ABD Doları. Doların değer kaybetmesi bu faturayı biraz daha azaltsa da, Çin'deki birçok aile için böyle bir faturanın ödenmesi ciddi fedakarlık gerektiriyor. Yine de dolardaki değer kaybını ve ABD'nin Çinli öğrencilere daha esnek bir vize prosüdürü uygulamasını artan talebin nedenleri arasında sıralamak doğru olur.
Beyin göçü tersine mi dönüyor?
Eğitim ücreti aileleri, beyin göçü de Çin hükümetini düşündürüyor. Ya da düşündürüyordu demek lazım. Geçmiş veriler ABD'deki bir üniversiteden mezun olan öğrencilerin sadece dörtte birinin Çin'e geri döndüğünü gösteriyor. Özellikle fen bilimleri alanında doktora yapan öğrenciler Çin'e geri dönme konusunda hiç aceleci davranmıyorlar. Bu öğrencilerin yüzde 90'ı mezun olduktan sonra en az 5 yıl daha ABD'de kalıyor ve çalışıyor. 2008'deki ekonomik krizden sonra beyin göçünün tersine dönmeye başladığını da söylemeliyiz. Krizden sonra birçok yetişmiş eleman ABD'den ülkesine doğru yola çıktı. Aralarında bu ülkeye okumaya gitmiş ve oraya yerleşmiş Hintli ve Çinli öğrenciler de var. Yapılan araştırmalar, geri dönüş nedenlerini de daha iyi kariyer fırsatları, ailevi nedenler ve yaşam kalitesi olarak gösteriyor. Aslında sadece beyin göçü değil eğitim alanında da farklı eğilimler var. Çin'de okuyan yabancı öğrenci sayısı da buna bir örnek. 2008-2009 yıllarında Çin'de 238 bin yabancı öğrenci eğitim gördü. Bu öğrencilerin çoğu Kore Cumhuriyeti, ABD ve Japonya'dan geldi. 1996 yılında Çin'de sadece 1400 ABD'li öğrenci eğitim görürken bu rakam 2009'da 14 bine yaklaştı. Çin'den ABD'ye giden öğrenci sayısı daha hızlı bir artış gösterse de, ABD'den Çin'e okumak için gelen öğrenci sayısının düzenli bir şekilde arttığı da son 15 yıllık rakamlara bakıldığında net bir şekilde görülebiliyor.
Bu yazı, çeşitli kaynaklardan derlenerek Özgür Gürbüz tarafından hazırlanmıştır.
28 Kasım 2010 Pazar
Artan gıda fiyatlarına yerel önlem
Çin Devlet Konseyi, yerel yönetimlerden artan gıda fiyatlarını aşağıya çekmek için yeni önlemler almalarını istedi. Üretimin arttırılmasını, spekülatif fiyat artışlarının önlenmesini isteyen merkezi hükümet, 1 Aralık'tan itibaren otoyolları kullanan ve taze tarımsal gıda ürünleri taşıyan araçlardan ücret alınmasını da yasaklıyor. 1 Aralık’tan itibaren sebze, meyve, su ve süt ürünleri, et, tatlı patates, patates ve mısır taşıyan araçlar otoyol ücreti ödemeyecek. Ekim ayı sonunda Çin'de enflasyon son 25 ayın en yüksek noktasına ulaşmış, yıllık enflasyon yüzde 4,4 olmuştu.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
27 Kasım 2010 Cumartesi
Çin'de loto satışları 80 milyar yuanı geçti
Refah Lotosu Dağıtım ve Yönetim Merkezi tarafından açıklanan verilere göre Çin'de loto satışları, 9 Kasım itibariyle 80 milyar yuanı geçti. Yaklaşık 12 milyar doları bulan satışlar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26 artışı gösteriyor. Loto, satışlardan gelen 80 milyar yuanın yaklaşık 55 milyarını ödül olarak geri verirken kalan 25 milyar yuandan fazla bir miktarı ise ülkedeki sosyal yardım projelerine aktardı. Bu projeler arasında yaşlılar için yeni evlerin inşası, öksüzler için okul ve evsizler için barınma yerleri yapılması yer alıyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
26 Kasım 2010 Cuma
Çin'de bankaların zorunlu karşılık oranı arttırıldı
Çin Merkez Bankası olan Halk Bankası, bankaların zorunlu karşılık oranlarını yüzde 0,5 oranında arttırdı. Çin'de enflasyonun yüzde 4,4'leri bulması nedeniyle alınan bu karar 29 Kasım'dan itibaren uygulanmaya başlanacak. Böylece, bankaların vereceği kredi miktarının düşürülmesi ve piyasadaki nakit para miktarının 350 milyar yuan civarında azaltılması bekleniyor. Çin en son 10 Kasım tarihinde, bankaların ellerinde bulundurdukları mevduatlara karşılık olarak merkez bankasında tutmak zorunda oldukları miktarı belirleyen bu oranı yine yüzde 0,5 oranında arttırmıştı. Çin geçen ay gösterge faiz oranlarını da 2007 yılından sonra ilk kez yükseltmişti.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
25 Kasım 2010 Perşembe
Çin'in altın tüketimi bu yıl 430 tonu bulacak
Çin'de altın tüketiminin bir yıl öncesine göre yüzde 4 oranında artması bekleniyor. Çin'in en büyük altın üreticisi Çin Ulusal Altın Şirketi'nin Genel Müdürü Sun Zhaoxue, bu yıl ülkedeki altın tüketiminin 430 tona çıkacağını, artan yerli üretim sayesinde ithalatın düşeceğini söylüyor. Altın konusunda çalışan birçok uzman ise Sun'ın bu düşüncesine katılmıyor. Bu uzmanlar, Çin'de altın tüketiminin ve buna paralel olarak ithalatın artacağını savunuyor. Çin, yılda yaklaşık 100 ton altın ithal ediyor. 2010 yılının ilk sekiz ayındaki altın üretimi de 217 tonu geçti. Böyle giderse yıl sonunda altın üretimi 327 tonu bulacak.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
22 Kasım 2010 Pazartesi
Konut fiyatlarındaki artış yavaşladı
Çin'in belli başlı 70 kentinde ev fiyatları bir yıl öncesine göre yüzde 8,6 oranında arttı. Ulusal İstatistik Bürosu tarafından Ekim ayında açıklanan rakamlar, enflasyon oranının üstündeki artışa rağmen konut fiyatlarının artış hızının yavaşladığını gösteriyor. Hükümetin artan fiyatları kontrol altına almak için aldığı tedbirler, Nisan ayından bu yana ev fiyatlarındaki artışı yavaşlattı ve yıllık ortalamayı aşağıya çekti. Nisan ayında ev fiyatlarındaki bir yıllık artış yüzde 12,8'di. Ekim sonunda bu oran yüzde 8,6'ya kadar geriledi.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
Çin'in dış ticaret fazlası 150 milyar dolara yaklaştı
Çin'in ihracatı Ekim ayında bir yıl öncesine göre yüzde 22,9, ithalatı ise yüzde 25,3 oranında arttı. Ekim ayında Çin'in dış ticaret fazlası da 27 milyar ABD Doları'nı geçti. Ekim ayı, Temmuz ayından sonra Çin'in en fazla dış ticaret fazlası verdiği ay oldu, ticaret fazlasını tutarı tekrar 20 milyar dolar sınırını geçerek 30 milyar dolara yaklaştı. Aylık verileri bir kenera bırakıp yıllık verilere bakacak olursak benzer bir tabloyla karşılaşıyoruz. Bu yılın ilk 10 ayında Çin'in dış ticaret fazlası 147 milyar dolara ulaştı ancak geçen yıla göre yüzde 6,7 oranında azalmış oldu.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
21 Kasım 2010 Pazar
Çin’de gıda güvenliği konusunda yeni önlemler
Aralarında Çin Sağlık Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Kalite Kontrol Dairesi'nin de bulunduğu birçok resmi kurum ve kuruluş, vatandaşlara gıda güvenliği konusunda daha fazla bilgi verilmesi için gerekli adımların atılması çağrısında bulunarak, aldıkları yeni önlemleri açıkladı. Yeni önlemler arasında halkın gıda güvenliği hakkında bilgilendirilmesini rutinleştiren ve riskler hakkında bilgi almalarını sağlayan yeni kurallar yer alıyor. Bir yıldan daha uzun bir süre önce hayata geçirilen ve tüketicilere gıda güvenliği hakkında yasal haklar tanıyan Gıda Güvenliği Yasası'ndan sonra alınan bu yeni önlemler, hükümet içinde farklı birimlerin birlikte, olası sağlık sorunlara karşı çabuk hareket etmelerini sağlamayı amaçlıyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
20 Kasım 2010 Cumartesi
Mekke Hafif Raylı Sistemi açıldı
Bir Çin firması tarafından inşa edilen Suudi Arabistan’ın ilk çift yönlü hafif raylı ulaşım sistemi, Mekke’de geçtiğimiz cumartesi günü açıldı. 18 kilometre uzunluğundaki demiryolu projesi saatte 72 bin yolcu taşıma kapasitesine sahip ve Mekke’yi Mina ve Arafat gibi müslümanlar için kutsal sayılan mekanlara bağlıyor. Hac boyunca artan talebi karşılamaya çalışan hafif raylı sistem şu anda yüzde 35 kapasiteyle çalışıyor, sistemin 2011 yılında ise tamamen devreye girmesi bekleniyor. Bir milyar 800 milyon ABD Doları değerindeki Mekke Hafif Raylı Sistemi, Çin ile Suudi Arabistan arasında ortaklaşa yürütülen ilk proje olma özelliğini taşıyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
15 Kasım 2010 Pazartesi
Kentleşme için 24 trilyon yuan
Çin'de kentleşme tüm hızıyla sürerken, beraberinde yepyeni sorunlar da getiriyor. Bazı uzmanlar hızlı kentleşmenin yeterli altyapının olmadığı durumlarda kentliler için sıkıntılı anlar yaratığına dikkat çekiyor. Yine, kentlerin tarım arazilerinin kar amaçlı satın alınması ve emlak piyasasında yüksek kar sağlamanın bir aracı olması da dikkat edilmesi gereken bir konu. Çin Komunist Partisi Merkez Komitesi Parti Okulu'nun ekonomi profesörü Xu Xianglin, bunun gerçek kentleşme olmadığı ve sosyal dengeyi zedeleyebileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Bir araştırmaya göre Çin hükümeti, 2020 yılına kadar nüfusu hızla artan kentlerindeki altyapı ihtiyacını karşılamak için 24 trilyon yuanlık, yani 3 trilyon 600 milyar dolarlık yatırım yapmak zorunda kalacak. 2008 yılında yapılan bir araştırma kentleşme yatırımlarının yüzde 32'sinin hükümet, yüzde 30'unun da bankalar, kalanın ise ilgili işletmeler tarafından karşılandığını belirtiyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
14 Kasım 2010 Pazar
Dünya Bankası: Çin yüzde 10 büyüyecek
Dünya Bankası Çin'in büyüme hızıyla ilgili tahminini değiştirdi. 2010 yılında Çin'in yüzde 9,5 oranında büyüyeceğini tahmin eden Dünya Bankası, geçtiğimiz hafta bu rakamı yüzde 10'a çıkardı. Dünya Bankası'nca açıklanan raporda küresel likidite durumunun Çin'in mali politikalarını etkileyebileceğine dikkat çekildi ancak olası bir sorunla başetmenin Çin için diğer ülkelerden daha kolay olacağı ifadesi de raporda yer aldı.
Kaynak: Global Times
Kaynak: Global Times
13 Kasım 2010 Cumartesi
15 yılda 400 milyon Çinli daha kentli olacak
Önümüzdeki 15 yıl içinde 400 milyon insan daha Çin'in hızlı kalkınmasını sürdürebilmek için ülkenin kırsal alanlarından kentlere yerleşecek. Uzmanlar, gelecek beş yıl boyunca her yıl 10 milyon kişinin Çin'in kentlerine yerleşeceğini, bunun da ekonomiye kişi başına 100 bin yuanı bulan bir katkı yapacağını söylüyor. 15 bin dolar civarındaki bu ekonomik katkının büyük bir kısmı da emlak piyasasından sağlanacak. 2009 yılında, yaklaşık 1 milyar 320 milyon nüfusa sahip Çin'in kentte yaşayan vatandaşlarının sayısının 600 milyonu geçtiği tahmin ediliyor. 2015'de ülke nüfusunun 1 milyar 400 milyona, kentli nüfusun da 700 milyona ulaşması bekleniyor. 2020'de ise kentli nüfusun, tüm nüfusa oranının yüzde 65'e kadar çıkmasını öngören raporlar var.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
12 Kasım 2010 Cuma
Çin nükleer kapasitesini arttırıyor
Ulusal Kakınma ve Reform Komitesi kaynaklı bilgilere göre Çin ülkedeki nükleer enerji kapasitesini arttırmayı planlıyor. 2020 yılına kadar 70 bin megavat (MW) kurulu güce ulaşması planlanan nükleer gücün, planlarda yapılan değişiklik sonucu 112 bin MW'a çıkarılması hedefleniyor. Bu hedef gerçekleşirse 2020 yılında ülke elektriğinin yüzde 7'si nükleer santrallerden üretilecek.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
10 Kasım 2010 Çarşamba
Nadir elementler azalıyor, ticari baskı artıyor
Nadir elementler terimi, periyodik tablodaki 17 elementi, Skandiyum, İtriyum ve 15 lantaniti tarif ediyor. Kimyayla arası iyi olmayanlar için bu nadir elementlerin imalat sanayinde çok önemli bir rol oynadığını, elektrikli araçların akülerinden cep telefonlarına, düz ekran televizyonlardan rüzgar türbinlerine kadar birçok karmaşık ve gelişmiş ürünün üretiminde kritik role sahip olduğunu belirtelim.
1948'lere kadar bu nadir elementlerin kaynağı Hindistan ve Brezilya'ydı. 1950'den sonra Güney Afrika pazara girerek iddialı bir üretici oldu. Günümüzde ise dünyadaki nadir elementlerin üretiminin yüzde 97'si Çin'de gerçekleştiriliyor. Çin, dünyadaki kaynakların yüzde 37'sine sahip olsa da üretim konusunda liderliği eline geçirmiş durumda. Çin'deki üretimin büyük bir bölümü de İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nde yapılıyor.
Kaynaklar azalıyor, fiyatlar artıyor
Bu elementlerin yeni teknolojik ürünler için giderek daha fazla önem kazanması, Çin'i hamadde stoğu konusunda önlem almaya itiyor. En geç önümüzdeki yıl nadir elementlerin ihracat kotasını yüzde 30 oranında azaltmayı planlayan Çin, bu yılın ikinci yarısında da kotayı yüzde 76 oranında aşağı çekmişti. Kota böylece 24 bin 281 tona kadar gerilemişti. Bunun ardında yatan neden, Çin'in sahip olduğu nadir element kaynaklarının, yapılan hesaplamalara göre 15-20 yıl içerisinde tükenecek olması. Çin'in elindeki keşfedilmiş rezerv miktarı 2009 yılı sonunda 27 milyon tona kadar geriledi. Bu rakam dünyadaki keşfedilmiş nadir element rezervinin yüzde 30'una denk düşüyor. Ağır nadir elementlerin maddi değeri de hafiflere göre daha fazla. Bu, hafif olanları çok da “ucuz” yapmıyor. Hafif elementler arasında yer alan Neodinyum'un ton fiyatının Ağustos ayında 32 bin dolara yükseldiğini, bir yıl öncesine göre yüzde 60 oranında arttığını belirtmekte fayda var. Nadir elementlerin fiyatlarında yaşanan bu hızlı artış, İç Moğolistan Baotou Çelik Nadir Element Yüksek Teknoloji Şirketi gibi firmaları mutlu ediyor. Bu yılın ilk yarısında Baotou Çelik'in net karı bir yıl öncesine göre yüzde 626 oranında artış gösterdi. Rakamla söylersek firmanın ilk altı aydaki net karı 354 milyonu, geliri ise 2 milyar 330 milyon yuani buldu.
Çin tek üretici konumunda
Artan fiyatlar, birkaç ükedeki büyük rezervler ve Çin'in pazarda neredeyse tek üretici olması gibi faktörler yanyana gelince, nadir elementler üzerinde bir ticaret savaşının fitili de ateşlenmiş oldu. Gelişmiş ülkeler fiyat artışından ve Çin'in kotayı daraltmasından şikayet ediyor ancak öte yandan kendi rezervlerini geliştirip dünya pazarına tedarikçi olarak çıkma konusunda da neredeyse hiç çaba harcamıyor. Örneğin ABD, dünya rezervlerinin yüzde 24'üne sahip olmasına rağmen son 10 yıl içinde hemen hemen hiç üretim yapmayarak, talebin karşılanması yönünde hiçbir katkıda bulunmadı. Buna rağmen Çin'e üretim ve ihracatı arttırma yönünde baskı yapmak için ABD, Japonya, İngiltere, Almanya, Fransa ve Güney Kore'nin Çin'deki büyükelçilerinin biraraya geldiği haberleri de Japon basınında yer aldı.
Nadir elementlerin üretiminde Çin neredeyse tek başına. Buna rağmen Çin hükümeti, nadir elementlerin ticaretinin Dünya Ticaret Örgütü çerçevesinde belirlenen kurallar çerçevesinde yapılacağını ve bu madenlerin bir pazarlık aracı olarak kullanılmayacağı konusunda garanti veriyor. Çin Başbakanı Wen Jiabao, Avrupa'ya yaptığı son ziyerette, Çin'in bu madenler üzerinde kontrol ve yasal düzenleme hakkını kullanmasının gerekli olduğunu, Çin'in aynı zamanda dünyanın ihtiyaçlarını da gözönünde bulunduracağını belirtti.
Bu yazı Çin'deki çeşitli kaynaklardan yazarın yorumyla derlenmiştir.
1948'lere kadar bu nadir elementlerin kaynağı Hindistan ve Brezilya'ydı. 1950'den sonra Güney Afrika pazara girerek iddialı bir üretici oldu. Günümüzde ise dünyadaki nadir elementlerin üretiminin yüzde 97'si Çin'de gerçekleştiriliyor. Çin, dünyadaki kaynakların yüzde 37'sine sahip olsa da üretim konusunda liderliği eline geçirmiş durumda. Çin'deki üretimin büyük bir bölümü de İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nde yapılıyor.
Kaynaklar azalıyor, fiyatlar artıyor
Bu elementlerin yeni teknolojik ürünler için giderek daha fazla önem kazanması, Çin'i hamadde stoğu konusunda önlem almaya itiyor. En geç önümüzdeki yıl nadir elementlerin ihracat kotasını yüzde 30 oranında azaltmayı planlayan Çin, bu yılın ikinci yarısında da kotayı yüzde 76 oranında aşağı çekmişti. Kota böylece 24 bin 281 tona kadar gerilemişti. Bunun ardında yatan neden, Çin'in sahip olduğu nadir element kaynaklarının, yapılan hesaplamalara göre 15-20 yıl içerisinde tükenecek olması. Çin'in elindeki keşfedilmiş rezerv miktarı 2009 yılı sonunda 27 milyon tona kadar geriledi. Bu rakam dünyadaki keşfedilmiş nadir element rezervinin yüzde 30'una denk düşüyor. Ağır nadir elementlerin maddi değeri de hafiflere göre daha fazla. Bu, hafif olanları çok da “ucuz” yapmıyor. Hafif elementler arasında yer alan Neodinyum'un ton fiyatının Ağustos ayında 32 bin dolara yükseldiğini, bir yıl öncesine göre yüzde 60 oranında arttığını belirtmekte fayda var. Nadir elementlerin fiyatlarında yaşanan bu hızlı artış, İç Moğolistan Baotou Çelik Nadir Element Yüksek Teknoloji Şirketi gibi firmaları mutlu ediyor. Bu yılın ilk yarısında Baotou Çelik'in net karı bir yıl öncesine göre yüzde 626 oranında artış gösterdi. Rakamla söylersek firmanın ilk altı aydaki net karı 354 milyonu, geliri ise 2 milyar 330 milyon yuani buldu.
Çin tek üretici konumunda
Artan fiyatlar, birkaç ükedeki büyük rezervler ve Çin'in pazarda neredeyse tek üretici olması gibi faktörler yanyana gelince, nadir elementler üzerinde bir ticaret savaşının fitili de ateşlenmiş oldu. Gelişmiş ülkeler fiyat artışından ve Çin'in kotayı daraltmasından şikayet ediyor ancak öte yandan kendi rezervlerini geliştirip dünya pazarına tedarikçi olarak çıkma konusunda da neredeyse hiç çaba harcamıyor. Örneğin ABD, dünya rezervlerinin yüzde 24'üne sahip olmasına rağmen son 10 yıl içinde hemen hemen hiç üretim yapmayarak, talebin karşılanması yönünde hiçbir katkıda bulunmadı. Buna rağmen Çin'e üretim ve ihracatı arttırma yönünde baskı yapmak için ABD, Japonya, İngiltere, Almanya, Fransa ve Güney Kore'nin Çin'deki büyükelçilerinin biraraya geldiği haberleri de Japon basınında yer aldı.
Nadir elementlerin üretiminde Çin neredeyse tek başına. Buna rağmen Çin hükümeti, nadir elementlerin ticaretinin Dünya Ticaret Örgütü çerçevesinde belirlenen kurallar çerçevesinde yapılacağını ve bu madenlerin bir pazarlık aracı olarak kullanılmayacağı konusunda garanti veriyor. Çin Başbakanı Wen Jiabao, Avrupa'ya yaptığı son ziyerette, Çin'in bu madenler üzerinde kontrol ve yasal düzenleme hakkını kullanmasının gerekli olduğunu, Çin'in aynı zamanda dünyanın ihtiyaçlarını da gözönünde bulunduracağını belirtti.
Bu yazı Çin'deki çeşitli kaynaklardan yazarın yorumyla derlenmiştir.
7 Kasım 2010 Pazar
Hem elektrik üretiyor hem turist çekiyor
Sanxia, Üç Boğaz Barajı'nda su seviyesi planlanan 175 metreye ulaştı. Su seviyesinin 175 metreye ulaşmasıyla dünyanın en büyük baraj projesi için de önemli bir dönüm noktası geçilmiş oldu. Elektrik üretimi ve sulama gibi işlevlerinin yanısıra, dünyanın en büyük barajının artık turizm ve diğer ticari faaliyetlere de kapılarını açtığını söylemek sanırım yanlış olmaz.
Baraj gölünde üç saatlik tur 13 dolar
Sanxia, Türkçe'de üç boğaz demek. Bu yüzden de baraj Türkçe’de Üç Boğaz Barajı adıyla anılıyor. Çin Üç Boğaz Şirketi Genel Müdürü Shi Jianguo, baraj gölünde tutulan suyun istenilen seviyeye ulaşmasıyla birlikte ulaşım ve turizm alanlarında yeni fırsatların ortaya çıkacağını söylüyor. Shi'nin firmasının baraj gölü ve çevresinde düzenlediği turlara Haziran ayı boyunca 10 bin turist katılmış. Barajı yakından gören ve üç saat süren bir tura katılmanın bedeli 90 yuan, sadece 13 dolar.
1 Ekimden itibaren dünyanın en büyük barajını görmeye gelen turist sayısı yaklaşık 6 bini buluyor. Geçen yılın aynı dönemine göre ziyaretçi sayısı yüzde 25 oranında arttı ve gelenlerin büyük bir çoğunluğu yabancı turist.
5 bin tonluk kargo gemilerine yeşil ışık
Yangtze nehri üzerine inşa edilen Sanxia Barajı'ndaki su seviyesi gelecek yılın başına kadar 175 metrede tutulacak. Daha sonra sel baskınlarını kontrol amacıyla su bırakılmaya başlanacak ve Haziran 10 itibariyle barajdaki su seviyesi 145 metreye kadar düşürülecek. 22 milyar metreküp su bu işlem sırasında boşaltılacak. Su seviyesinin yükselmesi sadece turizm, selle mücadele ve elektrik üretimini değil aynı zamanda ticareti de olumlu etkiliyor. Chongqhing ve Yichang arasında mal taşıyan gemilerin seyahat süresi altı günden dörde iniyor. Su seviyesinin yükselmesi, Yangzte nehrinin kolu Daning nehrine 5 bin tonluk kargo gemilerinin de suya indirilmesine olanak sağlıyor.
Su seviyesinin yükselmesinin neden olduğu bazı sorunlarda var. Örneğin Wanxian Köprüsü. 1997'de yapılan bu köprü suyun 140 metreden fazla yükseldiği durumlarda su altında kalıyor. Bu da gemiler için bir tehlike oluşturuyor. Şu anda köprünün en yüksek noktası suyun 30 metre altında. Yine baraj gölünde biriken ve bazı yerlerde yüksekliği 26 metreyi bulan balçıkta bir başka problem. Tsinghua Üniversitesi'nde su kaynakları üzerine çalışan Prof. Wang Guixian, yüksek su seviyesinin sel kontrolü için yararlı olduğunu ama aynı zamanda suda daha fazla balçık birikimine yol açtığını söylüyor.
Bu yıl 84 milyar kws elektrik üretilecek
Sanxia veya Türkçe adıyla Üç Boğaz Barajı, ülkenin elektirik enerjisi ihtiyacının karşılanmasında hatırı sayılır bir rol oynuyor. 175 metreyi bulan su seviyesinden sonra yapılan hesaplar, 2011 yılında üretilecek elektriğin 84 milyar 700 milyon kilovatsaat olacağını söylüyor. Bu getirinin de bir bedeli var haliyle. Sanxia Projesi'nin toplam yatırım bedeli 23 milyar ABD Doları. Barajların yapımı sırasında başka bölgelere yerleştirilen insan sayısı da 1 milyon 300 bin. Barajın sel ve taşkınları önleme kapasitesi 22 milyar metreküp. 2020 yılına kadar proje kapsamında yer alan barajların sahip olacağı kurulu güç de 18 bin megavatı bulacak.
Bu yazı Çin'deki çeşitli kaynaklardan yazarın yorumyla derlenmiştir.
Baraj gölünde üç saatlik tur 13 dolar
Sanxia, Türkçe'de üç boğaz demek. Bu yüzden de baraj Türkçe’de Üç Boğaz Barajı adıyla anılıyor. Çin Üç Boğaz Şirketi Genel Müdürü Shi Jianguo, baraj gölünde tutulan suyun istenilen seviyeye ulaşmasıyla birlikte ulaşım ve turizm alanlarında yeni fırsatların ortaya çıkacağını söylüyor. Shi'nin firmasının baraj gölü ve çevresinde düzenlediği turlara Haziran ayı boyunca 10 bin turist katılmış. Barajı yakından gören ve üç saat süren bir tura katılmanın bedeli 90 yuan, sadece 13 dolar.
1 Ekimden itibaren dünyanın en büyük barajını görmeye gelen turist sayısı yaklaşık 6 bini buluyor. Geçen yılın aynı dönemine göre ziyaretçi sayısı yüzde 25 oranında arttı ve gelenlerin büyük bir çoğunluğu yabancı turist.
5 bin tonluk kargo gemilerine yeşil ışık
Yangtze nehri üzerine inşa edilen Sanxia Barajı'ndaki su seviyesi gelecek yılın başına kadar 175 metrede tutulacak. Daha sonra sel baskınlarını kontrol amacıyla su bırakılmaya başlanacak ve Haziran 10 itibariyle barajdaki su seviyesi 145 metreye kadar düşürülecek. 22 milyar metreküp su bu işlem sırasında boşaltılacak. Su seviyesinin yükselmesi sadece turizm, selle mücadele ve elektrik üretimini değil aynı zamanda ticareti de olumlu etkiliyor. Chongqhing ve Yichang arasında mal taşıyan gemilerin seyahat süresi altı günden dörde iniyor. Su seviyesinin yükselmesi, Yangzte nehrinin kolu Daning nehrine 5 bin tonluk kargo gemilerinin de suya indirilmesine olanak sağlıyor.
Su seviyesinin yükselmesinin neden olduğu bazı sorunlarda var. Örneğin Wanxian Köprüsü. 1997'de yapılan bu köprü suyun 140 metreden fazla yükseldiği durumlarda su altında kalıyor. Bu da gemiler için bir tehlike oluşturuyor. Şu anda köprünün en yüksek noktası suyun 30 metre altında. Yine baraj gölünde biriken ve bazı yerlerde yüksekliği 26 metreyi bulan balçıkta bir başka problem. Tsinghua Üniversitesi'nde su kaynakları üzerine çalışan Prof. Wang Guixian, yüksek su seviyesinin sel kontrolü için yararlı olduğunu ama aynı zamanda suda daha fazla balçık birikimine yol açtığını söylüyor.
Bu yıl 84 milyar kws elektrik üretilecek
Sanxia veya Türkçe adıyla Üç Boğaz Barajı, ülkenin elektirik enerjisi ihtiyacının karşılanmasında hatırı sayılır bir rol oynuyor. 175 metreyi bulan su seviyesinden sonra yapılan hesaplar, 2011 yılında üretilecek elektriğin 84 milyar 700 milyon kilovatsaat olacağını söylüyor. Bu getirinin de bir bedeli var haliyle. Sanxia Projesi'nin toplam yatırım bedeli 23 milyar ABD Doları. Barajların yapımı sırasında başka bölgelere yerleştirilen insan sayısı da 1 milyon 300 bin. Barajın sel ve taşkınları önleme kapasitesi 22 milyar metreküp. 2020 yılına kadar proje kapsamında yer alan barajların sahip olacağı kurulu güç de 18 bin megavatı bulacak.
Bu yazı Çin'deki çeşitli kaynaklardan yazarın yorumyla derlenmiştir.
6 Kasım 2010 Cumartesi
Çin'in dış ticaret fazlası 180 milyar doları geçecek
Çin'in Ticaret Bakanı Chen Deming, Guangzhou'daki bir fuarda yaptığı konuşmada bu yıl Çin'in ticaret fazlasının 2010 sonunda 180 milyar ABD Dolarını geçeceğini söyledi. Çin'in bu yılın dokuz ayında verdiği ticaret fazlası 120 milyar 600 milyon ABD Dolarını buldu. Çin’in dış ticaret fazlası her ay yaklaşık 20 milyar dolar daha artıyor. Bakan Chen, finansal kriz için alınan önlemlerin yıl sonunda sona ereceğini anımsatarak, dış ticaretteki olumlu gidişatın korunmasının Çin için önemli olduğuna dikkat çekti. Yapılan tahminler, Çin'in 2015 yılındaki dış ticaret hacminin 4 trilyon doları geçeceğini belirtiyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
5 Kasım 2010 Cuma
ICBC sigorta sektöründe büyüyor
Dünyanın piyasa değeri bakımından bir numaralı bankası olan Çin Sanayi ve Ticaret Bankası (ICBC), Paris merkezli AXA sigorta şirketinin sahip olduğu Çin’deki hayat sigortası girişiminin yüzde 60’lık hissesini satın alıyor. ICBC’nin başkanı Yang Kaishang, bankasının Shanghai merkezli AXA Minmetals’in yüzde 60’lık hissesi için 1 milyon 200 bin yuan ödeyeceğini açıkladı. Fransız şirket, Çin’in en büyük madencilik şirketi Çin Minmetals ile birlikte kurduğu hayat sigortası şirketindeki hisselerinin yüzde 23,5’unu ICBC’ye devredecek. Devirden sonra AXA-Minmetals’de, Fransız şirketin payı yüzde 27,5, Minmetals’in payı yüzde 17,5 ve ICBC’nin payı da yüzde 60 olacak.
Kaynak:China Daily
Kaynak:China Daily
4 Kasım 2010 Perşembe
Lenovo’dan yeni bir üretim üssü
Çin’in en büyük bilgisayar firması Lenovo, Sichuan eyaletinde yeni bir iş merkezi açacağını bildirdi. Artan talep ve Çin’in iç bölgelerine yayılma planı kapsamında yapılacak yeni yatırım için 100 milyon ABD Doları harcayacağını belirten Lenovo, Sichuan’daki üssün yeni bir fabrika ve araştırma merkezinden oluşacağını açıkladı. Dünyanın dördüncü en büyük bireysel bilgisayar üreticisi Chengdu’da kurulacak yeni merkez sayesinde Çin’in batı kısımlarına ulaşabilecek. Geçen ay Dell firması da Chengdu’da yeni bir merkez açacağını duyurmuştu.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
2 Kasım 2010 Salı
Kent: “Çin kur sorununda doğru yönde ilerliyor”
Çin Merkez Bankası danışmanı Li Daokui, Çin’in para birimi Renminbi’nin yılda yüzde 3 ila 5 oranında değer artışı yaşamasının sorun olmayacağını söyledi. ABD Senatosu’nun ticari yaptırımlarla ilgili karar alması halinde bu artışın daha hızlı gerçekleşmesi olasılığından duyduğu kaygıyı dile getirdi. Geçmişteki deneyimler ışığında Çin için yuanın yılda yüzde 3 ila 5 oranında değer kazanmasının başedilebilir olduğunu belirten Li Daokui, yuanın değer artışının dışarıdan gelecek baskılarla değil iç faktörler neticesinde gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Li Daokui ile aynı forumda söz alan Çin-ABD İşadamları Konseyi Başkanı Muhtar Kent de, “Çin kur sorununda doğru yönde ilerliyor ve sorunun çözümü için pozitif bir tutum almış durumda. İkili ilişkileri ilgilendiren bu konularda daha fazla diyaloğa ihtiyacımız var” dedi.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde ekonomik gelişme sürüyor
Çin'in kuzeybatı bölgesinde yer alan Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi, merkezi hükümetin bölge ekonomisini canlandırmak için açıkladığı 10 yıllık plandan sonra büyük bir atılım hazırlığında.
2009 yılı rakamlarına bakacak olursak bölgenin Gayri Safi Hasılası 427,7 milyar yuanı (64,33 milyar ABD Doları) buluyor. Batı bölgelerinin kalkınması için hazırlanan özel programın yürürlüğü girdiği 1999'la kıyaslanırsa, gayri safi hasıla 1,6 kat artmış durumda. Bu da yılda yüzde 10'un üzerinde bir büyümeye denk düşüyor. Kişi başına düşen gelire bakıldığında ise bu artış, 1999'a göre 1,2 kat artarak 19 bin 942 yuanı bulmuş. Bölgedeki ekonomik faaliyetlerin artmasıyla da bölgede elde edilen ekonomik gelir 2009'da 38 milyar yuanı geçmiş. Bu da 1999'a göre 4,5 kat artışa işaret ediyor. Kısacası, Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde başta tarm ve hayvancılık olmak üzere yaşanan ekonomik gelişme artık rakamlara da yansımış durumda.
Dış ticaret artıyor
Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin kalkınmasında tek unsur bölge ekonomisindeki canlanma değil. Çin'in büyük bir sınır eyaleti olması nedeniyle dış ticaret fırsatları da bölgeye avantaj sağlıyor. 2009 yılı sonunda özerk bölge, 167 bölge ve ülkeyle ekonomi, ticaret, bilim, teknoloji ve kültürel alanda işbirliği kurmuş durumda. Bölgenin dış ticaret hacmi 13 milyar 800 milyon ABD Doları'nı geçiyor. 1999'a göre yaklaşık 7 kat artan dış ticaret hacmi her yıl yüzde 22 oranında artmaya devam ediyor. Kazakistan Xinjian'ın en büyük ticaret ortağı. Kazakistan'ın gümrük vergilerini kısa bir süre önce yükseltmiş olması Xinjianglı tüccarların işlerini biraz daha zorlaştırsa da başta tekstil ürünleri olmak üzere iki taraf arasındaki ticaretin ilerleyeceği düşünülüyor. Xinjiang'ın sınır komşularıyla yaptığı ticaretin büyüklüğü de bu yılın dokuz ayında 6 milyar 250 milyon ABD Doları'nı geçmiş durumda.
Yerel hükümet, bölgede iki dilli eğitimi destelemeye devam ediyor ve bir yandan da emeklilik sigortası gibi bazı sosyal güvenlik mekanizmalarını da yaygınlaştırmaya çalışıyor. Xinjiang merkezi hükümetten politika desteği aldığı gibi Çin'deki 19 eyalet ve belediyeden de destek alıyor. Şu anda bölgede yatırım tutarı 3 milyar 650 milyon yuanı bulan 99 pilot projenin inşası sürüyor.
Kashgar'da turizm hamlesi
Ekonomik kalkınmada dış ticaretin, iç yatırımların olduğu kadar turizmin de önemli bir rolü var. Kashgar kenti buna güzel bir örnek. Kentte turizm sadece bir gelir kapısı değil aynı zamanda istihdam yaratmanın da bir aracı olarak görülüyor. Dört milyonluk kentin geçim kaynağı aslında tarım. Tarıma uygun toprakların çöl kenarında parça parça yer alması ise Kashgar'daki dört milyon kişinin işini kolaylaştırmıyor. Halihazırda sadece 15 bin kişi doğrudan turizm sektöründe göre alıyor olsa da, yerel yönetim bu sayıyı arttırmayı planlıyor. Kashgar'da turizme uygun 131 noktadan sadece 36'sı bu amaçla işletiliyor. Zepu'daki Jinhuyang Dğal Yaşam Parkı, turizmin kent ekonomisine yapabileceği katkılara sadece bir örnek. 2000 yılında bu parkta çalışan Uygurlu köylülerin yıllık geliri sadece 700 yuandı. 2009 ylında ise aynı yerde çalışanlar yılda 5 bin 300 yuan, 779 ABD Doları, kazanmaya başladılar. Kashgar'a gelen turist sayısı 2009'da 1 ilyon 530 bindi. Bu yılın ilk yedi ayında bu rakam 1 milyon 700 bini geçti ama kentte turizmin gelişmesi için daha yapılacak çok şey var. Otel sayısını arttırmak gibi.
Altyapı yatırımları da hızlandı
Bölgede göze çarpan bir başka değişim de altyapı yatırımlarıyla ilgili. Ticaretin yaygınlaştırılması için olmazsa olmaz bir faktör ulaşım. Xinjiang'da 2008 yılında 2 bin 925 kilometreyi bulan demiryolu hattının uzunluğu 2009 sonu itibariyle 3180 kilometreyi geçti. 1776 kilometre uzunluğundaki Urumqi-Lanzhou hattının inşasına da bu yıl başlandı. 2013 yılında bitirilmesi planlanan 21 milyar ABD Doları tutarındaki proje, Xinjiang ile Gansu eyaletleri arasında 250 kilometre hızla seyahat edilmesine olanak sağlayacak. Beijing'den Urumqi'ye trenle gitmek isteyenler için de mesafeyi 40 saatten 12 saate kadar indirecek. Demiryolu taşımacılığı sadece yolcu değil, mal taşımacılığı için de önemli. Sadece bu yıl, Xinjiang'dan doğu bölgelere 30 milyon ton kömürün demiryoluyla nakledilmesi bekleniyor.
2009 yılı rakamlarına bakacak olursak bölgenin Gayri Safi Hasılası 427,7 milyar yuanı (64,33 milyar ABD Doları) buluyor. Batı bölgelerinin kalkınması için hazırlanan özel programın yürürlüğü girdiği 1999'la kıyaslanırsa, gayri safi hasıla 1,6 kat artmış durumda. Bu da yılda yüzde 10'un üzerinde bir büyümeye denk düşüyor. Kişi başına düşen gelire bakıldığında ise bu artış, 1999'a göre 1,2 kat artarak 19 bin 942 yuanı bulmuş. Bölgedeki ekonomik faaliyetlerin artmasıyla da bölgede elde edilen ekonomik gelir 2009'da 38 milyar yuanı geçmiş. Bu da 1999'a göre 4,5 kat artışa işaret ediyor. Kısacası, Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde başta tarm ve hayvancılık olmak üzere yaşanan ekonomik gelişme artık rakamlara da yansımış durumda.
Dış ticaret artıyor
Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin kalkınmasında tek unsur bölge ekonomisindeki canlanma değil. Çin'in büyük bir sınır eyaleti olması nedeniyle dış ticaret fırsatları da bölgeye avantaj sağlıyor. 2009 yılı sonunda özerk bölge, 167 bölge ve ülkeyle ekonomi, ticaret, bilim, teknoloji ve kültürel alanda işbirliği kurmuş durumda. Bölgenin dış ticaret hacmi 13 milyar 800 milyon ABD Doları'nı geçiyor. 1999'a göre yaklaşık 7 kat artan dış ticaret hacmi her yıl yüzde 22 oranında artmaya devam ediyor. Kazakistan Xinjian'ın en büyük ticaret ortağı. Kazakistan'ın gümrük vergilerini kısa bir süre önce yükseltmiş olması Xinjianglı tüccarların işlerini biraz daha zorlaştırsa da başta tekstil ürünleri olmak üzere iki taraf arasındaki ticaretin ilerleyeceği düşünülüyor. Xinjiang'ın sınır komşularıyla yaptığı ticaretin büyüklüğü de bu yılın dokuz ayında 6 milyar 250 milyon ABD Doları'nı geçmiş durumda.
Yerel hükümet, bölgede iki dilli eğitimi destelemeye devam ediyor ve bir yandan da emeklilik sigortası gibi bazı sosyal güvenlik mekanizmalarını da yaygınlaştırmaya çalışıyor. Xinjiang merkezi hükümetten politika desteği aldığı gibi Çin'deki 19 eyalet ve belediyeden de destek alıyor. Şu anda bölgede yatırım tutarı 3 milyar 650 milyon yuanı bulan 99 pilot projenin inşası sürüyor.
Kashgar'da turizm hamlesi
Ekonomik kalkınmada dış ticaretin, iç yatırımların olduğu kadar turizmin de önemli bir rolü var. Kashgar kenti buna güzel bir örnek. Kentte turizm sadece bir gelir kapısı değil aynı zamanda istihdam yaratmanın da bir aracı olarak görülüyor. Dört milyonluk kentin geçim kaynağı aslında tarım. Tarıma uygun toprakların çöl kenarında parça parça yer alması ise Kashgar'daki dört milyon kişinin işini kolaylaştırmıyor. Halihazırda sadece 15 bin kişi doğrudan turizm sektöründe göre alıyor olsa da, yerel yönetim bu sayıyı arttırmayı planlıyor. Kashgar'da turizme uygun 131 noktadan sadece 36'sı bu amaçla işletiliyor. Zepu'daki Jinhuyang Dğal Yaşam Parkı, turizmin kent ekonomisine yapabileceği katkılara sadece bir örnek. 2000 yılında bu parkta çalışan Uygurlu köylülerin yıllık geliri sadece 700 yuandı. 2009 ylında ise aynı yerde çalışanlar yılda 5 bin 300 yuan, 779 ABD Doları, kazanmaya başladılar. Kashgar'a gelen turist sayısı 2009'da 1 ilyon 530 bindi. Bu yılın ilk yedi ayında bu rakam 1 milyon 700 bini geçti ama kentte turizmin gelişmesi için daha yapılacak çok şey var. Otel sayısını arttırmak gibi.
Altyapı yatırımları da hızlandı
Bölgede göze çarpan bir başka değişim de altyapı yatırımlarıyla ilgili. Ticaretin yaygınlaştırılması için olmazsa olmaz bir faktör ulaşım. Xinjiang'da 2008 yılında 2 bin 925 kilometreyi bulan demiryolu hattının uzunluğu 2009 sonu itibariyle 3180 kilometreyi geçti. 1776 kilometre uzunluğundaki Urumqi-Lanzhou hattının inşasına da bu yıl başlandı. 2013 yılında bitirilmesi planlanan 21 milyar ABD Doları tutarındaki proje, Xinjiang ile Gansu eyaletleri arasında 250 kilometre hızla seyahat edilmesine olanak sağlayacak. Beijing'den Urumqi'ye trenle gitmek isteyenler için de mesafeyi 40 saatten 12 saate kadar indirecek. Demiryolu taşımacılığı sadece yolcu değil, mal taşımacılığı için de önemli. Sadece bu yıl, Xinjiang'dan doğu bölgelere 30 milyon ton kömürün demiryoluyla nakledilmesi bekleniyor.
1 Kasım 2010 Pazartesi
Çin'de işsizlik oranı yüzde 4,1
Çin'de kentsel işsizlik oranı Eylül ayı sonu itibariyle yüzde 4,1 oldu. Kentlerde yaşayan nüfus arasında kayıtlı işsizlerin sayısı da 9 milyon 50 bin olarak açıklandı. İnsan Kaynakları ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sözcüsü Yin Chengji, bu yılın ikinci yarısında bu oranın yüzde 4,2 olduğunu, Eylül sonu itibariyle 0,1 puanlık bir gerileme yaşandığını belirtti. 2010 yılının ilk dokuz ayında kentlerde 9 milyon 310 bin kişiye iş yaratıldı. Böylece yılın ilk dokuz ayında 2010 yılının 9 milyon kişiye iş yaratma hedefi geçilmiş oldu. Çin hükümeti, 2010 yılında kentsel işsizlik oranını yüzde 4,6'ının altında tutmayı planlamıştı.
Çin hükümeti yeni iş olanakları yaratmanın yanı sıra, üniversite mezunlarına ve kırsal kesimden gelen göçmen işçilere de iş bulma ve kurma konusunda yardımcı olmaya çalışıyor. Bu yılın ilk dokuz ayında hükümetin desteklediği mesleki eğitim programlarına 12,5 ilyon kişi katıldı. Bunların 4 milyon 700 bini göçmen işçilerdi. Yine 390 bin üniversite mezunu bu programlara katılırken, 790 bin öğrenci ise kendi işini kurmak için kursa gitti.
Kaynak: China Daily
Çin hükümeti yeni iş olanakları yaratmanın yanı sıra, üniversite mezunlarına ve kırsal kesimden gelen göçmen işçilere de iş bulma ve kurma konusunda yardımcı olmaya çalışıyor. Bu yılın ilk dokuz ayında hükümetin desteklediği mesleki eğitim programlarına 12,5 ilyon kişi katıldı. Bunların 4 milyon 700 bini göçmen işçilerdi. Yine 390 bin üniversite mezunu bu programlara katılırken, 790 bin öğrenci ise kendi işini kurmak için kursa gitti.
Kaynak: China Daily
31 Ekim 2010 Pazar
Çin'de mandıralara 190 milyon yuan destek
Çin Maliye Bakanlığı, bu yıl karşılaştıkları finansal sorunları çözmeleri için Çin'deki süt ürünleri işletmecilerine 190 milyon yuan (28,4 milyon ABD Doları) banka kredisi desteği sağlanacağını açıkladı. Bakanlığın internet sayfasında yer alan açıklamada, mandıra sahiplerine geçen yıl da 80 milyon yuan tutarında destek verildiği anımsatıldı. Verilen destekle süt ürünleri üretiminde istikrarın korunması ve süt veren büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinin de dengenin sağlanması amaçlanıyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
28 Ekim 2010 Perşembe
Coach'tan Çin'de 25 yeni mağaza
Amerikan'ın tanınmış el çantası ve aksesuar firmalarından Coach şirketi, 2011 Haziran'ına kadar Çin'de 25 mağaza daha açmayı planlıyor. Dünyanın en hızlı büyüyen lüks tüketim malları pazarı Çin'de halihazırda 41 mağazaya sahip firma dünya çapında da 665 mağazaya sahip. Coach, en büyük rakipleri Louis Vuitton, Gucci ve Prada gibi rakiplerine göre daha ucuz fiyatlı ürünler sunuyor. Coach'ın el çantaları 5 bin yuandan satılırken, diğerleri 10 bin yuandan, yaklaşık 1500 ABD Doları'ndan alıcı buluyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
24 Ekim 2010 Pazar
Kanada Çinli turistlere hazırlanıyor
Çin’den, Onaylanmış Seyahat Rotası (ADS) statütüsü kazanan Kanada, Çinli turistleri ülkesine çekebilmek için 40 kişiden oluşan ilk resmi turizm heyetini Çin’e gönderiyor. Beş günlük tur boyunca heyetteki temsilciler Shanghai ve Beijing’de incelemelerde bulunacak ve Çinli yetkililerle görüşecek. Çinli turistleri Kanada’ya çekebilmek için tanıtım kampanyalarına bu yıl 4 milyon 950 bin ABD Doları harcayan Kanadalı yetkililer, Onaylanmış Seyahat Rotası olduktan sonra çalışmalarını arttıracaklarını söylüyor. 2009 yolunda 160 bin civarında Çinli turistin ziyaret ettiği Kanada’da bu rakamın birkaç yıl içerisinde yüzde 50 oranında artması bekleniyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
22 Ekim 2010 Cuma
Çin'de elektrikli araç üretimi
Özgür Gürbüz-19 Ekim 2010/CRI Türkçe Servisi
Kentlerdeki hava kirliliğinden, küresel iklim değişikliğine kadar bir dizi çevre sorunu hayat tarzımızı değiştirmemiz için bizi zorluyor. Hükümetler, sivil toplum örgütleri vatandaşların tüketim alışkanlıklarını değiştirmek için sosyal kampanyalar yürütmenin yanı sıra bazen de farklı politikaları hayata geçirerek bu değişikliklerin gerçekleşmesini ve insanlar için farklı bir geleceğin temellerinin atılmasını sağlamaya çalışıyor. Elektrikli araçlar da şimdiden, bu gelecek planlarının bir parçası olmuşa benziyor. Hem de yakın geleceğin. Dünyanın en büyük otomotiv pazarına sahip Çin'de elektrikli araç üretimi günden güne artıyor. 2020 yılında yıllık elektrikli araç üretiminin 1 milyonu bulacağı tahmin ediliyor.
25 kent elektrikli araç için birleşti
Elektrikli araçlar Çin için büyük önem taşıyor çünkü Çin'in büyük kentlerindeki hava kirliliğinin yüzde 70'inden otomobil egzozları sorumlu. Başta hava kirliliği olmak üzere ulaşım kaynaklı sorunları çözmek isteyen Çin hükümeti iki konuya önem veriyor. Yeni enerjiyle çalışan araçlar ve toplu taşımacılık. Çin'in 25 kenti, Maliye Bakanlığı, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı, Ulusal Kalkınma ve Reform Komitesi ve Sanayi ve Bilişim Bakanlığı'nın desteğiyle alternatif yakıtlı ve enerji verimli araçların desteklenmesini kararlaştırdı. Projenin ana hedefinde, kentlerdeki toplu taşıma araçlarının elektrikli araçlarla değiştirilmesi var. Bu proje 2009 yılında başlatıldı ve o tarihten bu yana sermaye piyasasından elektrikli araç üretimine bir nakit akışı başladı ve şu ana kadar bu rakam 8,5 milyar yuanı, Türk Lirası cinsinden söylersek 1 milyar 800 milyonu buldu.
Elektrikli araçlara 100 milyar yuanlık yatırım
Haziran ayında hükümet yeni bir karar alarak elektrikli otomobil alımını sübvansiye etmeye karar verdi. Shanghai, Changchun, Shenzhen, Hangzhou ve Hefei kentleri pilot bölgeler olarak belirlendi ve bu kentlerde elektrikli araç alımında 60 bin yuana kadar sübvansiyon verilmesi kararlaştırıldı. Elektrikli araçların teşviki konusunda yapılanlar bununla da sınırlı değil. 16 kamu şirketi bir birlik oluşturarak, elektrikli araçların gelişmesini hızlandırmak için ortak hareket etme kararı verdi. Firmalar, konunun uzmanlarını işe alma konusunda çaba harcarken, bir yandan da alternatif yakıtlar üzerinde çalışan firmaları satın almaya ve teknoloji transferi yapmaya çalışıyor. Kamu şirketi olmaları ve birlikte hareket etmeleri nedeniyle de inovasyon ve teknik yeterlilik gibi avantajlara sahipler. 16 firmadan oluşan birlik sermaye sorunu da yaşamıyor. Örneğin birlik üyelerinden Çin Ulusal Açıkdeniz Petrol Şirketi, akü üreticisi Tianjin Lishen firmasına 5 milyar yuan tutarında yatırım yapmayı planlıyor. Medyada yer alan haberlere göre, 18 Ağustos'ta oluşturulan birlik, elektrikli araçlara 2012 yılına kadar 100 milyar yuanlık bir yatırım yapmaya hazırlanıyor.
300 TL'ye süpermarketten elektrikli bisiklet
Çevreci araç deyince aklınıza sedece toplu taşıma araçları ve elektrikli otomobiller gelmesin. Onlardan daha çevreci olanları da var, bisikletler. Uzun yıllar Çin deyince akla gelen ilk şey olan bisikletler de son yıllarda Çin'deki her şey gibi değişime uğradı. Artık Çin'in sokaklarını elektrik motorlarıyla arşınlıyorlar. Çin'in giderek büyüyen kentlerinde alınması gereken mesafeler de pedallı bisikletleri zorluyor. İki hafta önce Tian'anmen Meydanı'na yaptığım bisiklet yolculuğundan tecrübe sahibiyim, Beijing'in düz yolları bile yol uzadıkça size yokuş gibi geliyor. Bu yüzden de Çin'deki 10 eyalette elektrikli bisikletler için teşvik veriliyor. Elektirikli bisiklete teşvik veren son eyalet Shandong oldu. Shandong eyaletinde yaşayan ve benim gibi eski bir bisiklete sahip Song Yingxue artık 2 bin 410 yuana satılan lüks denebilecek elektrikli bir bisikleti yüzde 13 inidirimle alabilecek. Böylece eski bisikletiyle 50 dakika da gittiği işine 20 dakika da gidebilecek. Song'un istediği ve pahalı sayılabilecek elektrikli bisiklet fiyatları Çin'de yaklaşık 500 Türk Lirası'na alınabiliyor. Süpermarketler de 300 liraya da elektrikli bisiklet almak mümkün. Elektrikli bisiklete teşvik veren 10 eyaletten birinde oturuyorsanız bu fiyatı daha da aşağıya çekebilirsiniz. Çin'de halihazırda 120 milyon adet elektrikli bisiklet olduğu tahmin ediliyor. Sadece geçen yıl satılan elektrikli bisiklet sayısı 20 milyondu.
Elektrikli araçlar kentlerdeki hava kirliliğinin azaltılması için önemli bir rol oynamalarına rağmen, bisikletler hem ekonomik, hem çevreci hem de bisiklet yolları sayesinde trafik sıkışıklığını “es” geçmeleri nedeniyle daha cazip bir seçenek olarak öne çıkıyorlar. Çin'in birçok kentindeki bisiklet yolları da bisiklet severlere oldukça kolaylık sağlıyor.
Kentlerdeki hava kirliliğinden, küresel iklim değişikliğine kadar bir dizi çevre sorunu hayat tarzımızı değiştirmemiz için bizi zorluyor. Hükümetler, sivil toplum örgütleri vatandaşların tüketim alışkanlıklarını değiştirmek için sosyal kampanyalar yürütmenin yanı sıra bazen de farklı politikaları hayata geçirerek bu değişikliklerin gerçekleşmesini ve insanlar için farklı bir geleceğin temellerinin atılmasını sağlamaya çalışıyor. Elektrikli araçlar da şimdiden, bu gelecek planlarının bir parçası olmuşa benziyor. Hem de yakın geleceğin. Dünyanın en büyük otomotiv pazarına sahip Çin'de elektrikli araç üretimi günden güne artıyor. 2020 yılında yıllık elektrikli araç üretiminin 1 milyonu bulacağı tahmin ediliyor.
25 kent elektrikli araç için birleşti
Elektrikli araçlar Çin için büyük önem taşıyor çünkü Çin'in büyük kentlerindeki hava kirliliğinin yüzde 70'inden otomobil egzozları sorumlu. Başta hava kirliliği olmak üzere ulaşım kaynaklı sorunları çözmek isteyen Çin hükümeti iki konuya önem veriyor. Yeni enerjiyle çalışan araçlar ve toplu taşımacılık. Çin'in 25 kenti, Maliye Bakanlığı, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı, Ulusal Kalkınma ve Reform Komitesi ve Sanayi ve Bilişim Bakanlığı'nın desteğiyle alternatif yakıtlı ve enerji verimli araçların desteklenmesini kararlaştırdı. Projenin ana hedefinde, kentlerdeki toplu taşıma araçlarının elektrikli araçlarla değiştirilmesi var. Bu proje 2009 yılında başlatıldı ve o tarihten bu yana sermaye piyasasından elektrikli araç üretimine bir nakit akışı başladı ve şu ana kadar bu rakam 8,5 milyar yuanı, Türk Lirası cinsinden söylersek 1 milyar 800 milyonu buldu.
Elektrikli araçlara 100 milyar yuanlık yatırım
Haziran ayında hükümet yeni bir karar alarak elektrikli otomobil alımını sübvansiye etmeye karar verdi. Shanghai, Changchun, Shenzhen, Hangzhou ve Hefei kentleri pilot bölgeler olarak belirlendi ve bu kentlerde elektrikli araç alımında 60 bin yuana kadar sübvansiyon verilmesi kararlaştırıldı. Elektrikli araçların teşviki konusunda yapılanlar bununla da sınırlı değil. 16 kamu şirketi bir birlik oluşturarak, elektrikli araçların gelişmesini hızlandırmak için ortak hareket etme kararı verdi. Firmalar, konunun uzmanlarını işe alma konusunda çaba harcarken, bir yandan da alternatif yakıtlar üzerinde çalışan firmaları satın almaya ve teknoloji transferi yapmaya çalışıyor. Kamu şirketi olmaları ve birlikte hareket etmeleri nedeniyle de inovasyon ve teknik yeterlilik gibi avantajlara sahipler. 16 firmadan oluşan birlik sermaye sorunu da yaşamıyor. Örneğin birlik üyelerinden Çin Ulusal Açıkdeniz Petrol Şirketi, akü üreticisi Tianjin Lishen firmasına 5 milyar yuan tutarında yatırım yapmayı planlıyor. Medyada yer alan haberlere göre, 18 Ağustos'ta oluşturulan birlik, elektrikli araçlara 2012 yılına kadar 100 milyar yuanlık bir yatırım yapmaya hazırlanıyor.
300 TL'ye süpermarketten elektrikli bisiklet
Çevreci araç deyince aklınıza sedece toplu taşıma araçları ve elektrikli otomobiller gelmesin. Onlardan daha çevreci olanları da var, bisikletler. Uzun yıllar Çin deyince akla gelen ilk şey olan bisikletler de son yıllarda Çin'deki her şey gibi değişime uğradı. Artık Çin'in sokaklarını elektrik motorlarıyla arşınlıyorlar. Çin'in giderek büyüyen kentlerinde alınması gereken mesafeler de pedallı bisikletleri zorluyor. İki hafta önce Tian'anmen Meydanı'na yaptığım bisiklet yolculuğundan tecrübe sahibiyim, Beijing'in düz yolları bile yol uzadıkça size yokuş gibi geliyor. Bu yüzden de Çin'deki 10 eyalette elektrikli bisikletler için teşvik veriliyor. Elektirikli bisiklete teşvik veren son eyalet Shandong oldu. Shandong eyaletinde yaşayan ve benim gibi eski bir bisiklete sahip Song Yingxue artık 2 bin 410 yuana satılan lüks denebilecek elektrikli bir bisikleti yüzde 13 inidirimle alabilecek. Böylece eski bisikletiyle 50 dakika da gittiği işine 20 dakika da gidebilecek. Song'un istediği ve pahalı sayılabilecek elektrikli bisiklet fiyatları Çin'de yaklaşık 500 Türk Lirası'na alınabiliyor. Süpermarketler de 300 liraya da elektrikli bisiklet almak mümkün. Elektrikli bisiklete teşvik veren 10 eyaletten birinde oturuyorsanız bu fiyatı daha da aşağıya çekebilirsiniz. Çin'de halihazırda 120 milyon adet elektrikli bisiklet olduğu tahmin ediliyor. Sadece geçen yıl satılan elektrikli bisiklet sayısı 20 milyondu.
Elektrikli araçlar kentlerdeki hava kirliliğinin azaltılması için önemli bir rol oynamalarına rağmen, bisikletler hem ekonomik, hem çevreci hem de bisiklet yolları sayesinde trafik sıkışıklığını “es” geçmeleri nedeniyle daha cazip bir seçenek olarak öne çıkıyorlar. Çin'in birçok kentindeki bisiklet yolları da bisiklet severlere oldukça kolaylık sağlıyor.
21 Ekim 2010 Perşembe
Çin'de konut fiyatları yine yükseldi
Çin’de konut fiyatları Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 0,5 oranında arttı. Devlet İstatistik Bürosu tarafından açıklanan verilere göre, Çin’in önde gelen 70 kentinde emlak fiyatları son bir yılda yüzde 9,1 oranında artış gösterdi. Eylül ayındaki artış, Mayıs ayından beri uykuya dalan emlak fiyatlarının yeniden yükselişe geçmeye hazırlandığı yönünde bir işaret olarak algılanıyor. Konut piyasasını takip eden birçok uzman, bu son artışın, 30 Eylül’de merkezi hükümetçe alınan ek tedbirlerin haklı ve yerinde olduğunu kanıtladığını söylüyor. 30 Eylül’de merkezi hükümet, ev kredisi için yatırılması gereken peşin para oranını yine yükseltmiş, emlak vergisi uygulamalarını da tüm ülkeye yaymıştı. 11 yerel hükümet ise, bir ailenin kent içinde alabileceği ev sayısına ilişkin detaylı yeni uygulamaları yüyürlüğe koydu.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
19 Ekim 2010 Salı
Çin 1355 kömür madeninin kapısına kilit vurdu
Çin, toplam üretim kapasitesi 125 milyon tonu geçen 1355 kömür madenini kapattı. Ulusal Enerji İdaresi tarafından verilen bilgilere göre, madencilik sektörünün yeniden yapılanması için yapılan çalışmalar sonucunda bu yılın hedefi olan, geri kalmış teknolojilerle işletilen 121 milyon tonluk üretim kapasitesine sahip maden devre dışı bırakılmış oldu. Ulusal Enerji İdaresi’nin hedefine göre bu yıl 1539 adet küçük ve tehlikeli kömür madeninin, ölümcül kazaların önlenmesi ve karbondioksit salımının azaltılması için kapatılması gerekiyordu. Böylece hedefe yıl sonuna gelinmeden ulaşılmış oldu. Çin, elektriğinin dörtte üçünü kömürden sağlıyor ve hızlı ekonomik büyümesi için gereken enerjinin büyük bir bölümünü yine kömürden karşılıyor. Son yıllarda Çin, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak kömüre bağımlılığını azaltmaya çalışıyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
17 Ekim 2010 Pazar
Çin-Türkiye ekonomik işbirliğinde yeni bir dönem
Türkiye'ye resmi bir ziyarette bulunan Çin Başbakanı Wen Jiabao, Ankara'da Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da ise Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştü. Görüşmelerin en önemli sonucu kuşkusuz, iki ülke arasında stratejik işbirliği ilişkilerinin kurulmasına karar verilmesiydi. Çin Dışişleri Bakanı Yang Jiechi'ın da belirttiği gibi Çin-Türkiye ilişkileri böylece yeni bir döneme girdi.
Bu yeni sürecin etkileri kuşkusuz birçok alanda kendini gösterecek. Kültür, sanat, diplomasi ve kuşkusuz ekonomi. Çin Başbakanı Wen Jiabao'nun Türkiye gezisi sırasında zaten ilk pırıltılar görülmeye başlandı. İki başbakanın Ankara'daki görüşmesinde altyapı inşaatı, telekomünikasyon ve karşılıklı ticaret alanlarında sekiz farklı anlaşmaya imza atıldı. Gündeme gelen ilk ekonomik işbirliği konusu demiryolu yatırımı oldu. Başbakan Erdoğan, Çin ile birlikte Türkiye'de 5 bin kilometre uzunluğunda tren yolu yapılması için görüştüklerini açıkladı. Çin halihazırda, İstanbul-Ankara arasında inşa edilen hızlı tren projesinde aktif rol alıyor ve dünyanın demiryolu ulaşımı ve inşaatında sayılı ülkeler arasında yer alıyor. Birkaç hafta önce yaptığım Beijing-Tianjin hızlı tren yolculuğunda, 330 kilometreyle giderken kırmızı çayımı yudumlayan bendeniz de builerlemeye bizzat kendi gözlerimle şahit oldum.
Çin Demiryolları Bakanı Liu Zhijun ile TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, Wen Jiabao ile Erdoğan'ın görüşmesinden önce Ankara'da biraraya geldi ve Türkiye'deki Yüksek Hızlı Trenle (YHT) Ankara'dan Polatlı'ya kadar seyahat etti. Bakan Zhijun, yolculuk boyunca Karaman'dan Ankara-Eskişehir ve yapımı süren diğer hızlı tren hatlarına ilişkin bilgi aldı. Çin'in son yıllarda hızlı tren ve tren teknolojilerinde çok hızlı geliştiğine işaret eden Karaman, “Bizler de onların tecrübelerinden yararlamaya çalışacağız” açıklamasını yapıyor. Çin Demiryolları Bakanlığı Başmühendisi He Huawu da yaptığı açıklamada, Çin'de şehirlerarası seyahatlerde ekonomik olması sebebiyle genelde hızlı trenin tercih edildiğine dikkat çekiyor. Ankara-Eskişehir yüksek hızlı tren prjesi iki ülkenin demiryolu alanındaki işbirliğinin sadece bir örneği. TCDD, Mekke-Medine hızlı tren hattının üstyapısı ve işletmeciliği konusunda da Çin'le beraber çalışmıştı. Türkiye'deki hızlı tren yapım hatlarında 40'a yakın Çinli çalışıyor ve olası anlaşmalarla bu sayının artması bekleniyor. İki ülke başka ülkelerde yapılacak hızlı tren hatlarında da beraber çalışmayı planlıyor.
Demiryolları sadece bir örnek. İki liderin buluşmasında karşılıklı ticaret hacminin 2015'e kadar 50 milyar, 2020'ye kadar da 100 milyar ABD Doları'na çıkarılması planlandı. 2000'de 1 milyar dolar civarında olan bu rakam, 13 milyar dolarlara yaklaşmış, 2009'da ise küresel kriz nedeniyle 10 milyar dolara gerilemişti. Şimdi hedef çok daha büyük. Türk işadamlarıya buluşan Wen Jiabao, bu hedefe ulaşırken dengeli bir ticaretin oluşturulması gerektiğinin de altını çizdi.Çin'den daha fazla ticaret heyetinin Türkiye'ye gönderileceğini söyleyen Wen, daha fazla Türk Malı ürünün Çin'e getirilmesi için çalışmaları hızlandıracaklarını ve sürdürülebilir bir ticari ilişki kurmaya çalışacaklarını belirtti. Çin Başbakanı, Çin'in Türkiye'nin finans piyasasını sağlamlaştırmak için Türk devlet tahvili alacağını da söyledi.
En önemli anlaşmalardan biri de kuşkusuz, karşılıklı ticaretin iki ülkenin para birimleriyle yapılacak olması. Çin ile Türkiye arasındaki bu yni süeçte hiç kuşkusuz sadece ekonomi değil, kültür ve turizm de önemli rol oynayacak. Çin'den Türkiye'ye giden turist sayısının 2008'deki 50 binden bugün 100 bine çıkmış olması da ilk olumlu işaret olarak değerlendirilebilir.
Bu yazı çeşitli kaynaklardan derlenmiştir.
Bu yeni sürecin etkileri kuşkusuz birçok alanda kendini gösterecek. Kültür, sanat, diplomasi ve kuşkusuz ekonomi. Çin Başbakanı Wen Jiabao'nun Türkiye gezisi sırasında zaten ilk pırıltılar görülmeye başlandı. İki başbakanın Ankara'daki görüşmesinde altyapı inşaatı, telekomünikasyon ve karşılıklı ticaret alanlarında sekiz farklı anlaşmaya imza atıldı. Gündeme gelen ilk ekonomik işbirliği konusu demiryolu yatırımı oldu. Başbakan Erdoğan, Çin ile birlikte Türkiye'de 5 bin kilometre uzunluğunda tren yolu yapılması için görüştüklerini açıkladı. Çin halihazırda, İstanbul-Ankara arasında inşa edilen hızlı tren projesinde aktif rol alıyor ve dünyanın demiryolu ulaşımı ve inşaatında sayılı ülkeler arasında yer alıyor. Birkaç hafta önce yaptığım Beijing-Tianjin hızlı tren yolculuğunda, 330 kilometreyle giderken kırmızı çayımı yudumlayan bendeniz de builerlemeye bizzat kendi gözlerimle şahit oldum.
Çin Demiryolları Bakanı Liu Zhijun ile TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, Wen Jiabao ile Erdoğan'ın görüşmesinden önce Ankara'da biraraya geldi ve Türkiye'deki Yüksek Hızlı Trenle (YHT) Ankara'dan Polatlı'ya kadar seyahat etti. Bakan Zhijun, yolculuk boyunca Karaman'dan Ankara-Eskişehir ve yapımı süren diğer hızlı tren hatlarına ilişkin bilgi aldı. Çin'in son yıllarda hızlı tren ve tren teknolojilerinde çok hızlı geliştiğine işaret eden Karaman, “Bizler de onların tecrübelerinden yararlamaya çalışacağız” açıklamasını yapıyor. Çin Demiryolları Bakanlığı Başmühendisi He Huawu da yaptığı açıklamada, Çin'de şehirlerarası seyahatlerde ekonomik olması sebebiyle genelde hızlı trenin tercih edildiğine dikkat çekiyor. Ankara-Eskişehir yüksek hızlı tren prjesi iki ülkenin demiryolu alanındaki işbirliğinin sadece bir örneği. TCDD, Mekke-Medine hızlı tren hattının üstyapısı ve işletmeciliği konusunda da Çin'le beraber çalışmıştı. Türkiye'deki hızlı tren yapım hatlarında 40'a yakın Çinli çalışıyor ve olası anlaşmalarla bu sayının artması bekleniyor. İki ülke başka ülkelerde yapılacak hızlı tren hatlarında da beraber çalışmayı planlıyor.
Demiryolları sadece bir örnek. İki liderin buluşmasında karşılıklı ticaret hacminin 2015'e kadar 50 milyar, 2020'ye kadar da 100 milyar ABD Doları'na çıkarılması planlandı. 2000'de 1 milyar dolar civarında olan bu rakam, 13 milyar dolarlara yaklaşmış, 2009'da ise küresel kriz nedeniyle 10 milyar dolara gerilemişti. Şimdi hedef çok daha büyük. Türk işadamlarıya buluşan Wen Jiabao, bu hedefe ulaşırken dengeli bir ticaretin oluşturulması gerektiğinin de altını çizdi.Çin'den daha fazla ticaret heyetinin Türkiye'ye gönderileceğini söyleyen Wen, daha fazla Türk Malı ürünün Çin'e getirilmesi için çalışmaları hızlandıracaklarını ve sürdürülebilir bir ticari ilişki kurmaya çalışacaklarını belirtti. Çin Başbakanı, Çin'in Türkiye'nin finans piyasasını sağlamlaştırmak için Türk devlet tahvili alacağını da söyledi.
En önemli anlaşmalardan biri de kuşkusuz, karşılıklı ticaretin iki ülkenin para birimleriyle yapılacak olması. Çin ile Türkiye arasındaki bu yni süeçte hiç kuşkusuz sadece ekonomi değil, kültür ve turizm de önemli rol oynayacak. Çin'den Türkiye'ye giden turist sayısının 2008'deki 50 binden bugün 100 bine çıkmış olması da ilk olumlu işaret olarak değerlendirilebilir.
Bu yazı çeşitli kaynaklardan derlenmiştir.
16 Ekim 2010 Cumartesi
Zijing madenciliğe 9,6 milyon yuan ceza
Çin'in Zijing Madencilik Şirketi, bir altın madeninin yakınındaki nehire asidik bakır boşaltığı için 9,6 milyon yuan para cezasına çarptırıldı. Yaklaşık 1,4 milyon ABD Doları'na denk düşen ceza, Fujian eyaleti yerel hükümetinin yaptığı incelemeden sonra firmaya yol açtığı çevre kiriliği nedeniyle verildi. Zijing Madencilik Şirketi'nden, Ting nehrine bıraktığı ve toplamda 31,9 milyon dolar maddi hasara yol açtığı belirtilen tehlikeli atıkların yol açtığı kirliliği temizlemesi de istendi. Firma karara itiraz etmeyeceğini ve karşı dava açmayacağını belirtti.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
15 Ekim 2010 Cuma
Çin'de elektrik faturalarına parçalı tarife
Çin Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu, konutlarda kullanılan elektriği parçalı tarife üzerinden fiyatlandırmayı planlıyor. Xinhua Haber Ajansı'na açıklama yapan Komisyon'un bir yetkilisi, konu hakkında kamuoyunun görüşlerini öğrenmeye çalıştıklarını, olası bir değişikliğin elektrik faturalarının çoğunda büyük bir artışa yol açmadan daha az elektrik tüketilmesine ve dolayısıyla çevrenin korunmasına katkı sağlayacağını söyledi.
Planlanan parçalı tarifeli fiyatlandırma mekanizması hayata geçirilirse, elektrik tüketimi ayda 110 veya 140 kilovatsaat arasında değişen ve konutların yüzde 70 ila 80'ini oluşturan kesimin faturalarında bir değişiklik görülmeyecek. Bu tüketim katmanında olanlar için elektrik fiyatı aynı kalacak veya kilovatsaat başına sadece 0,01 yuan arttırılacak. Elektrik tüketimi ayda 210 veya 270 kilovatsaati geçmeyen tüketiciler ise kilovatsaat başına 0,05 yuan daha fazla para ödeyecek. Bu katmanda sınırın 210 kilovatsaat mi yoksa 270 mi olacağı henüz kararlaştırılmadı. Bu dilime düşen evlerin oranı da Çin'de yüzde 15 ila 20 civarında. Geri kalan ve aylık elektrik tüketimi 210 veya 270 kilovatsaatin üzerindeki yüzde 10'luk kesim ise kilovatsaatbaşına 0,2 yuan daha fazla elektrik parası ödeyecek.
Katmanların sınırları ve değişikliğe gidilip gidilmeyeceği halkın fikri alındıktan sonra belli olacak.
Kaynak: China Daily
Planlanan parçalı tarifeli fiyatlandırma mekanizması hayata geçirilirse, elektrik tüketimi ayda 110 veya 140 kilovatsaat arasında değişen ve konutların yüzde 70 ila 80'ini oluşturan kesimin faturalarında bir değişiklik görülmeyecek. Bu tüketim katmanında olanlar için elektrik fiyatı aynı kalacak veya kilovatsaat başına sadece 0,01 yuan arttırılacak. Elektrik tüketimi ayda 210 veya 270 kilovatsaati geçmeyen tüketiciler ise kilovatsaat başına 0,05 yuan daha fazla para ödeyecek. Bu katmanda sınırın 210 kilovatsaat mi yoksa 270 mi olacağı henüz kararlaştırılmadı. Bu dilime düşen evlerin oranı da Çin'de yüzde 15 ila 20 civarında. Geri kalan ve aylık elektrik tüketimi 210 veya 270 kilovatsaatin üzerindeki yüzde 10'luk kesim ise kilovatsaatbaşına 0,2 yuan daha fazla elektrik parası ödeyecek.
Katmanların sınırları ve değişikliğe gidilip gidilmeyeceği halkın fikri alındıktan sonra belli olacak.
Kaynak: China Daily
13 Ekim 2010 Çarşamba
Çinliler tatilde havalara uçtu!
Çin'in 1 Ekim'de başlayan yedi günlük Ulusal Bayramı boyunca 5 milyon 750 bin uçak yolculuğu yapıldı. Geçtiğimiz yılki tatile göre, bu dönemde hava yoluyla seyehat edenlerin oranı yüzde 24 arttı. Havayolu şirketleri yedi günlük tatil boyunca 39 binin üzerinde uçuş gerçekleştirdi. En çok yolculuğun yapıldığı gün tatilin başlangıcı olan 1 Ekim oldu. Beijing Başkent Havaalanı'ndan tatil boyunca her gün 100 bine yakın kişi başka kentlere doğru yola çıktı. Bayram süresince Çin'de turizm faaliyetlerinden elde edilen gelir de geçen yıla göre yüzde 30 oranında artarak 116 milyar 600 milyon yuanı geçti.
Kaynak: China Daily ve http://turkish.cri.cn/
Kaynak: China Daily ve http://turkish.cri.cn/
29 Eylül 2010 Çarşamba
Kentli Çinli kadınlar tasarrufa sıcak bakmıyor
Ağustos böceği ile karıncanın öyküsünü bilmeyen yoktur. Günümüzde ön plana çıkan yaşam biçiminin daha çok karıncanınkine benzeyen, kötü günler için biriktiren, harcamaktan çok çalışmayı düşünen bir anlayışa sahip olduğunu söylemek zor. Kredi kartı diye bir şey var sonuçta, borçlanmak ve harcamak herhalde hiç bu kadar kolay olmamıştı. Kentli Çinli kadınlar üzerinde yapılan bir anket, onların bu yeni yaşam tarzından çok da uzak olmadığını gösteriyor. “Women of China-Çin’in Kadınları” adlı dergi tarafından yapılan ankete göre kentli Çinli kadınlar tasarruf yapmaktansa harcamayı seviyor.
Anketin en çarpıcı sonuçlarından biri, kentli kadınların 2009 yılında aylık gelirlerinin yüzde 63’ünü, kozmetikten kıyafete, tüketim mallarına yatırıyor olmaları. Ellerine geçen paranın sadece yüzde 24’ü ise karınca misali bir kenera koyuluyor. Bir yıl önce bu oran yüzde 32, 2006’da ise yüzde 55’di. Yine 2006’da, kentli Çinli kadınların parfüm, çanta, cep telefonu gibi tüketim mallarına gelirlerinden ayırdıkları pay da sadece yüzde 30’du. Üç yıl içinde bu oran iki katına çıktı, tassarruf edilen miktar da iki katından fazla bir oranda azaldı.
Çin'in büyük kentlerinde yaşayan kadınların ilgisi sadece alışverişle sınırlı değil. Anket kapsamında sorulan bir başka soru da seyahat talebinin arttığını gösteriyor. 2010 yılı içerisinde satın almak istedikleri şeyler sorulan kadınların yüzde 75'den fazlası bir tatil paketi satın almak istediklerini söylüyor. Tatil isteğini, elbise, aksesuar, kozmetik ve cep telefonu izliyor.
Araştırma Beijing, Shanghai gibi mega kentlerde yaşayan 1074 kadınla yapıldığı için ciddi genellemeler yapmak yanlış olur ancak gözle görülen bir eğilimi yansıtmadığı da söylenemez. Yaşam düzeyi yükseldikçe, birçok ülkede olduğu gibi Çin'de de tasarruf ve tüketim tercihlerinin değiştiği ortada. Değişen tercihler, Çin'deki pazarın da yeniden şekillenmesine neden oluyor. Yabancı, lüks markalar Çin'e hücüm ederken, Çinli üreticiler de kendi markalarını yaratarak, bu yeni pazardan pay almaya çalışıyorlar. Ünlü milyarder Warren Buffet, “Çin Malı” etiketinin ileride sadece ucuz ürünleri değil, “şık” ürünleri de çağrıştıracağını öne sürenlerden. Warren Buffet, Bil Gates ve kendisinin Çinli çanta üreticisi “Trands”ın tutkunlarından olduğunu da gizlemiyor. Çinli üreticlerin özellikle de Avrupalı lüks mal üreticileriyle kısa zamanda yarışması zor olsa da uzun vadede bu pazarda da Çinli markaların görüleceği konusunda hemen hemen herkes hemfikir. Çin'in büyüyen lüks tüketim malları pazarı bunun belki de bir garantisi. 2009 yılında yüzde 12 oranında büyüyen lüks tüketim malları pazarı 10 milyar ABD Doları'nı bulan bir büyüklüğe ulaştı. İç pazarın büyümesi, yabancı markalar kadar Çinli üreticiler için de yeni fırsatlar doğuruyor.
Beijing'in yabancılar tarafından en iyi bilinen alışveriş ve eğlence merkezlerinden biri olan San Li Tun'da, dünyaca ünlü markalara rastlamak artık kimseyi şaşırtmıyor. Sun Li Tun alışveriş köyüne batıdan girerseniz sizi lüks bir BMW marka otomobilin vitrinde sergilendiği bir mağaza, güneye bakan girişi tercih edersenizse, Adidas ve Japonların tekstil markası Uniclo karşılıyor. Kısa bir süre içerisinde Beijing'de dünyanın en lüks markalarının yüzde 40'ının mağaza açmış olacağı belirtiliyor. 280 birinci sınıf uluslararası markanın 101'i halihazırda Beijing'de şube açmış durumda. Özellikle genç tüketicileri hedef alan H&M mağazalarının Halkla İlişkiler Müdürü Wu Shuang, Çin'deki 27 mağazalarında geçen yıl gerçekleştirilen satışın 219 milyon ABD Doları'na ulaştığını söylüyor. 2009 yılında Beijing'de yapılan perakende satışların toplamı 531 milyar yuan. Bu rakamın yaklaşık 200 milyar yuanlık kısmı San Li Tun'un da yer aldığı Chaoyang bölgesiyle, elektronik aletler satan birçok gökdelenden oluşan Haidian bölgesinde gerçekleşti.
Boston Danışmanlık Grubu tarafından Ocak'ta yapılan bir araştırma, Çin'in önümüzdeki 5-7 yıl içerisinde dünyanın en büyük lüks tüketim ürünleri pazarı olacağını söylüyor. Kadınların tüketim alışkanlıklarını değiştirmesinin bu duruma katkı sağladığı kesin ancak özellikle otomobil ve elektronik eşya konusunda lüks malları tercih eden Çinli erkekleri de göz ardı etmemek gerekir.
Çeşitli kaynaklardan derlenmiştir.
Anketin en çarpıcı sonuçlarından biri, kentli kadınların 2009 yılında aylık gelirlerinin yüzde 63’ünü, kozmetikten kıyafete, tüketim mallarına yatırıyor olmaları. Ellerine geçen paranın sadece yüzde 24’ü ise karınca misali bir kenera koyuluyor. Bir yıl önce bu oran yüzde 32, 2006’da ise yüzde 55’di. Yine 2006’da, kentli Çinli kadınların parfüm, çanta, cep telefonu gibi tüketim mallarına gelirlerinden ayırdıkları pay da sadece yüzde 30’du. Üç yıl içinde bu oran iki katına çıktı, tassarruf edilen miktar da iki katından fazla bir oranda azaldı.
Çin'in büyük kentlerinde yaşayan kadınların ilgisi sadece alışverişle sınırlı değil. Anket kapsamında sorulan bir başka soru da seyahat talebinin arttığını gösteriyor. 2010 yılı içerisinde satın almak istedikleri şeyler sorulan kadınların yüzde 75'den fazlası bir tatil paketi satın almak istediklerini söylüyor. Tatil isteğini, elbise, aksesuar, kozmetik ve cep telefonu izliyor.
Araştırma Beijing, Shanghai gibi mega kentlerde yaşayan 1074 kadınla yapıldığı için ciddi genellemeler yapmak yanlış olur ancak gözle görülen bir eğilimi yansıtmadığı da söylenemez. Yaşam düzeyi yükseldikçe, birçok ülkede olduğu gibi Çin'de de tasarruf ve tüketim tercihlerinin değiştiği ortada. Değişen tercihler, Çin'deki pazarın da yeniden şekillenmesine neden oluyor. Yabancı, lüks markalar Çin'e hücüm ederken, Çinli üreticiler de kendi markalarını yaratarak, bu yeni pazardan pay almaya çalışıyorlar. Ünlü milyarder Warren Buffet, “Çin Malı” etiketinin ileride sadece ucuz ürünleri değil, “şık” ürünleri de çağrıştıracağını öne sürenlerden. Warren Buffet, Bil Gates ve kendisinin Çinli çanta üreticisi “Trands”ın tutkunlarından olduğunu da gizlemiyor. Çinli üreticlerin özellikle de Avrupalı lüks mal üreticileriyle kısa zamanda yarışması zor olsa da uzun vadede bu pazarda da Çinli markaların görüleceği konusunda hemen hemen herkes hemfikir. Çin'in büyüyen lüks tüketim malları pazarı bunun belki de bir garantisi. 2009 yılında yüzde 12 oranında büyüyen lüks tüketim malları pazarı 10 milyar ABD Doları'nı bulan bir büyüklüğe ulaştı. İç pazarın büyümesi, yabancı markalar kadar Çinli üreticiler için de yeni fırsatlar doğuruyor.
Beijing'in yabancılar tarafından en iyi bilinen alışveriş ve eğlence merkezlerinden biri olan San Li Tun'da, dünyaca ünlü markalara rastlamak artık kimseyi şaşırtmıyor. Sun Li Tun alışveriş köyüne batıdan girerseniz sizi lüks bir BMW marka otomobilin vitrinde sergilendiği bir mağaza, güneye bakan girişi tercih edersenizse, Adidas ve Japonların tekstil markası Uniclo karşılıyor. Kısa bir süre içerisinde Beijing'de dünyanın en lüks markalarının yüzde 40'ının mağaza açmış olacağı belirtiliyor. 280 birinci sınıf uluslararası markanın 101'i halihazırda Beijing'de şube açmış durumda. Özellikle genç tüketicileri hedef alan H&M mağazalarının Halkla İlişkiler Müdürü Wu Shuang, Çin'deki 27 mağazalarında geçen yıl gerçekleştirilen satışın 219 milyon ABD Doları'na ulaştığını söylüyor. 2009 yılında Beijing'de yapılan perakende satışların toplamı 531 milyar yuan. Bu rakamın yaklaşık 200 milyar yuanlık kısmı San Li Tun'un da yer aldığı Chaoyang bölgesiyle, elektronik aletler satan birçok gökdelenden oluşan Haidian bölgesinde gerçekleşti.
Boston Danışmanlık Grubu tarafından Ocak'ta yapılan bir araştırma, Çin'in önümüzdeki 5-7 yıl içerisinde dünyanın en büyük lüks tüketim ürünleri pazarı olacağını söylüyor. Kadınların tüketim alışkanlıklarını değiştirmesinin bu duruma katkı sağladığı kesin ancak özellikle otomobil ve elektronik eşya konusunda lüks malları tercih eden Çinli erkekleri de göz ardı etmemek gerekir.
Çeşitli kaynaklardan derlenmiştir.
27 Eylül 2010 Pazartesi
Shanxi'de temiz enerjiye 450 milyar yuan
Çin'in merkezden yönetilen dört kamu şirketi, Shanxi yerel hükümetiyle anlaşma imzalayarak birçok yerel projenin geliştirilmesi için kolları sıvadı. Projelerin birçoğu temiz enerji alanında olacak ve dört firma önümüzdeki beş yıl içinde bu projelere 450 milyar yuan kadar para aktarabilecek. Çin Kaynakları Holding’i (China Resources Holding), aralarında kömür, fotovoltaik ve rüzgar enerjisinin de bulunduğu 7 farklı projeye 150 milyar yuan yatıracak. Çin Ulusal Açık Deniz Petrol Şirketi (CNOOC), Çin Enerji Yatırım Grubu (CPI) ve Çin Datang Şirketi ise Shanxi'ye yatırım yapacak diğer üç firma.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
25 Eylül 2010 Cumartesi
Çin Temmuz'da ABD devlet tahvilinde alışa geçti
Mayıs ve Haziran aylarında elindeki ABD devlet tahvillerini satan Çin, Temmuz'da yeniden alışa geçti ve Temmuz sonu itibariyle Çin'in elindeki ABD tahvili miktarı 846 milyar 700 milyon dolara ulaştı. Haziran'da bu rakam 844 milyar dolardı. Yaklaşık 3 milyar dolarlık artış çok olmasa da ekonomistler bu alımların, Çin'in ABD devlet tahvili alımından vazgeçmediğini bir göstergesi olarak yorumluyor. Bu yılın ilk yedi ayında Çin'in ABD'ye ithalatı yüzde 21, ABD'nin Çin'e ithalatı ise yüzde 36 oranında artmıştı. Uzmanlar iki ekonominin giderek birbirlerine daha bağımlı hale geldiğine dikkat çekiyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
23 Eylül 2010 Perşembe
Çin’in çevre kirliliği hedefleri
Çin Çevre Bakanlığı, 2010 yılı için belirlenen hava ve su kirliliğiyle ilgili hedeflere ulaşılacağını açıkladı. Çin, hava kirliliğinin ana etkeni olan sülfür dioksit oranlarını 2010 yılına kadar 2005’in yüzde 10 altına çekmeyi hedeflemişti. 2009 yıl sonu itibariyle havadaki sülfür dioksit oranı yüzde 9,6 oranında azaltıldı.
Çevre Koruma Bakanı Zhou Shengxian, yaptığı açıklamada 2011-2015 yılları için iki kirletici ögenin daha kontrol listesine dahil edileceğini söyledi. Bunlardan biri asit yağmurlarına da neden olan azotoksitler. Önümüzdeki beş yıl içinde havadaki azotoksit oranının da azaltılması için bir hedef belirlenecek ancak henüz bu hedefin miktarı konusunda görüşmeler sürüyor. Çin’deki azotoksit emisyonlarının ana kaynağı yüzde 45’e varan oranla kömür santralleri. Azotoksit salımında dünyada birinci sırada bulunan Çin'in 2008 yılında atmosfere bıraktığı azotoksit emisyonu miktarı 20 milyon tondu.
Kaynak: China Daily
Çevre Koruma Bakanı Zhou Shengxian, yaptığı açıklamada 2011-2015 yılları için iki kirletici ögenin daha kontrol listesine dahil edileceğini söyledi. Bunlardan biri asit yağmurlarına da neden olan azotoksitler. Önümüzdeki beş yıl içinde havadaki azotoksit oranının da azaltılması için bir hedef belirlenecek ancak henüz bu hedefin miktarı konusunda görüşmeler sürüyor. Çin’deki azotoksit emisyonlarının ana kaynağı yüzde 45’e varan oranla kömür santralleri. Azotoksit salımında dünyada birinci sırada bulunan Çin'in 2008 yılında atmosfere bıraktığı azotoksit emisyonu miktarı 20 milyon tondu.
Kaynak: China Daily
21 Eylül 2010 Salı
Çin ekonomisinde işler tıkırında
Ağustos ayında açıklanan ekonomik veriler Çin ekonomisinde işlerin yolunda gittiğini gösteriyor. Endüstriyel üretimdeki katma değer artışından, kullanılan kredi miktarı ve enflasyona kadar birçok kritik ekonomik veri, Çin ekonomisinin ekonomik krizden sonra yakaladığı büyüme eğilimini koruduğuna işaret ediyor. Hükümetin ev fiyatlarının artış hızını kesmek için aldığı önlemler gibi birçok etkene rağmen ekonomi treninin rayında gitmesi Çin’de yüzleri güldürdü.
2010 yılı Ağustos ayında açıklanan verilere göre, beklenenden daha fazla artan sabit varlık yatırımları, endüstriyel üretim, perakende satışları ve verilen yeni kredi miktarı, Çin ekonomisinin daha da güçlendiğini gösteriyor. Çin’in endüstriyel katma değer artışı geçtiğimiz yılın Ağustos ayına göre yüzde 13,9 oranında arttı. Perakende satışlarındaki artış da Ağustos’ta yüzde 18,4’e yükseldi. Kentlerdeki sabit varlık yatırımları da yılın ilk sekiz ayında güçlü bir yükselişe sahne oldu ve geçen yıla göre yüzde 24,8 oranında arttı.
Çin’in yurtiçi ekonomik rakamları kadar yurtdışı bağlantılı veriler de olumlu sinyaller veriyor. İç talebin güçlü olması nedeniyle ithalat artarken, ihracat da Temmuz ayına göre biraz düşse de yıl bazında yükselişini korudu. Çin’in ihracatı bir yıl öncesine göre yüzde 34,4, ithalat da yüzde 35,2 oranında arttı. Devlet Konseyi Kalkınma Araştırma Merkezi’nden Zhang Liqun, yatırım, tüketim ve ihracat rakamlarının iyi olduğunu ve Çin’in ekonomik büyüme rakamlarına etki etmeyeceğini düşünüyor.
Çin ekonomisinden umutlu olanlar sadece uzmanlar değil. Çin vatandaşları da ekonomik büyüme konusunda emin olmalılar ki, bankalardan kredi almaya devam ediyorlar. Ağırlığı Renminbi cinisinden olan ve Ağustos ayında verilen kredi tutarı 545 milyar yuanı buldu. ABD doları cinsinden söylersek 80 milyar doları geçti. Temmuz ayında verilen kredi miktarıysa 532 milyar yuandı.
Söz konusu ekonomi olunca, sorunları da gelişmeyi de en iyi rakamlar anlatır. Çin’in büyüme hızı da tüm bu gelişmelere paralel olarak yüzde 10-11’lerde seyrediyor. Yılın ilk yarısında, geçen yılın aynı dönemine kıyasla Çin’in yıllık büyüme hızı yüzde 11,1 olarak hesaplandı. İlk çeyreğe göre ikinci çeyrekte büyüme hızı yavaşladı. Üçüncü çeyrek sonrası bu konuda daha net konuşmak mümkün olacak ancak, son veriler ışığında yıl sonunda büyüme oranının hükümetin hedeflerine yakın olacağını söylemek pek de zor değil.
Ağustos ayı verileri arasında ekonomistleri düşündüren rakamlar da yok değil. Ağustos’ta son 22 ayın en hızlı enflasyon artışı yaşandı. Aylık artış yüzde 0,6 olarak belirlendi. Yıllık enflasyon rakamı yüzde 3,5’a ulaştı. Yıllık enflasyon, son iki aydır hükümetin yıl sonu için öngördüğü enflasyon rakamı olan yüzde 3’ün üzerinde seyrediyor. Ağustos’taki artışın nedeni gıda fiyatlarına bağlanıyor ve bu nedenle çoğu uzman için tüketici fiyatlarındaki artış büyük bir sorun teşkil etmiyor. Yine de gıda fiyatlarında devam eden artışa yakından bakmakta fayda var. Haziran’da yüzde 5,7, Temmuz’da yüzde 6,8 artan gıda fiyatları, Ağustos’ta daha da hızlanarak yüzde 7,5’a kadar çıktı.
Ulusal Ekonomi Araştırma Enstitüsü Başkanı Fan Gang, gıda fiyatlarının yılın ikinci yarısında normal bir seyir izleyeceğini, fazla kapasiteye sahip imalat sektörünün de enflasyona neden olmayacağını söylüyor ve bu nedenle ciddi bir enflasyon tehlikesinin olmadığını belirtiyor. Fan, uluslararası gıda fiyatlarındaki düzgün seyrin, Çin’in altı yıl üstüste rekor kıran tahıl üretiminin de enflasyon baskısını azaltan etkenler olacağına dikkat çekiyor. Fan, Yaşanan birçok doğal felaketin Çin’in bu yılki tahıl üretimine etkisinini de kabul edilebilir sınırlar içerisinde kalacağını söylüyor.
Kaynak: Çeşitli kaynaklardan derlenmiştir
2010 yılı Ağustos ayında açıklanan verilere göre, beklenenden daha fazla artan sabit varlık yatırımları, endüstriyel üretim, perakende satışları ve verilen yeni kredi miktarı, Çin ekonomisinin daha da güçlendiğini gösteriyor. Çin’in endüstriyel katma değer artışı geçtiğimiz yılın Ağustos ayına göre yüzde 13,9 oranında arttı. Perakende satışlarındaki artış da Ağustos’ta yüzde 18,4’e yükseldi. Kentlerdeki sabit varlık yatırımları da yılın ilk sekiz ayında güçlü bir yükselişe sahne oldu ve geçen yıla göre yüzde 24,8 oranında arttı.
Çin’in yurtiçi ekonomik rakamları kadar yurtdışı bağlantılı veriler de olumlu sinyaller veriyor. İç talebin güçlü olması nedeniyle ithalat artarken, ihracat da Temmuz ayına göre biraz düşse de yıl bazında yükselişini korudu. Çin’in ihracatı bir yıl öncesine göre yüzde 34,4, ithalat da yüzde 35,2 oranında arttı. Devlet Konseyi Kalkınma Araştırma Merkezi’nden Zhang Liqun, yatırım, tüketim ve ihracat rakamlarının iyi olduğunu ve Çin’in ekonomik büyüme rakamlarına etki etmeyeceğini düşünüyor.
Çin ekonomisinden umutlu olanlar sadece uzmanlar değil. Çin vatandaşları da ekonomik büyüme konusunda emin olmalılar ki, bankalardan kredi almaya devam ediyorlar. Ağırlığı Renminbi cinisinden olan ve Ağustos ayında verilen kredi tutarı 545 milyar yuanı buldu. ABD doları cinsinden söylersek 80 milyar doları geçti. Temmuz ayında verilen kredi miktarıysa 532 milyar yuandı.
Söz konusu ekonomi olunca, sorunları da gelişmeyi de en iyi rakamlar anlatır. Çin’in büyüme hızı da tüm bu gelişmelere paralel olarak yüzde 10-11’lerde seyrediyor. Yılın ilk yarısında, geçen yılın aynı dönemine kıyasla Çin’in yıllık büyüme hızı yüzde 11,1 olarak hesaplandı. İlk çeyreğe göre ikinci çeyrekte büyüme hızı yavaşladı. Üçüncü çeyrek sonrası bu konuda daha net konuşmak mümkün olacak ancak, son veriler ışığında yıl sonunda büyüme oranının hükümetin hedeflerine yakın olacağını söylemek pek de zor değil.
Ağustos ayı verileri arasında ekonomistleri düşündüren rakamlar da yok değil. Ağustos’ta son 22 ayın en hızlı enflasyon artışı yaşandı. Aylık artış yüzde 0,6 olarak belirlendi. Yıllık enflasyon rakamı yüzde 3,5’a ulaştı. Yıllık enflasyon, son iki aydır hükümetin yıl sonu için öngördüğü enflasyon rakamı olan yüzde 3’ün üzerinde seyrediyor. Ağustos’taki artışın nedeni gıda fiyatlarına bağlanıyor ve bu nedenle çoğu uzman için tüketici fiyatlarındaki artış büyük bir sorun teşkil etmiyor. Yine de gıda fiyatlarında devam eden artışa yakından bakmakta fayda var. Haziran’da yüzde 5,7, Temmuz’da yüzde 6,8 artan gıda fiyatları, Ağustos’ta daha da hızlanarak yüzde 7,5’a kadar çıktı.
Ulusal Ekonomi Araştırma Enstitüsü Başkanı Fan Gang, gıda fiyatlarının yılın ikinci yarısında normal bir seyir izleyeceğini, fazla kapasiteye sahip imalat sektörünün de enflasyona neden olmayacağını söylüyor ve bu nedenle ciddi bir enflasyon tehlikesinin olmadığını belirtiyor. Fan, uluslararası gıda fiyatlarındaki düzgün seyrin, Çin’in altı yıl üstüste rekor kıran tahıl üretiminin de enflasyon baskısını azaltan etkenler olacağına dikkat çekiyor. Fan, Yaşanan birçok doğal felaketin Çin’in bu yılki tahıl üretimine etkisinini de kabul edilebilir sınırlar içerisinde kalacağını söylüyor.
Kaynak: Çeşitli kaynaklardan derlenmiştir
20 Eylül 2010 Pazartesi
Sinopec’ten 9 milyar yuana LNG terminali
Çin’in en büyük rafineri işletmecisi Sinopec, Shandong eyaletinde 9 milyar 660 milyon yuanlık sıvılaştırılmış doğalgaz terminalinin inşasına başladı. 1,5 milyar dolarlık tesis, Sinopec’in iç pazarda doğalgaz pazarındaki payını arttıracağı gibi, Çin’in artan doğalgaz talebini karşılamasına da yardımcı olacak.
Qingdao ünitesi, Sinopec’in Çin’deki ilk LNG projesi. Yılda 3 milyon ton LNG alıp, 4 milyar metreküp doğalgaz dağıtımı yapabilecek. Gerekli sıvılaştırılmış doğalgaz, Exxon Mobil’in Papua Yeni Gine’deki tesislerinden karşılanacak. Sinopec, 2009 sonunda Exxon Mobil’le yılda 2 milyon ton sıvılaştırılmış doğalgaz alımı üzerine 20 yıllığına bir anlaşma yapmıştı. Rakamın daha sonra 6 milyon tona kadar çıkarılması planlanıyor. LNG terminalinin de 2013’te faaliyete geçmesi bekleniyor. Doğalgazın bölgeye ulaşmasıyla Shandong eyaletinin kömür ve petrole olan bağımlılığı bir ölçüde azalacak. Sinopec, halihazırda enerji tüketiminin yüzde 1’ini oluşturan gaz tüketiminin 2013’te 9 milyar metrekübe çıkmasını umuyor. Shandong eyaleti, 2005 yılında Çin’in en çok enerji tükeyen eyaleti olmuştu.
Kaynak: China Daily
Qingdao ünitesi, Sinopec’in Çin’deki ilk LNG projesi. Yılda 3 milyon ton LNG alıp, 4 milyar metreküp doğalgaz dağıtımı yapabilecek. Gerekli sıvılaştırılmış doğalgaz, Exxon Mobil’in Papua Yeni Gine’deki tesislerinden karşılanacak. Sinopec, 2009 sonunda Exxon Mobil’le yılda 2 milyon ton sıvılaştırılmış doğalgaz alımı üzerine 20 yıllığına bir anlaşma yapmıştı. Rakamın daha sonra 6 milyon tona kadar çıkarılması planlanıyor. LNG terminalinin de 2013’te faaliyete geçmesi bekleniyor. Doğalgazın bölgeye ulaşmasıyla Shandong eyaletinin kömür ve petrole olan bağımlılığı bir ölçüde azalacak. Sinopec, halihazırda enerji tüketiminin yüzde 1’ini oluşturan gaz tüketiminin 2013’te 9 milyar metrekübe çıkmasını umuyor. Shandong eyaleti, 2005 yılında Çin’in en çok enerji tükeyen eyaleti olmuştu.
Kaynak: China Daily
19 Eylül 2010 Pazar
Japon havacılık sektöründe Çinli yatırımcı
Japonya’nın All Nippon Havayolları ve Hong Kong kökenli First Eastern İnvestment Group aralarında bir mutabakat zaptı imzalayarak Japonya’nın ilk düşük fiyatlı havayolu şirketini kurmak üzere anlaşmaya vardı. Anlaşmayla ilk kez bir Çin firması da Japon havacılık sektörüne girmiş oldu. Yeni şirket Osaka merkezli olacak ve hisselerinin yüzde 39’u All Nippon Havayolları, yüzde 33’ü de First Eastern İnvestment Group tarafından kontrol edilecek.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
Çin’de internet üzerinden satışlar ikiye katlandı
Bu yılın ilk yarısında Çin’de internet üzerinden yapılan perakende satışlar geçen yılın aynı dönemine göre iki kattan daha fazla arttı ve satış hacmi 211 milyar yuana ulaştı. İnternet üzerinden yapılan perakende satışlar, 2007 ile 2009 arasında ise üçe katlandı.
Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre, Çin’de e-ticaretin toplam cirosu da geçen yıl 3 milyar 800 milyon yuanı buldu. Çin’in en büyük e-ticaret firması Alibaba’ya göre, Haziran ayı sonuna kadar 65 milyon Çinli birey ve 12 milyon girişimci firma sanal alemde dükkan açtı. Çin’in en büyük açık arttırma ve alışveriş sitesi Taabao, satıcılarının yüzde 70’inin yaşlarının 21 ile 30 arasında değiştiğini söylüyor. Sanal alemden alışveriş yapanların sayısı da Çin’de 142 milyona ulaştı ve dünyada ilk sırayı yer aldı.
Kaynak: China Daily
Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre, Çin’de e-ticaretin toplam cirosu da geçen yıl 3 milyar 800 milyon yuanı buldu. Çin’in en büyük e-ticaret firması Alibaba’ya göre, Haziran ayı sonuna kadar 65 milyon Çinli birey ve 12 milyon girişimci firma sanal alemde dükkan açtı. Çin’in en büyük açık arttırma ve alışveriş sitesi Taabao, satıcılarının yüzde 70’inin yaşlarının 21 ile 30 arasında değiştiğini söylüyor. Sanal alemden alışveriş yapanların sayısı da Çin’de 142 milyona ulaştı ve dünyada ilk sırayı yer aldı.
Kaynak: China Daily
16 Eylül 2010 Perşembe
Çin’de otomobil satışları arttı
Çin’de Mart ayından bu yana düşüşe geçen otomobil satışları Ağustos’ta yeniden yükselişe geçerek 1 milyon sınırını tekrar geçti. Satışların artmasında üreticilerin yaptıkları çeşitli promosyonlar ve çevreci, az yakıt harcayan araçlara ilginin artması önemli bir rol oynadı. Ağustos’taki artışla otomobil satışları da bir yıl öncesine göre yüzde 18,5 oranında artmış oldu.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
13 Eylül 2010 Pazartesi
“Çin malı” üretim; nereye kadar?
Futbol Dünya Kupası’na damgasını vuranlardan biri de Vuvuzelalar oldu. Çin yapımı bu borular, kimilerine futbolun heyecanlı atmosferini kimilerine de dayanılmaz bir gürültüyü anımsatıyor. Çin, Vuvuzela’dan otomobile, son yıllarda dünyanın üretim merkezi haline geldi. “Çin Malı” ibaresini taşıyan etiketler hayatımızın artık bir parçası. Bu doğru, ama nereye kadar?
Ucuz üretim, büyük işgücü potansiyeli ve aynı zamanda hızla büyüyen iç pazar Çin’i yabancı yatırımcılar için çok çekici kılıyor. Geçtiğimiz 10-20 yıl içerisinde birçok küçük ve büyük ölçekli firma, ülkelerindeki üretim tesislerini Çin’e taşıdı veya Çin’de yeni tesisler kurarak rekabet güçlerini yükseltti. Ancak bu eğilimin sürekli olmayacağını söyleyenler de var. Başta artan işçi ücretleri olmak üzere birçok faktör yeni yatırım kararlarını etkiliyor.
İmalat sanayindeki birçok firma, alışılagelmiş üretim merkezi olan Çin’in sahil kentleri yerine ülkenin iç kısımlarını yatırım için tercih ediyor hatta fabrikalarını bu bölgelere taşıyor. Dünyanın en büyük bilgisayar firmalarından Dell, üretim üssünüÇin’in doğusundaki sahil kenti Xiamen’den, batıya veya Çin’in orta kısımlarına taşımayı planlıyor. Bu kararın ardında doğu bölgelerinde işçi ücretlerinin artması yatıyor. Foxconn’da Shenzhen’deki üretim kapasitesinin büyük bir bölümünü Hebei eyaletindeki Langfang kentine taşımaya hazırlanıyor. Bu yıl sonuna kadar taşınma işleminin gerçekleştirilmesi ve işçi giderlerinin azaltılması amaçlanıyor. Yine dünyanın en büyük ilaç şirketlerinden Pfizer de yeni AR-GE ünitesini batıda, Wuhan kentinde kurmayı planlıyor.
Tüm bu örnekler de gösteriyor ki artan işçi ücretleri Çin’deki yatırımcıların kararını etkiliyor. Guandong eyaletinde imalat sektöründeki ortalama aylık ücret 1998 ile 2008 yılları arasında yüzde 144 oranında artış gösterdi. Hunan eyaletinde artış oranı yüzde 263, Guizhou’da yüzde 258 ve Guangxi’de ise yüzde 244’e ulaştı. Çin’de imalat sektöründe çalışan bir işçinin en çok ücret aldığı kent olan Shanghai’da da artış son 10 yılda yüzde 216’yı buldu ve yıllık ücret 42 bin yuana kadar ulaştı.
Tüm bu rakamlar, işletmelerin aldığı kararlar, Çin’de imalat sanayinin bir anda yok olacağı anlamına gelmiyor haliyle. Ekonomik analizleriyle tanınmış belli başlı kuruluşlar, imalat sanayinin, grevlere, artan işçi ücretlerine rağmen daha bir 100 yıl kadar Çin ekonomisinin önemli bir parçası olmaya devam edeceğini öne sürüyor. Halihazırda Çin’in Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın yüzde 47’si imalat sanayi kaynaklı. ABD’de ise bu oran yüzde 23.
Oxford Üniversitesi Çin Merkezi’nden Dr. Eric Thun, Çin’in tarihi boyunca karşılaştığı en büyük sorunun inovasyon temelli aktivite eksikliği olduğunu söylüyor. Bunun nedenini de Çin’deki işgücü miktarının fazla olmasıyla açıklıyor. Çin hükümetinin yüksek katma değeri olan yeni iş kolları yaratmak istediğine dikkat çeken Thun, kıyı bölgelerindeki geleneksel imalat merkezlerinin, daha yüksek teknoloji kullanan üretim biçimlerine ve sektörlere geçiş yaparak, düşük teknolojinin ve yoğun işçiliğin kullanıldığı imalat sanayinin Çin’in iç kısımlarına kaydırılmasının planlandığını söylüyor.
Otomasyon uzmanı Jim Pinto farklı bir görüşe sahip. İşçi ücretlerinin imalat maliyetlerine etki eden en büyük faktör olmadığını söyleyerek, Çinli imalatçıların ücret artışlarına sanıldığından daha fazla direnç gösterebileceklerine işaret ediyor. Düşük kar marjlarına rağmen Çinli firmaların hayatta kalabileceklerini belirten Pinto, bu etkenin Çin’i özel kıldığını söylüyor. Çin’de iphone telefonun 200 dolara imal edilip, Apple’a 220’ye satılabildiğini söyleyen Jim Pinto, Avrupa’da aynı malın Apple’a maliyetinin 360 dolar olacağını belirtiyor. Bu konuda düşük maliyetli kredilerin ve vergi avantajlarının Çinli imalatçılara yardımcı olduğunu da dikkat çekiyor.
Artan işçi ücretleri, yeni sektör ve teknoloji tercihleri Çin’deki yatırım ortamında kökten değişikliklere yol açsa da, tüm bu değişim sürecinin yatırım kararlarını etkilemeyeceğini söyleyen firmalar da var. General Motors’un Çin’deki yönetiminin İcra Kurulu Başkanı Kevin Wale, işçi sorunlarının tüm dünyada zaman zaman ortaya çıktığını söylüyor ve Çin’deki gelişmelerin firmasının yatırım iştahını azaltmayacağına dikkat çekiyor. Çin pazarının dev potansiyelinin işçi ücretlerinde meydana gelen artıştan daha önemli olduğunun altını çiziyor.
Buyazı çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Ucuz üretim, büyük işgücü potansiyeli ve aynı zamanda hızla büyüyen iç pazar Çin’i yabancı yatırımcılar için çok çekici kılıyor. Geçtiğimiz 10-20 yıl içerisinde birçok küçük ve büyük ölçekli firma, ülkelerindeki üretim tesislerini Çin’e taşıdı veya Çin’de yeni tesisler kurarak rekabet güçlerini yükseltti. Ancak bu eğilimin sürekli olmayacağını söyleyenler de var. Başta artan işçi ücretleri olmak üzere birçok faktör yeni yatırım kararlarını etkiliyor.
İmalat sanayindeki birçok firma, alışılagelmiş üretim merkezi olan Çin’in sahil kentleri yerine ülkenin iç kısımlarını yatırım için tercih ediyor hatta fabrikalarını bu bölgelere taşıyor. Dünyanın en büyük bilgisayar firmalarından Dell, üretim üssünüÇin’in doğusundaki sahil kenti Xiamen’den, batıya veya Çin’in orta kısımlarına taşımayı planlıyor. Bu kararın ardında doğu bölgelerinde işçi ücretlerinin artması yatıyor. Foxconn’da Shenzhen’deki üretim kapasitesinin büyük bir bölümünü Hebei eyaletindeki Langfang kentine taşımaya hazırlanıyor. Bu yıl sonuna kadar taşınma işleminin gerçekleştirilmesi ve işçi giderlerinin azaltılması amaçlanıyor. Yine dünyanın en büyük ilaç şirketlerinden Pfizer de yeni AR-GE ünitesini batıda, Wuhan kentinde kurmayı planlıyor.
Tüm bu örnekler de gösteriyor ki artan işçi ücretleri Çin’deki yatırımcıların kararını etkiliyor. Guandong eyaletinde imalat sektöründeki ortalama aylık ücret 1998 ile 2008 yılları arasında yüzde 144 oranında artış gösterdi. Hunan eyaletinde artış oranı yüzde 263, Guizhou’da yüzde 258 ve Guangxi’de ise yüzde 244’e ulaştı. Çin’de imalat sektöründe çalışan bir işçinin en çok ücret aldığı kent olan Shanghai’da da artış son 10 yılda yüzde 216’yı buldu ve yıllık ücret 42 bin yuana kadar ulaştı.
Tüm bu rakamlar, işletmelerin aldığı kararlar, Çin’de imalat sanayinin bir anda yok olacağı anlamına gelmiyor haliyle. Ekonomik analizleriyle tanınmış belli başlı kuruluşlar, imalat sanayinin, grevlere, artan işçi ücretlerine rağmen daha bir 100 yıl kadar Çin ekonomisinin önemli bir parçası olmaya devam edeceğini öne sürüyor. Halihazırda Çin’in Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın yüzde 47’si imalat sanayi kaynaklı. ABD’de ise bu oran yüzde 23.
Oxford Üniversitesi Çin Merkezi’nden Dr. Eric Thun, Çin’in tarihi boyunca karşılaştığı en büyük sorunun inovasyon temelli aktivite eksikliği olduğunu söylüyor. Bunun nedenini de Çin’deki işgücü miktarının fazla olmasıyla açıklıyor. Çin hükümetinin yüksek katma değeri olan yeni iş kolları yaratmak istediğine dikkat çeken Thun, kıyı bölgelerindeki geleneksel imalat merkezlerinin, daha yüksek teknoloji kullanan üretim biçimlerine ve sektörlere geçiş yaparak, düşük teknolojinin ve yoğun işçiliğin kullanıldığı imalat sanayinin Çin’in iç kısımlarına kaydırılmasının planlandığını söylüyor.
Otomasyon uzmanı Jim Pinto farklı bir görüşe sahip. İşçi ücretlerinin imalat maliyetlerine etki eden en büyük faktör olmadığını söyleyerek, Çinli imalatçıların ücret artışlarına sanıldığından daha fazla direnç gösterebileceklerine işaret ediyor. Düşük kar marjlarına rağmen Çinli firmaların hayatta kalabileceklerini belirten Pinto, bu etkenin Çin’i özel kıldığını söylüyor. Çin’de iphone telefonun 200 dolara imal edilip, Apple’a 220’ye satılabildiğini söyleyen Jim Pinto, Avrupa’da aynı malın Apple’a maliyetinin 360 dolar olacağını belirtiyor. Bu konuda düşük maliyetli kredilerin ve vergi avantajlarının Çinli imalatçılara yardımcı olduğunu da dikkat çekiyor.
Artan işçi ücretleri, yeni sektör ve teknoloji tercihleri Çin’deki yatırım ortamında kökten değişikliklere yol açsa da, tüm bu değişim sürecinin yatırım kararlarını etkilemeyeceğini söyleyen firmalar da var. General Motors’un Çin’deki yönetiminin İcra Kurulu Başkanı Kevin Wale, işçi sorunlarının tüm dünyada zaman zaman ortaya çıktığını söylüyor ve Çin’deki gelişmelerin firmasının yatırım iştahını azaltmayacağına dikkat çekiyor. Çin pazarının dev potansiyelinin işçi ücretlerinde meydana gelen artıştan daha önemli olduğunun altını çiziyor.
Buyazı çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
12 Eylül 2010 Pazar
Açık deniz rüzgar santraline 882 milyon dolarlık yatırım
Dafeng kentindeki açık deniz rüzgar santrali için ilk ölçüm direği başarıyla dikildi. Jiangsu eyaleti sınırları içerisindeki Dafeng’de kurulacak rüzgar santrali deniz üzerinde 127 kilometrekarelik bir alanı kaplayacak ve 300 MW kurulu güce sahip olacak. 882 milyon ABD Doları’na mal olacak proje tamamlandıktan sonra yılda 740 milyon kilovatsaat elektrik üretecek ve iklim değişikliğine yol açan 628 bin ton seragazı emisyonunun atmosfere salınmasının önüne geçecek.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
11 Eylül 2010 Cumartesi
Apple’ın yeni iPod’u 398 yuan fiyatla piyasada
Apple Çin’de yeni bir iPod ürünü piyasaya sürdü. iPod’un yeni modeli 2 gigabyte hafızaya sahip ve aralıksız 15 saat müzik çalabiliyor. Daha küçük, hafif ve ucuz olan bu modelin satış fiyatı 398 yuan olarak belirlendi.
Foxconn yılın ilk yarısında 142 milyon dolar zarar etti
Foxconn yılın ilk yarısında 142 milyon dolar zarar etti iPhone ve iPad’in dünyadaki en büyük imalatçısı Foxconn, yılın ilk altı ayında yüksek amortisman maliyeti ve telefon fiyatlarının düşmesi nedeniyle zarar açıkladı. Altı aylık zararı 142 milyonu geçen Foxconn firmasının satışlarıysa yüzde 2,2 oranında artarak 3 milyar 230 milyon doları geçti.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
10 Eylül 2010 Cuma
Çin’de cep telefonu numaraları isme kaydedilecek.
Çin’de cep telefonu almak isteyenler bundan sonra kimlik kartlarını da yanlarında götürmek zorunda. Çin hükümetinin cep telefonu yoluyla gönderilen istenmeyen mesajları önlemek, pornografiyle baş etmek için aldığı bu yeni karar sonucunda, bundan böyle cep telefonu almak isteyenlerin telefon numaraları adlarına kaydedilecek. Çin vatandaşları numara satın almak için kimlik kartlarını yanlarında götürürken, Çin’deki yabancılar da pasaportlarıyla kayıt yaptırabilecekler. Cep telefonu numaralarının isme kaydedilmesi zorunluluğu nedeniyle, bundan böyle gazete bayilerinden kontörlü telefon için SIM kartı satışı da yapılmayacak.
Çin’deki 800 milyon cep telefonu kullanıcısının 320 milyonunun kaydı bulunmuyor. İstatistiklere göre Çin’de ortalama bir cep telefonu kullanıcısı haftada ortalama 43 adet mesaj alıyor ve bunların 12 tanesi ise istenmeyen mesaj kategorisine giriyor.
Kaynak: China Daily
Çin’deki 800 milyon cep telefonu kullanıcısının 320 milyonunun kaydı bulunmuyor. İstatistiklere göre Çin’de ortalama bir cep telefonu kullanıcısı haftada ortalama 43 adet mesaj alıyor ve bunların 12 tanesi ise istenmeyen mesaj kategorisine giriyor.
Kaynak: China Daily
8 Eylül 2010 Çarşamba
Shenzen’de işçi ücretlerini düzenlemek için yeni yasa
Çin’in Shenzhen kenti, Özel Ekonomi Bölgesi’nde iş ve işçi ilişkilerini iyileştirmek amacıyla yeni bir işçi yasa tasarısı hazırladı. Shenzhen Özel Ekonomi Bölgesi Çin’in en önemli üretim merkezlerinden biri ve geçtiğimiz günlerde ücret artışı isteyen işçi eylemlerine sahne olmuştu. Toyota ve Honda fabrikalarındaki eylemler ve Foxconn’da çalışan 12 işçinin intiharı kamuoyunun dikkatini bölgeye çekmişti. iPhone ve iPad’in dünyadaki en büyük imalatçısı Foxconn’da, intihar olaylarından sonra montaj hattında çalışan bir işçinin 900 yuan olan aylık geliri 2 bin yuana çıkarılmıştı. Yeni yasa tasarısı, işçi ücretlerinin düzenli artışı için yapılacak görüşmeleri düzenliyor ve yılda en az bir kez bu tip bir görüşmenin yapılmasını öngörüyor. Yasa tasarısının Eylül ayında Yerel Halk Kongresi Daimi Komitesi tarafından gözden geçirilmesi bekleniyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
5 Eylül 2010 Pazar
Çin’in petrol ithalatı
Çin bu yıl petrol ihtiyacının yüzde 55'den fazlasını ithal edecek. Çin'in petrol talebi, hızlı gelişmesiyle birlikte artıyor ve uzmalar Çin'in petrol kaynaklarını çeşitlendirmesi, depolama kabiliyetini artırması ve enerji tasarrufuna daha fazla önem vermesi gerektiğini belirtiyor.
Çin'in ham petrol ithalatı 2007'de 163 milyon 200 bin, 2008'de 180 milyon, 2009'da ise 203 milyon 800 bin tondu. 2010'un ilk altı ayında ise 117 milyon ton ham petrol ithal edildi. Xiamen Üniversitesi Enerji Ekonomisi Araştırma Merkezi'nden Lin Boqiang, Çin'in enerji tasarrufu ve petrol ithalatını azaltma konusunda ABD'de geçmişte yaşanan gelişmeleri incelemesi gerektiğini söylüyor. İki ülke de petrol talebinin büyük bir bölümünü dışarıdan karşılıyor bu nedenle de sorunlar ve çözüm önerileri benzerlikler içeriyor. 1970'li yıllarda ABD'nin petrol talebinin büyük bir bölümü OPEC ülkelerince karşılanıyordu ve bu talep giderek artıyordu. 2008'e gelindiğinde ABD'nin ithal ettiği petrolün sadece yüzde 46'sı OPEC ülkelerinden karşılanır hale geldi. Halbuki 1977'de bu oran yüzde 70'di. Amerika bugün, acil durumda kullanılmak üzere en çok petrol stoğuna sahip ülke konumunda. 15 yıl önce net petrol ithalatçısı haline gelen Çin de, ilk dört stratejik petrol rezervinin inşasını bitirdi. Şu anda Çin'de 30 günlük ithalata denk düşen petrol rezervi bulunuyor. Ayrıca, Körfez ülkeleri ve Afrika'daki petrol sahibi ülkelerle çeşitli anlaşmalar yapılarak talebin düzenli olarak karşılanmasına çalışılıyor. Ülkenin artan petrol talebi düşünüldüğünde, uzmanlar daha yapılması gereken çok iş olduğu konusunda hemfikir.
2010 yılının ilk altı ayında Çin'in petrol tüketimi 220 milyon tona ulaştı. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 arttı. Yılın ilk yarısında tüketilen petrolün yüzde 55'i ithal edildi. Sadece Temmuz ayında 19 milyon ton ham petrol ithal edildi. Haziran ayında ise bu rakam tarihi bir rekor olan 22 milyon 270 bin tondu. Çin sadece ithalatı çeşitlendirme, petrol stoğu oluşturma ve enerji tasarrufu gibi önlemlerle ithalatı azaltmaya çalışmıyor. Petrol arama ve çıkarma faaliyetleri de hızla sürdürülüyor. Çin Sosyal Bilimler Akademisi'nin verdiği rakamlara göre, 2010 yılında Çin'in petrol üretiminin 177 ila 198 milyon tona ulaşması bekleniyor. 2015'te ise bu rakamın 182 ila 200 milyon ton arasında olacağı tahmin ediliyor. Sınırlı rezervler nedeniyle 2020 sonrası ise üretimin yeniden düşmesi bekleniyor. Bu da Çin'in işin haliyle zorlaştırıyor.
Doğalgazda da benzer bir durum söz konusu. 2008'e göre yüzde 7,7 artan gaz üretimi 2009'da 83 milyar metrekübe çıktı. Aynı yıl tüketim ise 87 milyar metrekübü geçti. 2000 yılında 25 milyar metreküplerde olan tüketim 2008'de 80 milyar metrekübe ulaştı. 21. yy'da doğalgaz talebinde ciddi bir artış görüldü. Petrolde olduğu gibi doğalgazda da Çin net ithalatçı konumuna geldi. Çin'in doğalgaz ve petrol rezervlerinin, ülkenin büyüklüğü ve artan talep göz önüne alındığında yeterli olduğunu söylemek zor. Uluslararası standartlar, bir ülkenin petrol ihtiyacının yüzde 50'sinden fazlasını dışarıdan karşılaması durumunda enerji güvenliğinin tehdit edildiğini belirtiyor. Kaynak sınırlı olunca yapılması gereken en iyi şey, tedarikçilerin sayısını arttırmak, enerji tasarrufu yapmak, enerjiyi verimli kullanmak olarak sıralanabilir. Çin'in Asya-Pasifik, Orta Doğu ve Afrika kaynaklı tedarikçilerinin sayısını arttırmaya çalışması uzmanların neredeyse hepsinin birleştiği ortak çözüm yolu gibi görünüyor.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Çin'in ham petrol ithalatı 2007'de 163 milyon 200 bin, 2008'de 180 milyon, 2009'da ise 203 milyon 800 bin tondu. 2010'un ilk altı ayında ise 117 milyon ton ham petrol ithal edildi. Xiamen Üniversitesi Enerji Ekonomisi Araştırma Merkezi'nden Lin Boqiang, Çin'in enerji tasarrufu ve petrol ithalatını azaltma konusunda ABD'de geçmişte yaşanan gelişmeleri incelemesi gerektiğini söylüyor. İki ülke de petrol talebinin büyük bir bölümünü dışarıdan karşılıyor bu nedenle de sorunlar ve çözüm önerileri benzerlikler içeriyor. 1970'li yıllarda ABD'nin petrol talebinin büyük bir bölümü OPEC ülkelerince karşılanıyordu ve bu talep giderek artıyordu. 2008'e gelindiğinde ABD'nin ithal ettiği petrolün sadece yüzde 46'sı OPEC ülkelerinden karşılanır hale geldi. Halbuki 1977'de bu oran yüzde 70'di. Amerika bugün, acil durumda kullanılmak üzere en çok petrol stoğuna sahip ülke konumunda. 15 yıl önce net petrol ithalatçısı haline gelen Çin de, ilk dört stratejik petrol rezervinin inşasını bitirdi. Şu anda Çin'de 30 günlük ithalata denk düşen petrol rezervi bulunuyor. Ayrıca, Körfez ülkeleri ve Afrika'daki petrol sahibi ülkelerle çeşitli anlaşmalar yapılarak talebin düzenli olarak karşılanmasına çalışılıyor. Ülkenin artan petrol talebi düşünüldüğünde, uzmanlar daha yapılması gereken çok iş olduğu konusunda hemfikir.
2010 yılının ilk altı ayında Çin'in petrol tüketimi 220 milyon tona ulaştı. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 arttı. Yılın ilk yarısında tüketilen petrolün yüzde 55'i ithal edildi. Sadece Temmuz ayında 19 milyon ton ham petrol ithal edildi. Haziran ayında ise bu rakam tarihi bir rekor olan 22 milyon 270 bin tondu. Çin sadece ithalatı çeşitlendirme, petrol stoğu oluşturma ve enerji tasarrufu gibi önlemlerle ithalatı azaltmaya çalışmıyor. Petrol arama ve çıkarma faaliyetleri de hızla sürdürülüyor. Çin Sosyal Bilimler Akademisi'nin verdiği rakamlara göre, 2010 yılında Çin'in petrol üretiminin 177 ila 198 milyon tona ulaşması bekleniyor. 2015'te ise bu rakamın 182 ila 200 milyon ton arasında olacağı tahmin ediliyor. Sınırlı rezervler nedeniyle 2020 sonrası ise üretimin yeniden düşmesi bekleniyor. Bu da Çin'in işin haliyle zorlaştırıyor.
Doğalgazda da benzer bir durum söz konusu. 2008'e göre yüzde 7,7 artan gaz üretimi 2009'da 83 milyar metrekübe çıktı. Aynı yıl tüketim ise 87 milyar metrekübü geçti. 2000 yılında 25 milyar metreküplerde olan tüketim 2008'de 80 milyar metrekübe ulaştı. 21. yy'da doğalgaz talebinde ciddi bir artış görüldü. Petrolde olduğu gibi doğalgazda da Çin net ithalatçı konumuna geldi. Çin'in doğalgaz ve petrol rezervlerinin, ülkenin büyüklüğü ve artan talep göz önüne alındığında yeterli olduğunu söylemek zor. Uluslararası standartlar, bir ülkenin petrol ihtiyacının yüzde 50'sinden fazlasını dışarıdan karşılaması durumunda enerji güvenliğinin tehdit edildiğini belirtiyor. Kaynak sınırlı olunca yapılması gereken en iyi şey, tedarikçilerin sayısını arttırmak, enerji tasarrufu yapmak, enerjiyi verimli kullanmak olarak sıralanabilir. Çin'in Asya-Pasifik, Orta Doğu ve Afrika kaynaklı tedarikçilerinin sayısını arttırmaya çalışması uzmanların neredeyse hepsinin birleştiği ortak çözüm yolu gibi görünüyor.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
4 Eylül 2010 Cumartesi
Haier’in 6 aylık net karı 1 milyar yuanı geçti
Çin’in ve dünyanın en büyük beyaz eşya ve elektrikli ev aletleri üreticisi Haier, yılın ilk yarısındaki net karının yüzde 51 arttığını açıkladı. Shanghai Menkul Kıymetler Borsası’na yapılan açıklamada firmanın ilk altı aylık net karının 1 milyar 80 milyon yuan, yani 160 milyon dolar olduğu açıklandı. Qingdao merkezli firmanın yurt içi ve yurt dışında 60 bin çalışanı bulunuyor ve ürünleri 100’den fazla ülkede satılıyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
2 Eylül 2010 Perşembe
Çin’de elektrikli otomobil aküleri için üç ulusal standart
Çin, elektrikli araçlarda kullanılan akülerle ilgili üç standartı tekrar gözden geçiriyor. Volkswagen Araştırma Labaratuvarı Müdürü Tobias Giebel, bu gelişmeyi, Çin hükümetinin elektrikli araçlara verdiği önemin bir parçası olarak görüyor. Çin’de elektrikli araç konusunda gerçekten de önemli gelişmeler yaşanıyor. Çinli otomobil üreticisi BYD’nin EV e6 modeli, Nisan ayından bu yana Zhenzhen kentinde taksi olarak kullanılmaya başlandı. Volkswagen sadece ucuz değil, güçlü elektrikli otomobiller üretmek için iki litrelik motora sahip elektrikli araçlar üzerinde çalışıyor. Zotye adlı otomobil firması da pahalı bir hibrid modeli finansal kiralama yöntemiyle bireysel tüketicilere satmaya hazırlanıyor. Sinopec, Çin Ulusal Petrol Şirketi gibi Çin’in enerji devleri de kent içlerinde elektrikli araç şarj istasyonları kurmak için girişimlerde bulunuyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
31 Ağustos 2010 Salı
LongChamp Çin pazarından umutlu
Fransa’nın ünlü çanta markası LongChamp, Çin’in kısa zamanda firmanın en büyük beş pazarından biri haline geleceğini düşünüyor. Firmanın İcra Heyeti Başkanı Jean Cassegrain, Çin pazarındaki büyümenin son beş yıl boyunca yüzde 30’un üzerinde gerçekleştiğini ve bu eğilimin devam edeceğini söylüyor. Şirketin şu anda en çok satış yaptığı beş pazar Fransa, ABD, Almanya, Japonya ve Kore Cumhuriyeti. Cassegrain’e göre firmanın Çin’deki satışları çok kısa bir süre içinde Japonya ve Kore’yi geride bırakacak. Çin, 2009 yılında 9 milyar 600 milyon dolara (ABD) ulaşan satış rakamıyla dünyanın en büyük ikinci lüks tüketim ürünleri pazarı haline gelmişti. Önümüzdeki beş yıl içinde Çin’deki lüks tüketim mallarının satışlarının 14 milyar doları (ABD) geçerek Çin’i lüks tüketim malları satışında dünya birincisi yapması bekleniyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
30 Ağustos 2010 Pazartesi
Çin'den yeni bir dev baraj daha
Çin’in Üç Boğaz Barajı Projesi’nden sonra ikinci en büyük hidroelektrik tesisi Xiaowan tamamlandı. Yunnan eyaletindeki santralin 700 MW’lık son ünitesinin de çalışmaya başlamasıyla 4 bin 200 MW’lık dev santral tam kapasiteyle üretime başladı. Xiaowan Barajı toplam 40 milyar yuana, Türk parasıyla yaklaşık 9 milyara mal oldu. Barajın yılda 19 milyar kilovatsaat elektrik üretmesi bekleniyor. Çin, 2020 yılına kadar enerjisinin yüzde 15’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından elde etmeyi planlıyor. Şu anda Çin’in enerji ihtiyacının yüzde 7,8’i hidroelektrik, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanıyor. 100 yıl önce ilk hidroelektrik santralini kuran Çin’de halihazırda 70 bin MW kurulu güce sahip baraj projelerinin inşası sürüyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
29 Ağustos 2010 Pazar
Çin ve Rusya arasındaki ticaret gelişiyor
Yılın ilk altı ayında Çin ile Rusya arasındaki karşılıklı ticaret hacmi 30 milyar 700 milyon doları buldu. Bir yıl öncesine göre yüzde 50’ye varan bir artış gerçekleşti. İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesi sadece karşılıklı ihracat ve ithalatın artmasıyla sınırlı değil. Çinli firmaların Rusya’daki doğrudan yatırımları bu yılın ilk yarısında yüzde 58, Rus firmaların Çin’deki doğrudan yatırımları da yüzde 18,3 oranında artış gösterdi. Rus şirketler daha çok elektrik üretimi, nükleer enerji, taşımacılık altyapısı gibi konularda yatırım yapıyor. Çin hükümeti yetkilileri Rus malı mekanik ve elektronik ürünlerin Çin’de tüketilmesine çalışacaklarını, bunun karşılığında Rusya’nın da otomobil pazarını Çinli firmalara açmasını umduklarını söylüyor.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
28 Ağustos 2010 Cumartesi
Çin’de otomobil sektörünün büyümesi sigortacıları üzdü
Çin’de otomobil sektörünün büyümesi sigortacıları üzdü Dünyanın en büyük otomobil pazarına sahip Çin’de, araç satışlarının günden güne artması sektörde yüzlerin gülmesine neden olurken, sigorta sektörünü ise olumsuz etkiledi. 2009 yılında Çin’in sigorta sektörü 2 milyar 900 milyon yuan, yani 427 milyon ABD Doları zarar etti. Araç sayısının artması ve zorunlu trafik sigortası uygulaması sayesinde Çin Sigorta Birliği’ne üye 30 sigorta şirketinin sigortaladığı araç sayısı bir yıl öncesine göre yüzde 23 arttı, 85 milyon araç sadece 2009 yılında sigortalandı. Zorunlu trafik sigortası gelirleri de bir yıl öncesine göre yüzde 21 arttı ve 10 milyar ABD Dolarına yaklaştı.
Bütün bunlara rağmen Çin’deki sigorta sektörü nasıl zarar etti diye merak ediyor olabilirsiniz. 2009 yılında sigortacılar trafik kazalarından dolayı 11 milyon 780 bin başvuruyla karşı karşıya kaldı ve 6 milyar 950 milyon ABD Doları tutarında hasar ödemesi yaptı. Bunun üzerine 3 milyar ABD Dolarına yaklaşan işletme giderleri de eklenince sigorta sektörü geçen yılı 427 milyon ABD Doları zararla kapattı.
Kaynak: China Daily
Bütün bunlara rağmen Çin’deki sigorta sektörü nasıl zarar etti diye merak ediyor olabilirsiniz. 2009 yılında sigortacılar trafik kazalarından dolayı 11 milyon 780 bin başvuruyla karşı karşıya kaldı ve 6 milyar 950 milyon ABD Doları tutarında hasar ödemesi yaptı. Bunun üzerine 3 milyar ABD Dolarına yaklaşan işletme giderleri de eklenince sigorta sektörü geçen yılı 427 milyon ABD Doları zararla kapattı.
Kaynak: China Daily
26 Ağustos 2010 Perşembe
Çin gemi inşa sanayinde yüzler gülüyor
Çin gemi inşa sanayinin bu yılın ilk 7 ayında aldığı sipariş hacmi bir yıl öncesine göre yüzde 420 arttı. Alınan siparişlerin net ağırlığı 33 milyon tonu geçti. Temmuz ayındaki siparişlerin net ağırlığı başlı başına 9 milyon 540 bin ton olurken, finansal krizden bu yana gerçekleşen en büyük sipariş hacmi olarak da kayıtlara geçti. Çin’de 2 bin 25 adet büyük ölçekte gemi inşa şirketi bulunuyor. Bu 2 bin 25 şirketin ilk 7 ay içinde yaptıkları üretimin maddi değeri 55 milyar dolara yaklaşıyor.
Kaynak: China Daily
Kaynak: China Daily
24 Ağustos 2010 Salı
Türkiyeli şirketten Çin’de 2 milyar dolarlık yatırım
Star Mall Group adıyla Çin’de faaliyet gösteren emlak ve yatırım firması, önümüzdeki 10 yıl içinde Çin’de 10 alışveriş merkezi açacaklarını duyurdu. Star Mall Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ulusoy, 10 alışveriş merkezi için toplam 2 milyar dolar yatıracaklarını, alışveriş merkezlerinden iki tanesinin inşasına bu yıl, iki tanesine de gelecek yıl başlayacaklarını söyledi. Çin’in emlak pazarında önemli oyunculardan biri olan Star Mall grubu, alışveriş merkezlerinin birini Liaoning eyaletinde kuracak. Diğer alışveriş merkezinin ise Shanghai yakınlarında veya Jiangsu eyaletinin Wuxi kentinde kurulması planlanıyor.
Star Mall, Türkiye’de finans ve emlak sektöründe faaliyet gösteren FIBA Grup ile uluslararası yatırım ve emlak şirketi Turkmall’un ortaklaşa kurduğu ve Çin’de faaliyet gösteren bir şirket. Şirketin ilk projesi Shenyang Plaza 2011 Mayıs ayında tamamlanacak. Bülent Ulusoy, Star Mall’un Çin Sanayi ve Ticaret Bankası’yla bir anlaşma yaptığını ve önümüzdeki 10 yıl içinde herhangi bir finansman sorunuyla karşılaşmayacaklarını da söylüyor.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Star Mall, Türkiye’de finans ve emlak sektöründe faaliyet gösteren FIBA Grup ile uluslararası yatırım ve emlak şirketi Turkmall’un ortaklaşa kurduğu ve Çin’de faaliyet gösteren bir şirket. Şirketin ilk projesi Shenyang Plaza 2011 Mayıs ayında tamamlanacak. Bülent Ulusoy, Star Mall’un Çin Sanayi ve Ticaret Bankası’yla bir anlaşma yaptığını ve önümüzdeki 10 yıl içinde herhangi bir finansman sorunuyla karşılaşmayacaklarını da söylüyor.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
2 Ağustos 2010 Pazartesi
Lenova, Çin'in batısına yatırım yapmaya hazırlanıyor
Çin'in en büyük bilgisayar üreticilerinden Lenovo, maliyetleri azaltmak için Çin'in batısında yeni bir üretim merkezi açmayı planlıyor. Dünyadaki dördüncü büyük bilgisayar satıcısı olan Lenovo'nun başkanı Rory Lead, firmanın hedefinin dünya çapında pazar payını arttırmak olduğunu ve doğuda olduğu kadar batıda da üretim merkezlerine ihtiyaç duyduklarını söyledi. Uzmanlar, Foxconn'a ait fabrikada meydana gelen intihar olaylarının ve Honda'daki grevin batı kısımlarda maliyet artışına neden olduğuna dikkat çekiyor. Son veriler, Lenovo'nun küresel satışlarının yılın ikinci çeyreğinde yüzde 47 oranında arttığını ve rakipleriyle arasındaki farkı kapatmaya başladığını gösteriyor.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
1 Ağustos 2010 Pazar
Geely'inin 2015 hedefi 2 milyon araç
Çinli otomobil ütreticilerinden Geely, 2015 yılında dünya çapında iki milyon araç satmayı hedefliyor. Geely'nin satışları bu yılın ilk altı ayında 195 bini geçti ve geçen yıla göre yüzde 42 oranında arttı. Firmanın bu yılki satış hedefi 400 bine ulaşmak. Geely, geçtiğimiz haftalarda Volvo'nun satışına Avrupa Birliği idarecilerinden onay almıştı. Firmanın hedefleri arasında Çin'de 2015'e kadar 150 bin Volvo marka otomobil satmak da var.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
31 Temmuz 2010 Cumartesi
Beijing'deki Başkent Havaalanı'nda yolcu trafiği arttı
Çin'in başkenti Beijing'deki uluslararası Başkent Havaalanı'nda yolcu trafiği geçen yılın ilk altı ayına göre yüzde 17 artarak, 67 milyonu geçti. Kargo ve posta trafiği de aynı oranda büyüdü ve altı aylık dönemde ağırlık olarak 1 milyon tonu geçti. Yolcu ve kargo trafiğinin artmasıyla işletmeci Capital Airports Holding'in gelirleri de yaklaşık dörtte bir oranında artarak 10 milyar yuanı geçti.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
30 Temmuz 2010 Cuma
Harrods Shanghai'da mağaza açmak istiyor
Dünyanın en tanınmış lüks mağazalarından Harrods, Shanghai'da şube açmak için Shanghai Belediyesi'yle görüşüyor. Londra dışında şubesi olmayan ve İngiltere'deki en büyük ve en lüks mağazalardan biri olan Harrods'ın Umum Müdürü Michael Ward, yeni mağazanın büyük bir olasılıkla Çin'de olacağını ama öncesinde yapılacak çok iş olduğunu söylüyor. Harrods, mağazaya yetecek büyüklükteki uygun alanların Shanghai'da sınırlı olmasından dolayı yer seçiminde zorlanıyor.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Harrods Shanghai'da mağaza açmak istiyor
Dünyanın en tanınmış lüks mağazalarından Harrods, Shanghai'da şube açmak için Shanghai Belediyesi'yle görüşüyor. Londra dışında şubesi olmayan ve İngiltere'deki en büyük ve en lüks mağazalardan biri olan Harrods'ın Umum Müdürü Michael Ward, yeni mağazanın büyük bir olasılıkla Çin'de olacağını ama öncesinde yapılacak çok iş olduğunu söylüyor. Harrods, mağazaya yetecek büyüklükteki uygun alanların Shanghai'da sınırlı olmasından dolayı yer seçiminde zorlanıyor.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
28 Temmuz 2010 Çarşamba
Petrol boru hattındaki patlamanın sırrı çözüldü
16 Temmuz'da Çin'in Dalian kentindeki bir petrol depolama tesisinde meydana gelen patlamanın nedeni öğrenildi. Boru hattında meydana gelen patlamanın, ham petrolden sülfürü ayırmak için kullanılan kimyasal bir maddenin yanlışlıkla boru hattına pompalanması sonucu gerçekleştiği açıklandı. Patlamanın ardından 16 Temmuz akşamı çıkan yangın 17 Temmuz sabahında söndürülmüş ancak denize petrol sızması önlenememişti. Deniz kıyısındaki tesiste bulunan petrol boru hattında meydana gelen patlama daha sonra hattın yakınındaki diğer borularda da patlamaya yol açmış, ve Çin tarihinin en büyük petrol sızıntısı gerçekleşmişti. Çin Merkez Televizyonu'na göre 400 bin galon petrol, 435 kilometrekarelik bir alana yayıldı. Bundan birkaç ay önce ABD'de yaşanan petrol sızıntısında ise 94 milyon ile 184 milyon galon petrolün denize sızdığı tahmin ediliyor.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
27 Temmuz 2010 Salı
Çİn'de altı firmaya çevre cezası
Çin'de altı firma, desülfürizasyon tesislerini doğru çalıştırmadıkları ve emisyon rakamlarında hileye başvurduklar için cezalandırılacak. Firmalardan beşi enerji, diğeri ise kimya sektöründe faaliyet gösteriyor. Cezanın maddi olacağını belirten Çin Çevre Koruma Bakanlığı, cezanın miktarı veya şekliyle ilgili bilgi vermedi. Firmaların üçü Guangxi Zhuang Özerk Bölgesi'nde, ikisi Sichuan, diğeriyse Shanxi eyaletinde faaliyet gösteriyor.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Bu haber çeşitli kaynaklardan derlenmiş ve "Ekonomi'nin Çincesi" programında yayınlanmıştır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)